NEDEN ?

https://plagiarism-turkish.blogspot.com


Yükseköğretimde Gözetim ve Denetim - Yasal Çerçeve ve Uygulamalar -
Devlet Denetleme Kurulu Raporu (2009) lütfen tıklayın
2547 sayılı Kanun’da öğretim elemanlarının disiplin suçlarına ilişkin yapılması düşünülen değişiklikler hakkında Bilim Akademisi’nin raporu (2016) lütfen tıklayın

30 Mayıs 2012

Prof. Dr. Tahir Hatipoğlu - Bilim - Araştırma (Anayurt Gazetesi)

Biz birbirimizi aldatmayı severiz. Aldatırken de aldanırken de işi ciddiye alırız ve inanır görünürüz. Bu anlayış ne kadar sürer bilemiyoruz. Artık bu iş böyle olmuyor. Küresel dünyada herkes birbirini tanıyor.

Alemin içine çıktığımıza göre, aldanmayı ve aldatmayı artık bırakalım.
“Kuyunun içinden kuyu görünmez” diye bir atasözümüz. Doğru. Ama, nereye kadar. Artık, kuyunun içinden kuyu görünüyor. Bilim dünyamıza bakalım.

Bilimin ve araştırmanın merkezi üniversitelerdir. Üniversite bir kuyu gibidir. Her şeyi görünüyor.
Geçen hafta fakültede bölüm akademik kurulu toplandı. Bölüm Başkanım Prof. Dr. Deniz Erbaş meraklıdır, bilim verilerini sunmayı sever. Sunumunda bilimde nerede olduğumuzu anlattı. Yüzüm kızardı.
Bizler sanıyorduk ki, araştırma sayımız arttı. Bununla övünüyoruz da. Dünyadaki yerimize ve yapılan araştırmaların dünyadaki etkisine bakıyoruz, giderek geriliyoruz. Başkan Dr. Erbaş’ın verdiği sayılara göre 1981’de, yani YÖK öncesinde, araştırma sayımız 337, bu araştırmaların etki değeri 11.41’dir. Aradan 30 yıla yakın zaman geçmiş, sayı 22037 olmuş , ama, bunca araştırmanın etki değeri 0.23’tür. Şu hale bakar mısınız?
Bunun anlamı nedir. Makale sayımız artıyor, dünyada sayıda 19. sıraya geldik, bunlardan başka kişilerin yararlanma değeri neredeyse sıfır. Eski eğitimcilerimizden İ. H. Baltacıoğlu’nun “ün var, değer yok” sözü aklıma geldi. Sayımız artmış ama bizi dinleyen yok. Araştırma diye boşuna masraf ediyoruz. Dünya bunu görüyor ve gözümüze sokuyor. Kuyunun dibinden kuyu görünüyor.
Rahmetli Doğramacı (1915-2010) ve ardılı Gürüz bu sayılarla pek övünürdü. Oysa övünülecek yanımız yok. Yayınlar “kuru kalabalık” niteliğindeymiş. Oturup düşünmeliyiz. Doğramacı’nın sürekli karaladığı 1980 öncesi üniversiteye dönmemiz gerekiyor.
Uydurma yayınlarla bir yere gidemediğimiz gibi, milyarlarca liramız da gidiyor. Aslında bunu üniversiteliler bilir. Hep birbirimizi kandırıyoruz. Her şey hile hurda.
Kuyu hesabı gibi, kendimize bakıyoruz ve çok iyiyiz diyoruz. Meğerse geri vitesteyiz.
Üzülerek söylemeliyiz ki, akademik yükseltilmelerde sayıya bakılır oldu. Böyle olunca dizüstü yazılan makaleler çoğaldı; onun bunun adının yazılması arttı vs. Benim ne demek istediğimi herkes biliyor. Akademik yükseltilmelerde yazılan raporlar bir meraklı tarafından incelense, Türkiye neden bu kadar bilimde geri kaldı, diye hayıflanırsınız. Her yükseltilen kişi yıldızdır, dünya çapında yayın yapmıştır, bilime katkısı büyüktür vs… O raporları yazan profesörler için de geçmişte benzer raporlar yazılmıştır.
Bu işe bir çekidüzen vermek gerekir. Böyle gitmez. Hem masrafımıza yazık hem de dünyada rezil oluyoruz.
AB fonlarından yararlanma da yok denecek kadar az. Türkiye’nin verdiği paranın beşte biri bile geri alınmıyor. Ben dahil bütün bilimci geçinenler için utanmalıyız. TÜBİTAK fonları da yeterince kullanılmıyor.
Rahmetli Prof., Dr. Sadun Aren Hocamız, “Ben bilim adamı değilim, üniversite hocasıyım” derdi. Bizde bilim insanı yok denecek kadar az; herkes hoca. Keşke bu görevde de dürüst ve kaliteli olsalar!
Bakınız, adam etik kurullardan şunları yapacağım diye olur alır, yapacağım dediklerinin birisini de yapmadan yapmış gibi yayımlar. Bunu herkes bilir kimse bir şey söylemez.
Bilim dünyası böyle. Başka yerler farklı mı? Değil. Bize en çok benzeyen de yüce yargıdır.
Artık, biz yutsak bile dünya yutmuyor. Kuyunun içinden bile kuyu görünüyor.

