NEDEN ?

https://plagiarism-turkish.blogspot.com


Yükseköğretimde Gözetim ve Denetim - Yasal Çerçeve ve Uygulamalar -
Devlet Denetleme Kurulu Raporu (2009) lütfen tıklayın
2547 sayılı Kanun’da öğretim elemanlarının disiplin suçlarına ilişkin yapılması düşünülen değişiklikler hakkında Bilim Akademisi’nin raporu (2016) lütfen tıklayın

12 Eylül 2007

Haşmet Babaoğlu - "Çalmadan oynanmıyor" düzeni! (VATAN)

Türkiye'deki üniversitelerde okuyan bazı doktora öğrencileri ve 15 öğretim üyesinin makaleleri çalıntı çıktı.

Uluslararası fizikçilerin bilimsel yayın platformuna ülkemizden giden tam 67 makale başkalarından kopyalanmıştı.

Aslında bu skandal bir süredir akademik çevrelerde dedikodulara konu oluyordu.

Ünlü bilim dergisi Nature son sayısında yer verince, skandal bizim medyada da haber oldu.

Elbette "Özcan Deniz'e sahnedeyken neden artık kadın külotu atılmıyor?" konusu kadar iç gıdıklayıcı bir haber değildi.

Ama önemli haberdi.

İnsanımızın, asgari ahlak kavrayışımızın, hayatta başarmak üzerine zihniyetimizin, bilimden ve eğitimden ne anladığımızın, bilim kurumlarımızın şeklini şemalini ayna gibi ortaya koyan bir haberdi.

Sonunda olayı biraz daha sondajlama ihtiyacı duydum. Ve olup bitenleri öğrendikçe içimden "pes yahu!" deyip durdum.

***
Düşünün, bir fizik bilimleri doktora öğrencisi, kısa sürede 40 orijinal makale yazıp yayınlıyor!

Oysa fen bilimlerinde artık küçücük bir iddia veya varsayım için kılı kırk yarmak gerekiyor; bir makale için aylarca kafa patlatılıyor.

Belli ki bizimkine kimse uzun süre "ne yapıyorsun, nasıl yapıyorsun; sen dâhi misin, nesin?" diye sormamış.

Onun içinde bulunduğu tablo ise şu...

Müthiş bir pişkinlik!

Kapıp koyvermiş bir baştan savmacılık!

Hayatta köşeyi dönüp "yırtma" ve çalışma arkadaşlarına nal toplatma iddiası üzerine kurulu müthiş bir iştah!

Dahası var...

Dün bu konudaki tartışmaları içeren bir internet blog'una baktım.

Söz konusu öğrencinin bu işlerde az çok payı da bulunan hocası (hani "koskoca profesör" der ya halkımız; ondan!) gönderdiği mektupta olup bitenlerden utanç duyacağına skandalı ortaya çıkaran ODTÜ'lü öğretim üyelerine saldırıyor. Sıkıyorsa kendi yayınlarınızı da incelettirin tavrı takınıyor ve aynen şunları yazıyor: "Bana kel diyen sırma saçlı olsaydı yüreğim yanmazdı."

Savunmaya bak, itiraf gibi!

"Ben yaptımsa ne olmuş! Herkes yapıyor" demenin folklorik ifadesi!

***
Gerçek şu ki, fen bilimleri alanında uluslararası boyutta bilimsel yayınlar yapacak her doktora öğrencisi ve öğretim üyesini zor durumda bırakacak; bilimsel referans ve jüri niteliğindeki kurumların şüpheli bakışlarını Türkiye üzerine çekecek nitelikte bir skandalla karşı karşıyayız.

Ama hani şöyle bir geriye dönüp çevremize bakınca da...

Kendi kendime dedim ki; şaşılacak ne var?

Akademik fikir ve eser hırsızlığını bir ülkenin üniversiteleri bile ciddiye almıyor; suçu sabit olanları bile bünyesinden dışarı çıkartmıyorsa şu olup bitenlerde şaşılacak ne var?

Hatta intihalcileri el üstünde tuttuğumuz bile söylenebilir.

Onları en gözde üniversitelerimizin başına rektör yapıyoruz. Başbakanlık Müsteşarı yapıyoruz. 200 sayfalık tezinin sadece 20 sayfasının kendisine ait olduğu saptanan birini "Cumhuriyet'i koruyan kollayan aydınların simgesi" sayıp mitinglerde peşine düşüyoruz.

