NEDEN ?

https://plagiarism-turkish.blogspot.com


Yükseköğretimde Gözetim ve Denetim - Yasal Çerçeve ve Uygulamalar -
Devlet Denetleme Kurulu Raporu (2009) lütfen tıklayın
2547 sayılı Kanun’da öğretim elemanlarının disiplin suçlarına ilişkin yapılması düşünülen değişiklikler hakkında Bilim Akademisi’nin raporu (2016) lütfen tıklayın

25 Kasım 2013

Enis MERİÇ - Wikipedia’dan Kopyala-Yapıştır Akademik Tez Yazmak (RADİKAL Blog)

YÖK'ün son yıllarda uygulamaya koyduğu ÖYP programı akademik alımlarda dahada yaygınlaştı. Bu programa katılmak isteyen öğrencilerde aranılan kriter % 60 ALES puanı, % 25 Diploma Not Ortalaması, % 15 Yabancı Dil sınavında alınan puan. MEB'in öğretmen atamasına benzer bir uygulama haline gelmiş bu programı ele alalım. Bu programa alımlara göre iki türlü katılma şartı bulunuyor; lisans mezunu olmak veya yükseklisans programına cari alımdan kabul edilip öğrenim görüyor olmak. Bu programa herkes kendi branş alanından başvurabiliyor. Yani istediğiniz alanda yükseklisans & doktora yapamıyorsunuz.

Akademik alımlarda ALES kriteri bilimsel çalışma hayatına atılmak için önemli bir kritermidir ? Kişinin akademik araştırma yeteneğini değerlendirmenin ALES sınavı ile ne gibi bir alakası var? Kişinin akademik kariyeri bir ALES sınavınamı bağlı ? ÖYP kriterlerine bakacak olursak bir öğrencinin üniversite hayatında gördüğü akademik öğreniminin, araştırma yeteneğinin ve bilimsel çalışmalarının akademik alımlarda hiçbir etkisi bulunmuyor. Varsa yoksa tek önemli kriter ALES. Cari alımlarda bazı üniversitelerin yaptığı bilim sınavı YÖK'ün denetiminde hiçbir kontrole ve denetime tabi olmadığı için bu sınavların adaletli yapılıp yapılmadığı konusuda büyük soru işaretlerini beraberinde getiriyor. Cari alımlardada önemli kriter yine ALES sınavı. ALES notu yüksek olan daha öncelikli durumdadır. Üniversite yaptığınız bilimsel projelerin, araştırmaların ÖYP alımlarında hiçbir önemi bulunmuyor. Gerçi bunların bazı yerlerin cari alımlarındada bi önemi bulunmadığına yer yer şahit oluyoruz.

Neden "akademik araştırma yeteneğine" dayalı olarak alım yapılmıyor ? Neden Bilim sınavına ve Yabancı Dil sınavına öncelik verilmiyor ?

ÖYP programı yaygınlaşmaya başladı ve yine tek büyük kriter ALES. Artık üniversiteler akademik alımlarda bilimsel projelerde, akademik araştırmada başarılı olanları değil, ALES'den yüksek puan alanları alıyor. Öğrencinin bilim ile olan imtihanının bilimsel araştırmaya duyduğu ilginin yeteneğin hiçbir önemi yok. Bu uygulamalar ileride bilimsel araştırmalara, bilimsel gelişmişliğe büyük bir darbe vuracaktır. ÖYP ile akademik hayata katılan fakat akademik araştırma yeteneği bulunmayan onlarca ÖYP öğrencisinin akademik tez hazırlama aşamasında yaptığı bir uyanıklıktan bahsedeceğim. Gerçi bu uyanıklık ÖYP programı öncesi yıllarada dayanıyor, gelenek halini almış fakat ÖYP programının bu uyanıklığa daha büyük zemin hazırlayacağını düşünüyorum.

Üniversite hayatı boyunca bir akademik makale dahi okumamış, akademik araştırmanın ne olduğunu dahi bilmeyen onlarca öğrenci ÖYP programı ile akademik alımlarda yükseklisans programına kabul ediliyor, bu öğrenciler tez hazırlama aşamasında akademik kaynaklarla daha yeni yeni tanışıyor. Akademik makale yazma uslübunu bilmiyor, kaynak taraması yaparken elektronik kütüphanelere nasıl ulaşıcağını bilmiyor, açık erişim kaynaklarını bilmiyor, "google kitap" hizmetini bilmiyor. Bildikleri iki şey var; Birisi Wikipedia ve YÖK'ün kabul edilmiş tezleri yayınladığı Ulusal Tez Merkezi. Tez-makale yazmak için çok uyanıkça ve pratik bir uygulama.