19 Mayıs 2012

Hakan Çırak - ÇALMA NE OLUR? ÇALIŞIRSAN BELKİ OLUR (AntalyanınHaberi)

Bu haftaki konumuz, Emek ve fikir hırsızlığı. Ha! Birisinin cebinden parasını çalmışsınız Ha! bir insanının fikri eserini isim ve kaynak göstermeden kendi fikri ürününüz gibi kullanmışsın.
Gerçi son yıllarda getirilen düzenlemelerle fikir hırsızlığına ağır tazminat cezaları getirildi. Bir kişi veya basım evi kendisine ait bir yazıyı ya da eseri izinsiz olarak kullanan kişileri tespit ettiği takdirde “tazminat davaları” açmaktalar. Adi hırsızlardan farklı olarak bu davalar sonucu fikir-emek hırsızlarının elindeki tüm maddi varlıklar gittiği gibi bir de donlarına kadar borçlanmak zorunda kalıyorlar.
Buraya nereden geldin diyecek olursanız, kendilerini basın mensubu olarak nitelendiren bazıları kes-kopyala mantığı içinde başkalarına ait fikri çaldıkları eserleri kendi ürünleriymiş gibi köşelerinde kullanarak, kendilerini pazarlıyorlar. Kısaca başkalarına ait güçlü fikirleri kullanarak, kendilerinin ne kadar akıllı ve değerli oldukları mesajını vermek suretiyle bizim mesleğimiz üzerinden hak etmedikleri onur, saygı ve parayı kazanıyorlar.
Bu vesile ile böylelerini uyarmak istedim. Olur ya, birileri intihal edilmiş yazıları yazarlarına veya yayın kuruluşlarına gönderir ve sizde çok sıkıntı çekersiniz. Tavsiyem ya yazmayı öğrenin yada yazmayın..!
Bu işler başkalarının emeklerini çalıp,hırsızlık yapmakla yürümez. Millet salak sizde alemin akıllısı değilsiniz. Siz piyasayı dizayn etmeye kalkarken, bir bakarsınız birileri sizi dizayn etmiş. O çok övünmenize rağmen sınırlı kaynaklara ve güce sahip aklınız şaşar. Haberiniz olsun!
Tabi ki bu emek hırsızları kadar, bunlara prim verenler de suçlu. Ne demişler “Ederinden fazla değer, soytarıyı kral eder”.

Bir şiirle konuyu özetleyelim:
Pehpehlerle pohpohlarla çok itleri at yaptık‚
Uçurduk da göklere alkıştan kanat yaptık.
Hiç yoktan başımıza koca saltanat yaptık‚
Üstüne çul vursanız it onu kanat sanır‚
Eşeğe gem vurmayın‚ kendisini at sanır.
(Namdar Rahmi Karatay)

14 Mayıs 2012

İntihal iddiaları doğru çıkarsa bakanlıktan olacak (Anayurt Gazetesi)

BÜKREŞ - Romanya Başbakanı Victor Ponta, Eğitim Bakanı Ioan Mang ile ilgili intihal iddialarının doğru çıkması halinde Bakan Mang’ı görevden alacağını ifade ederek, “Umuyorum, bu teyid edilmez” dedi.

8 Mayıs 2012

Kopyacı politikacılar çoğalıyor (YeniHayat)

