NEDEN ?

https://plagiarism-turkish.blogspot.com


Yükseköğretimde Gözetim ve Denetim - Yasal Çerçeve ve Uygulamalar -
Devlet Denetleme Kurulu Raporu (2009) lütfen tıklayın
2547 sayılı Kanun’da öğretim elemanlarının disiplin suçlarına ilişkin yapılması düşünülen değişiklikler hakkında Bilim Akademisi’nin raporu (2016) lütfen tıklayın

20 Eylül 2007

Yine Rezil Oluyoruz Dünyaya Ama Kimin Umrunda?

From America with Love

Batı'da yaşayan Türklerin en büyük ıstırabı memleketimizin dışarıdaki imajıdır. Türkiye ne zaman haber olur Batı'da? Yalnızca kötü bir şey olduğunda, mesela bir deprem vurduğunda veya siyasi kriz yaşandığında. Anlaşılan şimdi bu listeye bir de akademik hırsızlık eklenmiş.

Geçen hafta saygın bilim dergisi Nature'a haber olmuş bazı vatandaşlarımız. Ne için? Kansere şifa mı bulmuşlar acaba ya da yeni bir matematik teorisi mi ortaya koymuşlar? Maalesef hayır. Dört üniversiteden 15 fizikçimizin yazdığı 67 makalenin intihal olduğu ortaya çıkmış. Nature kilitli bir site, detayları şu linkte:

http://www.eurekajournalwatch.org/index.php/2007_Plagiarism_Ring_Affair
ODTÜ, 12 Mart, Mersin ve Dicle üniversitelerinin öğrencileri, doçentleri, hatta bir de dekanın imzasını attığı ve Cornell Üniversitesi'nin ArXiv adlı bilim makale İnternet sitesinde yayınlanan yazıların diğer akademisyenlerin makalelerinden kopyalandığı farkedilmiş ve siteden indirilmiş. Bilimsel yazılarda tabii ki diğerlerinin çalışmalarından alıntılara izin verilir. Hatta Cornell Üniversitesi'nin ArXiv sitesinin kurucusu Paul Ginsparg özellikle İngilizce bilgisi iyi olmayan araştırmacıların diğer akademisyenlerin terimlerini ödünç almasının normal olduğunu söylemiş. Ancak bizim vatandaşlarımız o kadar cömertçe "ödünç" almışlar ki Ginsparg, akademik hayatında böyle bir şey görmemiş olduğunu ve bu insanlarımızın "çok ileriye gittiğini" açıklamaktan kendini alamamış.

İşin ilginç yanı, bu intihal skandalı Nature dergisine haber olmadan aylar önce ODTÜ'de bu olay su yüzüne çıkmaya başlamış. ODTÜ'de doktora yapmakta olan iki öğrenci doçentlik sözlü sınavına girdiklerinde öğretim görevlisi Özgür Sarıoğlu ikisinin de fizik bilgisinin ancak lise seviyesinde olduğunu ve İngilizcelerinin de yazdıkları makalelerde kullanıldığından çok daha düşük olduğunu farketmiş. Bunun üzerine öğretim görevlisi Ayşe Karasu makaleleri İnternet'ten bulup incelemiş ve derhal aşırmadan şüphelenmiş. ODTÜ bundan sonra ArXiv'i uyarıp hem Cornell Üniversitesi'ne hem de makalelerden birinin yayınlandığı Journal of High Energy Physics dergisine özür mektupları yollamış. Ama bunun dışında ne kamuoyuna açıklama ne de başka üniversitelerden ve Yüksek Öğretım Kurulu'ndan ses çıkmayınca tabii ki doğal olarak skandal büyümeye devam etmiş.

Bu yazının Nature dergisinden diğer basın kuruluşlarına geçmesi uzun sürmez. Şimdiden Cornell Üniversitesi'nin diğer e-günlüklerinde ve ABD'nin yüksek ögretim dergilerinin İnternet sitelerinde yayılmaya başladı bile. Onun için Türkiye'de bu habere gelecek tepkinin önemi çok büyük. Peki bu haber gazetelerimizin baş sayfalarına manşet oluyor mu? Televizyon kanallarımızda saatlerce tartışılıyor mu? Ne yazık ki, büyük gazetelerimizde bir iki ufak yazıdan başka bir şey yok. Sadece Milliyet köşe yazarı Metin Münir bu hafta üstüste 3 yazı yazdı bu konuda. Türkiye'de bir sürü abuk sabuk köşe yazısı manşetten girerken, Münir'in bu mühim yazılarının baş sayfadan girmemiş olmasına şaşırmamak zor.

İntihal skandalına ismi karışmış dört üniversiteden sadece bir tanesi - ODTÜ - bu olayda ülkemizin imajının temize çıkarılması için doğru taktikleri izliyor. İki doktora öğrencisinin yaptıkları için "bu kesin intihaldir, ceza verilmiştir" diyorlar. Ancak ceza olarak bu iki kişi sadece iki dönem için uzaklaştırılmış üniversiteden. Bu insanların üniversiteden atılması ve bu yazılar için TÜBİTAK ve ODTÜ'den aldıkları paraların geri verilmesinin talep edilmesi gerekir.

Diğer üniversitelerimize gelince, onların davranışı utanç verici. 18 Mart Üniversitesi "iddialar doğru değil" derken Dicle Üniversitesi daha da ileri gidip bu skandalın "bazı bilim insanlarının siparişi" olduğunu ortaya atmış. Siyasi komplo teorisi biraz ayıp olmuyor mu? Peki ya TÜBİTAK ne yapıyor? Prof. Dr. Nükhet Yetiş "inceliyoruz, kararı hukukçular verecek" demiş. Yüksek Öğretim Kurulu'muza gelince, Milliyet yazarı Metin Münir Cuma günü bu konuda toplanacaklarını yazmış.

Eğer kamuoyumuz ve basın kuruluşlarımız bizim dünya çapındaki akademik ünümüzü korumak isterlerse bu durumda yapılacak tek şey YÖK'ten bu insanların Türkiye'nin üniversitelerinden çıkarılmasını talep etmektir. Zaten ODTÜ'den bu skandala karışmış vatandaşlarımızdan biri bu makaleleri para için yazmadıklarını, çünkü özel ders vermekten çok daha fazla para kazanılabileceğini iddia etmiş. O zaman gitsinler fizik ve İngilizce bilgilerini açık pazarda satsınlar.

YÖK, TÜBİTAK ve bu skandala karışmış dört üniversiteden gerektiği gibi bir sert tepki gelmezse, tüm akademisyenlerimizin dünya çapındaki saygınlığı tehlikeye girer. Görünüşe bakılırsa dünyaya rezil oluyoruz, ama kimsenin pek umrunda değil. O zaman bize üvey çocuk muamelesi yapıldığında kızmaya da hakkımız olmaz.

!

Türkiye yırtıcı, şaibeli, sahte ve fake dergilerde en çok yayın yapan 3. ülke

Predatory journals: Who publishes in them and why? - Selçuk Beşir Demir Dünyanın en prestijli dergilerinden biri olan Elsevier tarafınd...

Predatory journals: Who publishes in them and why?

.....................................................................


...
...
...

* Rastgele Yazılar




.