Birinci aşamada yükseklisans tezi hazırlamak çok basit; "Wikipedia'dan kopyala-yapıştır yaparak tez yazmak". Şu ana kadar incelediğim yükseklisans tezlerinin hemen hemen çoğunda Wikipedia'den kopyala-yapıştır yapılıp kaynak gösteriliyor. Bunu örtülü bir şekilde doktora tezlerinde bile görüyorum. Neredeyse 10 tezin 8'i böyledir. Bu kısım iki aşamalıdır; Birinci kısım ilgili konu üzerinde Wikipedia'nin linkini dipnotda kaynak olarak göstermek. Bu en acemice olanıdır. Tezi yazan hiç düşünmezmi bu linkte yer alan yazıyı kaynaklarıyla beraber kim yazmış ? Bu yazılarda atıf yapılan kaynaklar doğrumu ? Sayfa numaraları doğru mu ? Bahsedilen konular o kaynaklarda geçiyor mu ? Hem neden "armut piş ağzıma düş" misali bir alıntı yapılıyor? Bu bilimsel anlayışa etik mi? Bu uyanıklık değil mi? Bugün Wikipedia'nın Türkçe ve yabancı dil kaynaklarını, Google Translate vasıtasıyla kullanan bir kişi bu şekilde çok rahat yükseklisans tezi hazırlayabilir. Genellikle çoğu kişi böyle yapıyor. Hazır bul, kopyala yapıştır teze wikipedia linkini kaynak göster, yabancı dilde wikipedia yazılarını google translate ile çevirt anlaşıldığı kadarıyla düzelt teze aktar dipnotada doğrudan Wikipedia'nın linkini koy. Bu uyanıklığın birincisi aşamasıdır, ikinci aşamasınıda birazdan bahsedeceğim.

Peki bir öğrenci neden böyle bir hataya düşer ? Bu öğrencinin tez danışmanı buna hiç ses çıkarmıyormu ? Tezi kabul eden jüri heyeti bunu görmüyormu tezi incelemiyormu ? Tez danışmanının bunu görüpte sesini çıkarmaması zaten ayrı bir skandal. Öğrenci tez aşamasına kadar akademik araştırmanın ne olduğunu bilmediği ve akademik araştırma yeteneği olmadığı için uyanıklık yapmak daha kolayına geliyor. İkinci araklama malzemesi YÖK'ün Tez Merkezinden kendi tez konusuyla alakalı geçmiş dönemlere ait yükseklisans, doktora tezlerinden kopyala-yapıştır yapmak. Bu da en yaygın olan intihal biçimlerindendir. Bunu anlaşılmayacak bir biçimde yapanlarda var. Cümlelerde kelime değişiklikleri yaparak araklamak. Wikipedia'dan kopyala-yapıştır yaparak linkini kaynak göstermemek gibi..

