NEDEN ?

https://plagiarism-turkish.blogspot.com


Yükseköğretimde Gözetim ve Denetim - Yasal Çerçeve ve Uygulamalar -
Devlet Denetleme Kurulu Raporu (2009) lütfen tıklayın

2547 sayılı Kanun’da öğretim elemanlarının disiplin suçlarına ilişkin yapılması düşünülen değişiklikler hakkında Bilim Akademisi’nin raporu (2016) lütfen tıklayın

Bilim Akademisinin Sahte Belge ve İmza Üretimi Hakkındaki Açıklaması (2025) lütfen tıklayın

“Sahte Diploma Soruşturması” Hakkında Kamuoyu Bilgilendirmesi - Türkiye Barolar Birliği (2025) lütfen tıklayın

Mustafa Helvacı etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Mustafa Helvacı etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

8 Temmuz 2010

Orhan Bursalı - Haber İçin Mahkeme Kararı mı Gerekli? (Cumhuriyet)

Bu köşede yazılacak tonla konu varken bir de tekzip hakkının kötüye kullanılmasına izin veren mahkeme ve kararlarıyla ilgilenmek, doğrusu ancak kaotik bir Türkiye’de hemen hiçbir kurumda işlerin düzgün yürümediğinin göstergesi olsa gerek...
Mustafa Helvacı adında kişi hakkında belgelere dayalı olarak yaptığım, “Diyanet’e Sahte Doktora” verdiğini kanıtlayan habere, Ankara 10. Sulh Ceza Mahkemesi’nin yargıcı, “düzeltme ve cevap hakkı” kararı gönderdi! Avukatlarmız karara mükemmel bir hukuk belgesiyle itiraz ettiler. Ancak itiraz reddedildi ve bugün Helvacı adındaki, yoğun şüpheli işlemlerin sahibi kişinin yanıtını yayımlamak zorunda kaldık.
Mahkemenin kararı önümde; bu nasıl iş diye düşünüyorum. Bu mahkeme kararına göre gazetelerdeki neredeyse bütün haberlere düzeltme gönderilebilir!
Yargıç kararında, Helvacı adındaki kişinin haberi gerçekdışı ve iftira olarak nitelendirdiğini belirttikten sonra şu kararı veriyor:
“...Gazete ve nüshaları incelendiğinde, herhangi bir mahkeme kararına dayanmadan, ilgili şahsın Diyanet İşleri’nden maaş ve harcırah aldığının belirtildiği veya sahte doktora şeklinde beyanlarla ilgilinin kişilik haklarına açıkça hukuka aykırı şekilde yayın yapıldığı anlaşıldığından, talebin kabulüne karar vermek gerekmiştir.... cevap ve düzeltme metninin yayınlanmasına...”
Haberin doğru olup olmadığıyla hiç ilgilenmiyor!
***
Bu kararı gördükten sonra, ülkemizdeki adalet sisteminin ne kadar bozuk, kararların yanlış ve yetersizliklerle dolu olduğu, dosyanın belki de yeterince hiç incelenmediği, kararların yasalara uygun olmadığı konusunda kanaatlerin, önemli ölçüde doğruluk payı içerdiğini doğrulamıyor mu?
Veya, yandaşlık ilişkileri, adam kayırma, tepelerden kişisel ricalar ve siyasal ilişkiler ve baskılar mı adalet sistemimizde yürürlükte?
Kararda neyin yanlış olduğu konusunda hiçbir açıklama yok. Dediği iki şey var. O malum kişinin, Diyanet’ten para aldığı ve Diyanet’e sunduğu doktora tezinin sahte olduğu biçimindeki iddiaların mahkeme kararına dayanmadığı...
İtiraz dilekçesinde, avukatlarımız, bu iki konuyu da belgeleriyle mahkemeye sundu. Birincisi, malum kişinin Diyanet’ten “burs aldığı”nı Diyanet de doğruluyor. Ayrıca, malum kişi de, gazetemizde yayımlanan açıklamasında, “4.5 yıla yakın sürede 53.200 USD” aldığını açıklıyor! Efendim, Diyanet’ten değil, Diyanet Vakfı’ndan bu burs parasını almış.. Parayı Diyanet veya Vakfı’ndan aldığını söylüyorsa, sorun nedir?
***
Mahkemenin ikinci gerekçesi “sahte doktora tezi” iddiası üzerine de mahkemece alınmış bir karar olmadığı!
Pardon?!