E, bu durumda söz konusu doktora öğrencilerine ve öğretim üyelerine söyleyecek "ağır" bir sözümüz olabilir mi?

***
Aslında skandal insani ve sosyal açıdan daha çok şey anlatıyor.

İşin içinde bit yeniği olduğu bu kadar çok makale yazılmasından belli olmalıydı, demiştim hani...

Olayın "püf noktaları"ndan biri de orada işte!

Çünkü ne kadar orijinal bilimsel makale yazarsan o kadar para kazanıyorsun!

Makaleleri inceleyen ve hırsızlığı ortaya çıkaran ekipte yer alan doç. Dr. Özgür Sarıoğlu "bu aslında bir tür hortumculuktur; ceplerine 37 bin YTL para girdi" diyor.

Yani bir yandan akademik kariyer yapıyorsun, çevrende itibar kazanıyorsun, bir yandan da para kazanıyorsun!

Ama bütün bunlar bilimsel hırsızlık yoluyla oluyormuş!

Ne gam!

Düzen öyle bir düzen ki!

Mesela kürsülere çıkıp "bilimin ışığından" söz eder, "aydınlık Türkiye" üzerine nutuk atarsanız, kimse gerisine aldırmıyor!

*****

!

Türkiye yırtıcı, şaibeli, sahte ve fake dergilerde en çok yayın yapan 3. ülke

Predatory journals: Who publishes in them and why? - Selçuk Beşir Demir Dünyanın en prestijli dergilerinden biri olan Elsevier tarafınd...

Predatory journals: Who publishes in them and why?

.....................................................................


...
...
...

* Rastgele Yazılar


  • Murat Belge - Akademi İşletmesi (Taraf )

    Akademik hayatta “nicelikler” konuşmaya başlayalı beri (çok daha fazla sayıda üniversite, kampus vb, çok daha fazla sayıda öğrenci, çok daha fazla sayıda hoca), “mass society” hükümleri burada da işlemeye başladı. “İşleme” belki durumu anlatmak için doğru fiildir. Çünkü şimdilerde üniversiteler “işl... DEVAMI>>

  • Kaan Doğan Erdoğan - Bilim Etiği (ADAMANŞET)

    Avrupa ve Türkiye’de son dönemlerde patlak veren, önemli kademelerinde görevli insanlar hakkındaki intihal skandalları dünya gündemini bilim etiği üzerine tartışmalar, siyasi çalkantılar ve istifalarla uzunca bir süre meşgul etti.Nitekim bu dönem, mevcut suçlamaların hukuki ve siyasal sürecin yanınd... DEVAMI>>

  • Memleketimden intihal manzaraları (Yarınlar)

    Yarınlar’ın evvelki sayılarında da değindiğimiz üzere, akademide intihalin ve diğer “akademik yolsuzluk” çeşitlerinin yaygınlığı Türkiye’nin acı tablosundaki gerçeklerden yalnızca biri.(1) 2002’den bu yana onlarca kez kanıtlandığı üzere; AKP eksenli gerici, cemaatçi zihniyetin akademiyi zaptura... DEVAMI>>

  • İHTİLALCİLER Mİ İNTİHALCİLER Mİ YAĞLI KAZIĞA OTURTULSUN (ODA TV)

    Zaman gazetesi yazarı Mümtazer Türköne’nin “Politika” isimli kitabında, Heywood’un “Politics” isimli kitabından referans verilmeden pek çok kez birebir çeviri yaptığı iddiası sosyal medyayı karıştırdı. Ekşi sözlük yazarlarından “Tender Branson”un ortaya çıkardığı intihal hikayesinde Türköne, ki... DEVAMI>>

  • Y. Doç. Dr. Kaan Öztürk - Akademik yayın dalavereleri: Her yerde

    Anladım ki editörlük dalavereleri hikayeleri bitmez. Bir tek yeri eşeleyince neler çıktı, devam edilse kimbilir daha neler bulunur. Ama şimdilik amacım ansiklopedik bir katalog hazırlamak değil, bu düzenin nasıl işlediğini anlatmak. Ve tabii bir de, atıf, tesir, h-indeksi gibi sayıların yüksek olmas... DEVAMI>>

  • Y. Doç. Dr. Kaan Öztürk - Akademik yayın dalavereleri: Sayılar nasıl şişirilir?