İkinci kısma gelelim. Wikipedia'da yazılan çoğu yazının doğru yada yanlış bir kaynağı vardır. Bazıları bu yazıların kaynağına gider bulur araştırır doğrular. Tez yazmaya başlamadan önce bibliyografyalardan akademik çalışmalardan sorgulayarak çalışmaya başlamak yerine Wikipedia'daki kaynakların peşine düşüp tez yazanlar var. Google Books hizmeti bu açıdan büyük bir fırsat. Wikipedia'daki ISBN kodunu takip et ve kitaba online eriş sayfa numarasını doğrula ve teze kopyala-yapıştır. Bu bilimsel araştırma etiğinede uygun değildir. Emek harcamadan araştırmadan kestirmeden sonuca ulaşmak. Bu metodu kısmende olsa doktora çalışması yapanların uygulaması muhtemeldir. Uygulamaya müsait bir metod. İncelediğim daha doğrusu zaman buldukça bakabildiğim bazı doktora tezlerinde kaynağı belli olmayan ama Wikipedia'da yayınlanmış semboller, resimler, imgeler yer almaktadır. Bu sembolün kaynağı nedir? Sorusuna cevap vermeden doğrudan kullanılmış. Her ne olursa olsun Wikipedia'yı takip ederek tez yazmak çok kolay bir uygulama. Bu uygulamalar ile akademik makale yazmakta çok kolaya indirgenmiş oluyor. Gördüğüm kadarıyla bu yükseklisans tezlerinde epeyce yaygınlaşmış. Bazı Doktora tezlerinde bile Wikipedia'yı kaynak gösterenler gördüm. Bazıları profesyonel davranarak Wikipedia'dan çalıp, anlaşılmaması için kaynağını göstermiyorlar. Wikipedia yükseklisans, doktora tezi hazırlayan öğrencilere büyük kolaylık sağlamış durumdadır. Akademik araştırma yeterliliğine sahip olmayan kişilerin intihale yönelmesi son yıllarda dahada yaygınlaştı. Bilinçli ve bilinçsizce yapılan intihallere karşı hiçbir disiplin önlemi alınmıyor. Birde işin yetersizlik tarafı var. ÖYP programı akademik araştırma verimliliğine gölge düşürecek bir uygulamaya sahip. Akademik alımlarda öncelikli olması gereken şart ALES gibi Türkçe-Matematik sınavı değil, bilimsel yeterliliktir. Bu süreç düzelmezse Türkiye'de yeni bir bilim anlayışı değil geçmişten günümüze tekrarlanan bir bilim anlayışı hakim olacak ve intihalci geleneğin varlığına şahit olacağız.

Enis MERİÇ
enismerc@gmail.com

21 Kasım 2013

Enis MERİÇ - Akademik Tezler ve İntihalin Yaygınlaşması (RADİKAL Blog)

