NEDEN ?

https://plagiarism-turkish.blogspot.com


Yükseköğretimde Gözetim ve Denetim - Yasal Çerçeve ve Uygulamalar -
Devlet Denetleme Kurulu Raporu (2009) lütfen tıklayın

2547 sayılı Kanun’da öğretim elemanlarının disiplin suçlarına ilişkin yapılması düşünülen değişiklikler hakkında Bilim Akademisi’nin raporu (2016) lütfen tıklayın

Bilim Akademisinin Sahte Belge ve İmza Üretimi Hakkındaki Açıklaması (2025) lütfen tıklayın

“Sahte Diploma Soruşturması” Hakkında Kamuoyu Bilgilendirmesi - Türkiye Barolar Birliği (2025) lütfen tıklayın

Prof. Dr. Osman İnci etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Prof. Dr. Osman İnci etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

20 Kasım 2009

Prof. Dr. Osman İnci - BİLİMSEL YAYIN ETİĞİ İLKELERİ, YANILTMALAR YANILTMALARI ÖNLEMEYE YÖNELİK ÖNERİLER*

Birçok önleme karşın bilimsel yanıltma sayısının yıllara bağlı olarak giderek artması nedenleri detaylı olarak irdelemeli ve bulunmalıdır: Bilimsel yanıltma nedenleri arasında galiba en önemlisi bu önlemlerin kâğıt üzerinde kalması, yaptırım uygulanmaması. Kurumların hukuğu uygulamada ürkek davranması ve adeta ilkesizliğidir. Daha önemlisi ise kanıta dayalı bilimsel yanıltmaları örtbas eden yönetimlerin yerinde kalması, hatta etik dışı davranışta bulundukları
kanıtlanan kişilerin çeşitli yönetim kadrolarına gelmeleri, getirilmeleridir. Görevde iken etik yanıltma yaptığı belgelenen ve makalesi yayınlandığı dergi tarafından yayından kaldırılan kişi(ler)in göreve devam etmesidir. O kişiler kurumlarındaki etik dışı davranışlara karşı hiçbir işlem yapmazlar.
Sonuçta biz kendi aklımızı kullanıp ahlaklı olamıyorsak herhangi bir güç bizi etik davranmaya, ahlaklı olmaya zorlayamaz. İstediğimiz kadar konuşalım, yasa ve yönetmelik getirelim, YÖK istediği kadar onu bunu işten atsın, etik yanıltmaya mani olmanız mümkün değildir.
Toplumun değerlerini eğitimle düzeltebilirsek ancak bir yere varabiliriz ve etik o zaman anlam kazanmaya başlar. Ebü Bekr Muhammed İbn Zekeriyye er-Râzi (864-925) “Bir dirhem ilim,bin okka edebe muhtaçtır.” demiştir.
Bilimsel ortam olmadan bilim olamaz. Avrupada bilimin gelişmesi ve toplumun entelektüel alt yapısı: bilim adamının geniş bir kültür ortamının ve entelektüel eğilimler içinde yetişmesi ile sağlanmıştır. Sosyal yaşamda kendini etik açıdan sorgulamayan araştırmacı; bilimsel araştırma ve yayında etik davranır mı? Etik bir bütünlük ve kimliktir. Kimlik bilim, bilgi, eğitim ile gelişir ve yerleşir.
Türkiye’de son yükseköğretim aşaması: bir bina kiralanıp ( veya sürekli kullanım izni verip) içine akademik ünvanlı (!) birkaç kişiyi koyarak üniversite açmak şeklinde olunca bilim üretmek bir yana bilimsel okuma ve yazma bile gelişmez. Bilimi ve eğitimi bilmeden bilim etiği bilinemez.
Bir milleti özgür, bağımsız, görkemli, yüce bir toplum halinde yaşatan terbiyedir ve onu tutsak yapan sefalete iten de bunun yokluğudur.” “Tehdit esasına dayanan ahlak, bir fazilet olmadıktan başka itimada da şayan değildir” >>>

