NEDEN ?

https://plagiarism-turkish.blogspot.com


Yükseköğretimde Gözetim ve Denetim - Yasal Çerçeve ve Uygulamalar -
Devlet Denetleme Kurulu Raporu (2009) lütfen tıklayın
2547 sayılı Kanun’da öğretim elemanlarının disiplin suçlarına ilişkin yapılması düşünülen değişiklikler hakkında Bilim Akademisi’nin raporu (2016) lütfen tıklayın

30 Kasım 2012

Derviş Doğan - İntihal iddialarını unutmadık (Havadis Kıbrıs)

Bundan bir müddet önce ortaya atılan intihal iddiaları YÖDAK tarafından araştırılmaya devam ediyor.
Konu hassas olduğu için bu araştırmalar kamuoyuyla şimdilik paylaşılmıyor.
Akademik ortamlarda intihal büyük bir suç olarak algılanmaktadır.
Sebebi de gayet açık.
Bir başkasına ait çalışmaların, ki bu çalışmalar yıllarca sürdürülen uğraşlar sonucunda ortaya çıkmaktadır. Başka birileri tarafından kullanılması olayıdır.
Yani bunun diğer bir adı hırsızlıktır.
Bu tanımı yaparken kullandığım kelimelerle ifade etmeye çalıştığım intihal hadisesini herkesin anlayacağı şekilde izah etmeye çalıştım.
Bunu yapmamın sebebi de konunun aslında ne kadar önemli olduğunu ve toplumsal bir sorguya ihtiyaç duyulduğunu anlatmaktı.
Üniversite adası olma hedefinde olan ve bu hedefe hızlı adımlarla ilerleyen ülkemizde böylesi konuların ciddiyetle ele alınması ve söz konusu iddiaların araştırılarak bir sonuca varılması akademik bağlamda büyük çabalar harcanarak kaliteli eğitim perspektifini yakalamaya çalışan üniversitelerimiz için de büyük öneme haizdir.
Şu ana kadar konuyla ilgili olarak elde ettiğim bilgilerde YÖDAK konuyu ciddiyetle ele almaktadır.
Fakat buna rağmen endişelerim de yok değildir.
Zira günün sonunda bağımsız işlev yapması gereken bir kurum olan YÖDAK’ın siyasi inisiyatifin gölgesinde faaliyetlerini sürdürdüğünü biliyoruz.
Takdir edersiniz ki bu da sağlıklı bir yapı değil.
Fakat buna rağmen YÖDAK’ın bu konuda üzerine düşen sorumluluğu yerine getireceğine olan inancımı korumak istiyorum.
En azından bu konuyla ilgili olarak bugüne kadar yürütülen çalışmaların hassasiyetle ele alındığını gözlemlemek bile bu bağlamda çok önemlidir.
Yukarıda da belirttim.
Konu son derece hassastır.
O nedenle etik gereği bu tür soruşturmalar büyük bir gizlilik içerisinde yapılmaktadır.
Bu doğal olanıdır.
Hatta bu aşamalarda yapılması gereken.
O nedenledir ki konuyla alakalı kamuoyuna pek bilgi verilmemektedir.
Fakat buna rağmen konunun toplumsal sorgulamaya ihtiyacı vardır.
Bunun sebebi de gayet açıktır.
Unutma ve unutturulma kaygısı.
Özellikle de siyasi baskı altında bulunan kurumlarımızın en büyük sıkıntısı bu!
Şu gerçek ki adı bu iddialarla anılan insanların görev yaptığı üniversiteler durumdan rahatsızlık duyabilirler.
Doğaldır ki hiçbir üniversite bu bağlamda bünyesinde görev yapan bir akademisyenin adının intihalle anılmasını istemez.
Bunun üniversiteye zarar verebileceği düşünülür.
Bunlar haklı gerekçelerdir.
Fakat söz konusu olan iddialar da bir ülkedeki akademik yapıyı derinden etkiler.
Temennim bu iddiaların dayanakları olmamasıdır.
Lakin eğer bu yolla birileri de akademik kariyer sahibi olma yoluna gitmişse bunun vebalini üniversitelerimiz çekmemeli.
Her birey bu anlamda kendi hesabını vermelidir.
Daha önce de ifade ettim.
Akademisyen kimliği taşımak çok kolay değildir.
Meşakkat ister.
Fedakarlık ister.
Emek ister.
Zaman alır.
Para gerektirir.
Deyim yerindeyse tam anlamıyla dirsek çürüttürür.
Birileri yanlış yollardan yürüyerek böyle bir unvana sahip olmuşsa, elbet bunun bir bedeli olacaktır.
YÖDAK’ın da bu ciddiyet içerisinde gerekeni yapacağına inanıyorum.
Konunun takipçisiyiz...