Türkiye'de internetin yaygınlaşmaya başladığı yıllardan bu yana kabul edilmiş yükseklisans ve doktora tezleri, üniversite enstitüleri tarafından YÖK'ün tez merkezine PDF dosya olarak gönderiliyor. Sonra bu tezler YÖK'in tez merkezinin sitesinde indirilmek üzere PDF dosya olarak yayınlanıyor. Araştırmak istediğiniz konuyu, daha öncesinde yapılan çalışmaları sorgulama yapmak için anahtar kelimeyi arama bölümüne yazıyorsunuz karşınıza yayınlanmış bütün tezler sıralanmaya başlıyor. Yalnız "izinli" tezler yayınlanıyor ve bu tezleri indirebiliyorsunuz, enstitülerce onaylanmış tezlerin yarısından fazlası "izinsiz" ve yayınlanmıyor. Yayınlanması için tezi hazırlayan yükseklisans ve doktora öğrencisinin onayı olması gerekiyor eğer yayınlanmasına müsaade etmemişse teze ulaşamıyorsunuz. Doktora çalışmalarının büyük çoğunluğu izinsiz ve ulaşamıyorsunuz.  Peki bir öğrenci tezini neden yayınlamak istemez ?  Burda iki cevap çıkıyor ortaya. Tez sahibi tezine ulaşılmasını istemiyorsa ya yaptığı intihalin başkalarınca anlaşılmaması için tezini yayına açmıyor yada kullandığı kaynakların ve metodların başkaları tarafından kullanılmaması içindir.
Bağlı bulunulan Enstitü tarafından Onaylanmış bir tezin yayınlanmasının "İzinli" olması neye dayanıyor ? Hukuki normu nedir? Tezin sahibinin burada ticari bir kaygısı var ise o zaman telif hakkı ödenir kullanılabilir. Genellikle tezini bitiren yükseklisans, doktora ve doçentlik tezini bitiren akademisyenler, tezlerini enstitüye sunduktan sonra tezlerini yayına açtırmayarak kitap haline dönüştürüyor ve kitap olarak yayınlatıyorlar. O zaman tezin sahibine şu soruyu soruyoruz : Sen bu tezi ticari amaçlımı hazırladın, yoksa bilim içinmi hazırladın ?  Üniversiteler ticari amaçlı tez yazdırır mı dersek tabiki hayır. Bu çatı altına giren her öğrenci tezini bilim için hazırlamaya mecburdur. Enstitüler ticari bir şirket değildir, burada amaç bilim yapmaktır. Akademik tezlerin telif hakkı, akademik unvan ile ödüllendirilir, bunun dünyada uygulanan şekli budur. Dünyanın hangi ülkesinde böyle bir uygulama görülmüştür ?  Tezi yaz ünvanı al bir yandanda ticari amaçlı kitap haline dönüştür. Dünyanın hangi ülkesinde böyle bir uygulama var ?  Hazırlanan tez enstitüye aittir bu tezin sorumluluğuda tezi  kabul eden akademik jüriye ve tez danışmanına aittir. Tezler ticari bir amaç taşıyamaz.  Bu açıdan bir tezin ulaşılmasını "izinsiz" kılmanın hiçbir hukuki dayanağıda yoktur. YÖK tezin sahibinin keyfine bağlı değildir YÖK eğer bilim adına bir hizmet veriyorsa bu tezi yayınlamaya "izinli" hale getirmeye mecburdur. Böylesi  çarpık bir uygulama ancak ülkemizde mevcuttur. 
Gelelim İntihal Meselesine
İntihal  kelimesi (Türk Dil Kurumunun) yayınladığı sözlükte şöyle açıklanmaktadır; bir kişinin eserinde başka kişilerin ifade, buluş veya düşüncelerini kaynak göstermeksizin kendisine aitmiş gibi kullanması. İntihal bir tür sahtekarlık ve hırsızlıktır. Akademik sahtekarlık, bilgi hırsızlığı dememiz yerindedir. Yapılan incelemeler ve varsayımlara göre 2002'den sonraki yıllarda yayınlanan tezlerde çok ciddi bir araklama kopyala-yapıştır metin çalma söz konusudur. Bu konuyla ilgili epey bir zaman araştırma yapıyorum karşılaştığım durum çok vahim. Neredeyse intihalsiz yüksek lisans tezleri parmakla gösterilecek kadar azdır. Herkes birbirinin emeğinden çalıyor, uyanık davranıyor emek harcamadan sonuca varıyorlar ama bilim adına hiçbir şey ifade etmiyorlar. İntihali yapanlar üzerindeki gözlemime dayanaraktan şunu ifade etmek isterim ki;  bir üniversite öğrencisi akademik tezle son sınıfta tanışıyor bu tezde hiçbir kontrole tabi olmadığı için çoğu tez kopyala-yapıştır tezler oluyor. Üniversite öğrencilerinin büyük çoğunluğu üniversite hayatı boyunca hiç akademik makale okumamış