11 Ağustos 2008

Prof. Dr. Osman İnci - BİLİMSEL YAYINDA YAZARLIK VE YAZARLIKTA ETİK SORUNLAR

Türk Üroloji Dergisi: 34 (1): 108-112, 2008

GİRİŞ
Dünyada ve Türkiye’de araştırma ve yayın etiğine aykırı davranışların son yıllarda ciddi boyutlara ulaştığı görülmektedir. Sorunun öneminin farkında olan bilim insanları çözüm için öncelikli olarak araştırma ve yayın etiğini kesin yazılı kurallara bağlamaya çalışmaktadırlar. Türkiye adresli bilimsel yayınlarda, son 25 yıl ortalamasında Dünya’da 20. sırada yer almamız ve son 10 yılda çıkışımızı istikrarlı bir şekilde sürdürerek 19. sıraya yükselmemiz, bilim ve aklı önceleyen herkesi sevindirmekle birlikte yine de ihtiyatla karşılanmıştır.

Ülkemizde araştırma olanakları, bilim kültürü, bilimsel ortam, yayınların niteliği, yazarlar ve diğer bulgular ciddi endişe nedenleriydi. Özellikle akademik atama ve yükseltilmelerde bilimsel performansın ölçüt alınması ve çok sayıda yayın yapma baskısı etik yanıltmaları arttıran en önemli öğe olmuştur. Etik yanıltmalarda ulusal ve uluslararası örneklerde her yıl giderek artma görülmektedir.

Bilimsel araştırma ve yayınlarda etik dışı davranışların ülkenin bilimsel geleceğini tehdit eder boyutlara ulaşması karşısında 600 kadar duyarlı öğretim üyesi Kasım 2005’de “bilimsel ve etik değerlere saygı çağrısı” bildirisi yayınlamıştır[1]. Birçok bilim kurumu (YÖK, Üniversiteler, TÜBA, TÜBİTAK), vakıf ve dernekler etik yönergeler çıkartmış, komisyonlar kurmuş, çalıştaylar düzenlemiş, kurslar açmış ve ayrıca disiplin yönetmeliklerini değiştirerek önlemler almayı sürdürmüştür.

Nature dergisinin 6 Eylül 2007 tarihli Türkiye adresli intihal (aşırma) haberi ve 67 yayının geri çekilmesi Türk bilim çevreleri üzerine kâbus gibi çökmüştür. “Türkiye Bilimler Akademisi ” bilim etiği çağrısı yapmıştır (www.tuba.gov.tr). Çağrıda özellikle bilim etiği eğitimi, bilim insanlarının uymaya yemin edecekleri kuralların belirlenmesi, disiplin yönetmeliklerinde sert yaptırımların ve cezaların titizlikle uygulanması istenmektedir. Çağrı Bilim ahlakına aykırı olduğu gözlenen her türlü davranışa duyarlı olmak ve gerekli tepkiyi göstermek, ihlallerin üzerine kararlılıkla gitmek, bu kararlılığı gösteren meslektaşlara destek vermek görevimizdir.” cümlesi ile de sorumluluğumuzu ayrıca anımsatmaktadır. Yalan ve yanlışa karşı çıkmayan bilim insanı değildir. Birçok Avrupa ülkesinde bilimsel yanıltma yaptığı saptanan kişiler çok etkin bir şekilde izole edilmekte ve dışlanmaktadır. Bu kişiler bilim çevreleri içinde tüm itibarlarını kaybederler ve en azından aynı ortamda çalışamazlar. Bizim ülkemizde ise durum kaygı vericidir: Bu kişiler Doçent, Profesör, Dekan, Başbakanlık müsteşar vekili hatta milletvekili olabilmekte, idari görevlerini dahi bırakmamakta ve hatta yeniden atanmaktadırlar.>>>

!

Türkiye yırtıcı, şaibeli, sahte ve fake dergilerde en çok yayın yapan 3. ülke

Predatory journals: Who publishes in them and why? - Selçuk Beşir Demir Dünyanın en prestijli dergilerinden biri olan Elsevier tarafınd...

Predatory journals: Who publishes in them and why?

.....................................................................


...
...
...

* Rastgele Yazılar




.