16 Kasım 2012

Murat Bardakçı - Akademik tez üniversitenin malıdır (HABERTÜRK)

YÖK'ün internette bir tez sitesi var...
Türkiye'deki üniversitelerde son senelerde yapılmış ne kadar master ve doktora tezi varsa, hepsinin biraraya getirilmesine çalışılıyor.
Araştırdığınız veya merak ettiğiniz konu hakkında kaynak aramak yahut aynı alanda daha önce çalışılıp çalışılmadığını mı öğrenmek istiyorsunuz? Siteye girip anahtar kelimeyi yazınca şimdiye kadar kimin ne yazdığını, ne ettiğini görebiliyorsunuz... Sizi alâkadar eden tezi PDF olarak bilgisayarınıza indirebiliyorsunuz ama öyle hepsini değil... İndirme kutusunu tıkladığınız zaman ekranda sık sık "Bu teze çoğaltma veya yayımı için izin belgesi olmadığından erişilmemektedir" diyen bir yazı çıkıyor. Yani, tezin sahibi çalışmasına ulaşmanıza, okumanıza ve istifade etmenize müsaade buyurmuyor!
Bu izin vermemenin sebebi, meçhul... Tez sahibinin akademik kıskançlığından mı, tezinde başkalarından birşeyler makaslamış olduğu için intihalinin ortaya çıkması endişesinden mi yoksa diğer bütün araştırmacıları hırsız gibi görüp kendi çalışmasını da yürütebilecekleri zannından mı, Allah bilir... Kaleme aldığı ve "tez" denen o metin sanki ilmî araştırma falan değil, devlet sırrı mübarek!
İhtiyaç duyduğumda yurtdışındaki üniversitelerden bazı tezleri senelerden buyana rahatça getirttiğim için yakinen biliyorum: Dünyanın hiçbir yerinde akademik tezler için "izin belgesi" diye birşey sözkonusu değildir. Uygulamada üniversitesine göre değişen bir "telif hakkı" meselesi vardır, parasını öder, istediğiniz tezi getirtip istifade edersiniz ve karşınıza "Bu çalışmaya ulaşmanıza sahibi izin vermiyor" gibisinden bir garabet asla çıkmaz!
 
YOK BÖYLE BİR LÜKS!
YÖK'ün bu şekilde bir sınırlamaya gitmesinin sebebinin ne olduğunu, tez sahiplerinden bir şikâyet mi geldiğini yoksa hukukçularının "Tezlerin de telif hakkı vardır, kamuya açarsanız başınıza iş gelir" gibisinden görüşleri ile mi yanıltıldığını bilmiyorum...
Akademik tezlerin de telif hakları vardır ama o hakkın karşılığı akademik unvan olarak ödenmiştir ve dünyadaki uygulama bu şekildedir...
Diyelim ki üniversitede bir konuda tez yapacaksınız, oturdunuz, çalışıp ortaya bir eser koydunuz ve teziniz üniversitenin jürisi tarafından kabul edilip size "master" yahut "doktora" unvânı verildi..
Yaptığınız çalışmaya ödenen telif bedeli, size verilen işte bu unvandır... Tezlerde "satış fiyatının yüzde bilmemkaçını tirajla çarp, çıkan meblâğdan yüzde şu kadar stopajı yahut gelir vergisini düş, hakkın olan telif ücreti aha işte bu kadardır!" gibisinden hesaplamalarla belirlenen maddî meblâğlar değil, "unvan olarak ödeme" sözkonusudur. Tezin sahibi telif hakkını unvan şeklinde almış olduğu için artık "Çalışmamı okuyucuya açmam, YÖK'ün sitesinde benim iznim olmadan yayınlanamaz, keyfimin kâhyası mısınız, cân-ı azîzim yazdıklarımı okumanızı istemiyor" gibisinden sınırlamalar koyma lüksüne sahip değildir. Çalışmayı kitap halinde yayınlama hakkı tabii ki eserin sahibine aittir ama tezlerin okuyucuya ve araştırmacıya açılması hakkı da eserin entelektüel bedelini unvan şeklinde ödemiş olan üniversiteye aittir ve dünyanın her tarafındaki uygulama bu şekildedir.
YÖK'e nâçizane hatırlatayım dedim...

!

Türkiye yırtıcı, şaibeli, sahte ve fake dergilerde en çok yayın yapan 3. ülke

Predatory journals: Who publishes in them and why? - Selçuk Beşir Demir Dünyanın en prestijli dergilerinden biri olan Elsevier tarafınd...

Predatory journals: Who publishes in them and why?

.....................................................................


...
...
...

* Rastgele Yazılar




.