durumdadır. Akademik makale yazmaya teşebbüs dahi etmemiştir. Yükseklisansa gelen bir öğrenci tez hazırlama aşamasında akademik çalışmanın ne olduğunu tam tamına öğrenemediği ve zorlandığı için yakalanmam gayesiyle araklamaya yöneliyor. Kendi konusuna benzer daha önce yazılmış tezlerden arak yapıp, çeşitli kaynaklardanda arak yaparak tezine aktarıyor. Arak yapan kişi başka tezden araklama yaparken yazının kaynağıylada beraber aktarıyor yani gerçek tezin sahibininde yanlışını veya doğrusunu sahiplenmiş oluyor. Kimiside çok uyanık davranıyor arak yaparken  kelimelerle cümlelerle oynuyor ama arak yaptığı tezden aynı kaynağı kullanıyor.
İntihallerin yapılmasında akademik biliçsizliğin daha çok rolü olduğunu düşünüyorum. Bazıları profesyonel davranarak yaptığı araklamanın anlaşılmaması için çeşitli kılıflarla kelime değişiklikleriyle yaptığı intihali gizliyor. Doktora tezlerine gelecek olursak bu durum ciddi bir süreç istiyor. Yükseklisans tezleri aşağı yukarı 100-150 sayfa tutar ama  80 sayfalık doktora tezi görünce, sayfalarında bir şey ifade etmediğini anladım. Karşılaştığınız intihalli doktora tezlerini YÖK'e sunmak YÖK için hiçbir şey ifade etmiyor. Çünkü YÖK intihalli tezlere hiçbirşey yapamıyor. Bunun çeşitli sebepleri var. Eğer intihalli tezlere dokunursa bu işin ardı arkası kesilmeyecek, işin ucu herkese dokunmaya başlayacak ve buda bazı kesimleride rahatsız edeceği için YÖK intihal olayının üzerine hukuki açıdan gitmiyor. Farklı sebeblerle kılıfına uyduruyor. Hırsızlığın, sahtekarlığın her türlüsünün bir yaptırıma tabi olduğu dünyada, akademik hırsızlığın, akademik sahtekarlığın Türkiye'de ise kanunda hiçbir cezası yok, yönetmeliktede hiçbir disiplin cezasıda yok. Bugüne kadar YÖK tarafından bir düzenlemenin yapıldığına dair bir çalışmada göremedik.
Son yıllarda yaygınlaşan bir geleneği daha aktarayım. "Wikipedia'dan kopyala-yapıştır yaparak tez yazmak". Wikipedia'da yazılan çoğu yazının kaynağı vardır. Yazıyı burdan okuyan kişi bu yazıyı alır doğrudan kopyalar tez çalışma dosyasına yapıştırır, bazıları bu yazının kaynağına gider bulur araştırır doğrular. Bazıları ise kopyaladığı yazının kaynağına gitmez doğrudan Wikipedia sitesinin linkini yapıştırır. Bu en acemi olanıdır. Wikipedia'ya yazıyı yazanda bir başkası ordaki bilginin doğruluğuna nasıl emin olabiliyorsun ?  Bilimsel metod etik bumudur ?  Kaynağı belli olmayan bir imgeyi, sembolü veya yazyı teze aktarmak bilimselliğe uygun olurmu ?  Gördüğüm  kadarıyla yükseklisans tezlerinde bu durum epeyce yaygınlaşmış. Bazı Doktora tezlerinde bile Wikipedia'yı kaynak gösterenler gördüm. Bazıları profesyonel davranarak Wikipedia'dan çalıp, anlaşılmaması için kaynağını göstermiyorlar. Wikipedia'daki yazının kaynağına gitmek suretiyle, Wikipedia'nın Türkçe ve diğer dillerini kullanabilen birisi çok kolay bir şekilde yükseklisans tezi hazırlayabilir. Hatta gördüğüm incelediğim odur ki doktora ve doçentlik tezi hazırlayan hocalara bile kolaylık sağlamış durumdadır.
Size tecrübelerimden bir şey paylaşmak istiyorum. Benzer konularda, aynı tez danışman hocasına bağlı doktora öğencilerini birbirinden arak yapmıyor, genellikle benzer konularda farklı danışman hocaların olduğu tezlerde intihale sık rastlanıyor. Aynı danışman hocanın kaynaklara hakim olması yapılan araklamanında ortaya çıkmasına neden olabilir. Dediğim gibi ülkemin akademisyenleri, akademik öğrencileri çok uyanıklar. Herkes zamandan ve emekten çalmaya teşebbüs ediyor. Burda hemen belirtmeliyim ki emek sahibi, bilim için çalışmış emektar öğrencileri ve hocalarıda unutmamak lazım.  İntihalli tezler için ne yapılabilir  konusunu  daha sonra ayrıntılarıyla ele alacağım. Yinede siz siz olun  yayımlanmış akademik tezlere bilginin kalitesi ve doğruluğu açısından fazla güvenmeyin.

