İntihal ve bununla ilişkili diğer ahlaksızlık konuları üniversitlerimizin dokusunu çürütüyor.
Yazılarım çıkmaya başladıktan sonra bana birçok intihal dosyası gönderildi. Bir profesör zahmet etmeyip evime kadar geldi.
Maalesef bunları yayınlayamam. Metinleri kaşılaştırınca intihali, görmek mümküm ve çok kolay. Ama uzmanların inceleyip intihal olarak damgalamadığı dosyaları benim yayınlamam doğru olmaz.
Bu iş Yüksek Öğrenim Kurumu'nun ve teker teker üniversiteleri işidir. Maalesef YÖK bu konuya gerekli önemi vermeyerek ahlaksızlığın yaygınlaşmasına ve kök salmasına olanak sağlıyor.
Gerçi YÖK ODTÜ, Dicle, Mersin ve Çanakkale On sekiz Mart Üniversiteleri'ne mensup 14 fizikçinin intihal (Bilim hırsızlığı) yaptıkları iddiaların en sonunda gündemine aldı.
Ama çoğu zaman ortaya çıkan intihal olayları örtbas ediliyor.
Öğrencilerin ve akademisyenlerin bu örtbas işlemlerinden haberdar olmaları mensubu oldukları camiaya karşı olan güveni, sarsıyor. Ahlaksızlığın yükselmek için geçerli bir yöntem olduğu kanaatini yaygınlaştırıyor. Hırsızlık geçer akçe oluyor � politikada ve bürokraside rüşvetin, balı tutanın parmağını yalamasının olağan sayıldığı gibi.
Bilimde dürüstlük bilgiden önce gelir. Dürüstlük � ahlak � kendi başına bir değer ifade eder. Dürüstlükten arıtılmış bilim işte bizde sık sık olduğu gibi kopya, uyudurma, hırsızlık vesaire oluyor.
Bu konuya bir süre ara verebilirim. Gazetedeki görevim ekonomi konularında yazı yazmaktır. Ama peşini bırakmayacağımdan emin olabilirsiniz.>>>