    Bu yazılara “Yıldırım’ın aydınlattıkları” başlığını koysam yeridir. Matematikçi Ahmet Yıldırım‘ın üç hafta önce ortaya çıkan olağanüstü üretim listesini inceleyince çok ilginç bir ilişkiler ağı görüyorsunuz. Bu ilişkilerden biri, yayınlarının çoğunda atıf yaptığı Çinli Ji-Huan He, diğeri de tam 1... DEVAMI>>

  • Y. Doç. Dr. Kaan Öztürk - Akademik yayın dalavereleri: El Naschie vakası

    Ucunda kazanç olan her türlü iş eninde sonunda manipülasyon ve dalavereye maruz kalıyor. Bilim kariyeri de bu genel kurala tâbi. Güncel olaylar çerçevesinde, bilimsel yayın dalaverecilerinin meşhurlarından El Naschie’yi hatırlamakta fayda var. Mısırlı Muhammed El Naschie Almanya’da eğitim gördükten ... DEVAMI>>

  • Y. Doç. Dr. Kaan Öztürk - Bilimsel yayın rekoru (?)

    2011′in son gününde Ekşi Sözlük’e bir haber eklendi: “5 yılda 270 makale yazan akademisyen“. Ege Üniversitesi Matematik bölümünde çalışan Ahmet Yıldırım, 2007′den başlayarak bugüne kadar tam 279 bilimsel yayına imzasını koymuş (tam liste). Bu kadarla kalmamış, birçok dergiye editörlük, sayısız maka... DEVAMI>>

  • 5 yılda 270 makale yazan akademisyen! (soL Haber)

    Yılın son gününde Ekşisözlük'te eşine az rastlanır bir akademisyen örneği gündeme getirildi: Dr. Ahmet Yıldırım, 5 yılda 270 tane makale yazmıştı! İddiaların ardından Yıldırım, kişisel sayfasındaki "makalelerini" tek tek sildi, daha sonra intihar ettiği iddia edildi. 31 Aralık gecesi, Ekşisözlük'... DEVAMI>>

  • Dr. A. Murat Eren : "Yine bir bilim hırsızlığı haberi. Belki siz de alışmışsınızdır, sizlere de normal geliyordur belki bunlar artık. Değiller."

    Bu sefer, içlerinde Çankaya Üniversitesi rektörü de olan bir grup akademisyenin "A simple analytical EAM model for some bcc metals" başlıklı makalesi söz konusu. Yazarlardan birisi bir başka makaleden kopyala yapıştır yapmış, diğerleri de muhtemelen "kalabalık CV'miz sağ olsun" diyerek okumamışla... DEVAMI>>

  • 3 öğretim görevlisinde intihal ortaklığı (T24)

    Çankaya Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ziya Güvenç, Gazi Üniversitesi’nden Prof. Dr. Ergün Kasap ve Aksaray Üniversitesi’nden Yrd. Doç. Halil İbrahim Dursun’un ortak imzasıyla uluslararası bir dergide yayımlanan bilimsel bir makalede bilimsel hırsızlık (intihal) yapıldığı ortaya çıktı. Rektör Prof. ... DEVAMI>>

  • İntihal ortaklığı (Cumhuriyet)

    İmzasının bulunduğu makalenin intihal olduğu ortaya çıkan Çankaya Üniversitesi Rektörü Güvenç makale için yardım ettiğini, kandırıldığını iddia ettiMAHMUT LICALIANKARA - Çankaya Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ziya Güvenç, Gazi Üniversitesi’nden Prof. Dr. Ergün Kasap ve Aksaray Üniversitesi’nde... DEVAMI>>

  • Prof. Dr. Haldun Güner - Profesör Dosyaları (MEDİMAGAZİN)

    Pek merak ederim iş bu ‘profesör dosyaları’ ne menem şeydir diye. Kim bilir belki sizde merak edersiniz. Anlatayım, üniversitenin falan fakültesinin, falanca bölümü için profesörlük kadrosu açılır. Bölümde kadro bekleyen doçentler varsa onlar için. Yoksa dışarıdan gelecek hatırlı, torpilli, uygun gö... DEVAMI>>

.


.