Federal Bilim Ve Eğitim Bakanı Annette Schavan (CDU) da, kopya çekerek akademik kariyer yapan Alman politikacılar arasına katıldı. Bir internet sitesinde yer alan habere göre 32 yıl önce Heinrich-Heine Üniversitesi’nde doktora tezini hazırlayan Schavan, yeterli derecede kaynak göstermedi ve bazı bölümleri olduğu gibi “intihal etti”. Kopya çekilerek hazırlanan tezler konusunda uzman Stefan Weber yaptığı açıklamada, “Bayan Schavan her şeyden önce metodik olarak bir kopyalama yapmıştır. Ayrıca birçok yeri de olduğu gibi kopyalamış” dedi. Bunun bilimsel açıdan büyük bir hata olduğunu söyleyen Weber, ancak bir bütün olarak tezin kendisi, Savunma eski Bakanı Gutenberg’in yaptığı gibi, kopya değil” dedi.
Bilindiği gibi, Theodor zu Gutenberg’in hazırlamış olduğu doktora tezinin tamamen çalıntı olduğu ortaya çıkmış, bunun üzerine doktor unvanı da geri alınmıştı. Gutenberg bunun üzerine görevinden istifa ederek, ABD’ye yerleşmişti.
Bakan Schavan sözkonusu iddialara yönelik olarak, kimliği belirsiz kişilerce ileri sürülen iddiaları değerlendirmesinin çok zor olduğunu ifade etti ve bu kişilerin kimliklerini açıklamasını ve iddialara açıklık getirmesini isteyerek, “Benim tezimle ilgilenen her kimse, onunla bu konuda tartışmaya hazırım” dedi.
Düsseldorf Heinrich-Heine Üniversitesi, iddialar üzerine tezin incelemeye alınacağını bildirdi. Üniversite’den yapılan açıklamada, doktora kurulunun gelecek hafta tezin incelenmesine başlayacağı ifade edildi. İncelemenin ne kadar süreceği şimdilik bilinmiyor. Schavan’a 2009 yılında Berlin Hür Üniversitesi tarafından fahri profesörlük unvanı verilmişti.
CDU’LUNUN DR.’Sİ GİTTİ
Öte yandan intihal yoluyla doktorluk unvanı alan Berlin Senatosu CDU Grubu Başkanı Florian Graf’ın unvanı da elinden alındı. Potsdam Üniversitesi tarafından yapılan açıklamada, 2001-2006 yılları arasında CDU’nun Berlin Senatosu’ndaki muhalefet rolünü irdeleyen tezin en az üç yerinde olduğu gibi kopyalama yapıldığı dile getirildi. Hata yaptığını kabul eden, partisinden ve ailesinden özür dileyen Graf, buna rağmen CDU tarafından meclis grup başkanı olarak kalmaya devam edecek. CDU Senato Grubu’nda yapılan oylamada Graf, yeniden güvenoyu aldı.
Geçtiğimiz yıl ayrıca FDP Avrupa Parlamentosu Grup Başkanı Silvana Koch-Mehring ve FDP Avrupa Parlamentosu Milletvekili Yorgo Chatzimarkakis’in de diploma tezinde intihal yaptığı ortaya çıkmıştı.
İNTİHAL AVI VE SİYASETÇİLER
Gutenberg ile başlayan sürecin ardından birçok internet sitesi ve öğretim üyesi akademik unvanı olan politikacıları mercek altına almış ve intihal yapıp yapmadıklarını araştırmaya başlamıştı.
Son bir yıl içinde Alman siyasetinde yoğun bir şekilde yaşanan intihal olayları şimdi eğitimden sorumlu bakana kadar uzanmış durumda. Eğitim bakanının da intihal yaptığının ortaya çıkması, akademik kariyer yapan üst sınıf fertlerinin, güvenirliğini iyice tartışmalı hale getirmiş oldu.
Bu durum Almanya’da da akademik kariyerin, bilim için değil, siyaset merdivenlerini hızlı tırmanmak için kullanıldığını gösteriyor. Birikim, deneyim, yetenek yerine sadece kağıt üzerinde var olan akademik unvanın aslında ne kadar da değersiz olduğu, son kopyalama olaylarıyla bir kez daha görünüyor. (YH)

4 Mayıs 2012

Almanya İntihalle Çalkalanıyor (CHA)

Almanya'da siyasiler hakkındaki ardı kesilmeyen intihal suçlamalarına bir yenisi daha eklendi.
Bir internet blog sitesinde Federal Eğitim Bakanı Annete Schavan'ın 1980 yılında Düsseldorf Üniversitesi'nde yazdığı doktoranın büyük bir kısmının başka kişilerin fikirleri olduğu ve bakanın yeterince kaynak göstermediği öne sürüldü. İddianın sahipleri, yayımladıkları internet sitesinde, Schavan'ın yazdığı 325 sayfanın 56'sının intihal olduğunu savunuyorlar.
Düsseldorf Üniversitesi'nde bir komisyon, iddiaları araştırmak için haftaya toplanacak. Bakan Schavan'ın ise bu suçlamalar hakkında en kısa zamanda açıklama yapması bekleniyor.
Almanya'da Federal Savunma Bakanı Karl-Theodor zu Guttenberg, doktora tezinde intihal yaptığının ortaya çıkmasından sonra istifa etmek zorunda kalmıştı. Almanya eyaletlerinde çok sayıda bakan da benzer iddialarla gündeme gelmişti.

!

Türkiye yırtıcı, şaibeli, sahte ve fake dergilerde en çok yayın yapan 3. ülke

Predatory journals: Who publishes in them and why? - Selçuk Beşir Demir Dünyanın en prestijli dergilerinden biri olan Elsevier tarafınd...

Predatory journals: Who publishes in them and why?

.....................................................................


...
...
...

* Rastgele Yazılar




.