11 Kasım 2013

YÖDAK "İntihaller hakkında gereği yapılıyor" (GÜNDEM KIBRIS)

YÖDAK, basında üniversitelerdeki bazı öğretim üye ve yetkililerinin intihal yaptığı ve gereken birikime sahip olmadan unvan aldıkları konusunda haberler çıktığını; ancak durumun böyle olmadığını bu tip konularla ilgili gereğinin yapıldığını açıkladı.
Yüksek Öğretim Planlama, Denetleme, Akreditasyon ve Koordinasyon Kurulu (YÖDAK), basında ve sosyal medyada üniversitelerdeki bazı öğretim üye ve yetkililerinin intihal yaptığı ve gereken birikime sahip olmadan unvan aldıkları konusunda haberler çıktığını; ancak durumun böyle olmadığını bu tip konularla ilgili gereğinin yapıldığını açıkladı.
YÖDAK Yönetim Kurulu imzasıyla bugün yapılan yazılı açıklamada, “Bu haberler verilirken  ihbarcının ortaya koyduğu verilere  dayanarak  suçun sabit olduğu varsayılmakta ve gerek üniversiteler gerekse YÖDAK bu yanlışa ortak veya göz yuman taraf gibi sunulmaktadır” ifadelerine yer verildi.
Açıklamada intihallerle ilgili prosedür de açıklandı:
“Bütün dünyadaki teamüllere uygun olarak KKTC’de de bu türlü şikâyetler YÖDAK’a ulaştığında konu ilgili üniversiteye bildirilmekte, üniversite konuyu ‘Etik Kurul’una bildirmekte, etik kurul iddiayı ciddi bulduğu takdirde konuyla ilgili alanın tanınmış öğretim üyelerinden bilirkişi komisyonu kurdurarak sonuç alma yoluna gitmektedir. Bilirkişi heyeti intihal saptadığı takdirde intihal yapan kişi ‘Üniversite Disiplin Kurulu’ tarafından intihalin ölçüsü oranında cezalandırılmaktadır. Uyarıdan üniversiteyle ilişik kesilmesine kadar varan çeşitli cezalar disiplin kurulları tarafından verilebilmektedir. Bütün bu işlemler üniversitelerin kendi mevzuatları çerçevesinde yapılmaktadır.”
İntihalin akademik kusurlar içinde yer aldığı kaydedilen açıklamada bu gibi olaylarda yapılması gerekenlerin üniversiteler ve YÖDAK tarafından yerine getirildiği belirtildi.
Açıklama şöyle devam etti:
“Her hata ve suçta olduğu gibi kıskançlık, rekabet ve öfke gibi insani zaaflarla kişilere zarar vermek üzere  de doğru olmayan ihbarlar yapılabileceği gerçeğiyle bu konudaki soruşturma  ve işlemler bütün dünyada olduğu gibi ülkemizde de gizli yürütülmektedir. Konunun ciddiyetle ele alınıp değerlendirilmesi hem hakkında iddialar ileri sürülen akademisyenlere kendini savunma hakkı tanınması  ve böylelikle yargısız infazların engellenmesi hem de meselenin açığa kavuşturulması bakımından önem arz etmektedir. Kişi aklandığı takdirde böyle bir şaibenin kişiye ve kurumlarımıza zarar vermemesini istemek bir vatandaşlık görevidir. Hata sabit olduğu takdirde akademik dünya ile bu bilgi paylaşılmaktadır. Kamuoyuna saygılarımızla arz ederiz.”
ETİK KOORDİNASYON KURULU GÜNDEMDE
Açıklamada YÖDAK’ın diğer çalışmaları hakkında da bilgi verildi. KKTC Kalite Güvence Ajansı’nın kurulması ve Bologna Süreci Çerçevesinde,  Stratejik Plân Hazırlama Rehberi, Etik Koordinasyon Kurulu gibi çalışmaların gündemde olduğu ifade edildi.
Ülkedeki Üniversitelerin çoğunun ABET, AACSB gibi saygın kurumlar tarafından akredite edildiği dile getirilen açıklama şöyle devam etti:
“YÖDAK öncülüğünde RIBA, FEDEK, MÜDEK, MİAK, ASIIN, FIBAA gibi önemli akreditasyon kurumları davet edilerek üniversitelerimizde çeşitli bilgilendirme ve işbirliği toplantıları yapılmıştır. Bugün dünyada yükseköğretimi biçimlendiren Bologna Süreci enstrümanlarının geliştirilmesi ve uygulanması,  Diploma Eki, ECTS, Ulusal Yeterlilik Çerçevesi, Kalite Güvence Sistemi gibi olguların hayata geçebilmesi için hazırlıklar devam etmektedir.  YÖDAK ve Üniversiteler dünyanın saygın akreditasyon kurumları ile ilişki kurmuş ve kurumların  çağın talepleri doğrultusunda gelişimlerini sürdürebilir kılmak üzere sürekli çaba harcamaktadırlar. YÖDAK ve üniversitelerimiz  çağdaş akademinin öngördüğü standartları prensip olarak benimseyerek kurumlarını ve mensuplarını bu doğrultuda geliştirmek üzere  öncelikle doktora  çalışmasıyla ilgili “İndeksli” olarak tescil edilmiş  yayınlarda makale yayınlama konusunda anlaşmışlardır.”

!

Türkiye yırtıcı, şaibeli, sahte ve fake dergilerde en çok yayın yapan 3. ülke

Predatory journals: Who publishes in them and why? - Selçuk Beşir Demir Dünyanın en prestijli dergilerinden biri olan Elsevier tarafınd...

Predatory journals: Who publishes in them and why?

.....................................................................


...
...
...

* Rastgele Yazılar




.