İddiayı ileri süren biziz! Elimizde de belge var! Biz mahkeme değiliz... Mahkeme, sunduğumuz belgeler arasında bulunan, Diyanet’in yazılı talebi üzerine malum kişinin bir yazıyla Diyanet’e sunduğu ve üzerinde koskoca “doktora tezi” yazılı belgeyi göremiyor mu? Ayrıca “ver bakalım şu doktora tezini” diyen, parayı veren Diyanet Vakfı değil, Diyanet!
Biz bu doktora tezinin sahte olduğunu ileri sürüyoruz! Dünyanın hiçbir ülkesinde ve hiçbir üniversitesinde böyle bir doktora tezi yapılmamıştır! Belge budur! Malum kişi, Diyanet’e sunduğu bu doktoranın yapıldığını göstermelidir...
Mahkeme kararı, gazetelerde yayımlanacak habere, yasaların hiçbirinde olmayan, kafadan uydurulmuş bir gerekçe keşfetmiştir: Hakkında mahkeme kararı olmayan haber...
Mahkeme, bu kararıyla suç işliyor, olmayan bir yasaya göndermede bulunuyor, düzeltme ve cevap hakkının, yasaların aksine, mükemmel kötüye kullanılması örneğini yaratıyor!
Ve gazetemizin manşetinin yanlış bir haberle işgal edilmesine, gazetemizin ve benim itibarımla oynanmasına olanak veriyor...
***
Bu tür gerçekdışı düzeltme haberleri giderek çoğaldı.. Mahkemeler, bu yalan düzeltmelerin yayımlanmasına olanak tanımamalı, belki de sanık sandalyesine oturması gereken kişilerin gerdan gererek kalça kırarak ortalıkta dolaşmasına “gördünüz mü mahkemece aklandım” cakasıyla, itibarlı gezmesine fırsat vermemeli!
Bütün bunların ötesinde, basının anayasal görevini yerine getirmesine, kamuoyunu gerçeklerle bilgilendirnesine engeller çıkartmamalı ve habere açıkça sansür anlamına gelecek kararlar almamalı
Avukatlarımız itiraz dilekçesinde diyor ki: Mahkeme, gerekçesinde, “Gazetecinin bir mahkeme kararına dayanması gerektiğini yani açıkça gazetecinin maddi gerçeği saptadıktan sonra haber yapması gerektiğini belirtmiştir... Gazetecinin maddi gerçeği araştırmakla yükümlü olmadığı, maddi gerçek saptandıktan sonra yayın yapılmasının kabulünün haber verme hakkını sınırlayacağı, Yargıtay’ın yerleşik içtihatlarıyla saptanmıştır. Bu şekliyle karar açıkça usul, yasa ve içtihatlara aykırıdır. Basın özgürlüğünü sınırlandırmaktadır.”
***
Malum kişiye duyuru: Bu düzeltme seni temize çıkartmaz! Bu bir aklanma değildir! Gazetemizde yayımlanan “düzeltme metni”nde gerçekleri gizlemeye çalışıyorsun. Ankara Üniversitesi’nden doktora sahibi olduğunu belirtiyorsun ki, bu bizim konumuz hiç değil...
Diyanet’ten aldığın 53.200 dolarla, “Güneş Sisteminin Mekaniği ve Ay’ın Yörünge Analizi” konusunda doktora yapmak üzere Amerika’ya Kentucky Üniversitesi’ne gittin mi gitmedin mi? Döndükten yıllar sonra, Diyanet’in istemesiyle, üzerinde doktora tezi yazılı uyduruktan ve içindeki bilgilerin de çoğunun hırsızlama olduğunu gösterdiğim bir metin verdin mi vermedin mi?
Laga luga edeceğine bunlara yanıt ver!

8 Haziran 2010

Orhan Bursalı - Sahte tezi bile çalıntı çıktı (Cumhuriyet)

Helvacı’nın, Diyanet’e sunduğu “tez”indeki bilgilerden önemli bir bölümünün, Marmara Üniversitesi Atatürk Eğitim Fakültesi Matematik Bölümü’nde 1992 yılında yapılan ve yayımlanan, Melek Hamzaoğlu ve Esat Hamzaoğlu isimli öğretim üyelerinin araştırmalarında önemli ölçülerde bulunduğu görüldü. Helvacı, bu makaledeki yazı ve şekilleri kullanarak bir doktoraüretmiş! Orhan Bursalı
Astronomi bilim dünyası, Yard. Doç. Dr. Mustafa Helvacı’nın şimdi de Diyanet’e sunduğu sahte doktora tezinin çalıntı olduğu bilgileriyle çalkalanıyor! Abdullah Gül’ün özel kalem müdürlüğünü yapan, TÜBİTAK’ta da görevli Mustafa Helvacı, 4 yıl boyunca Diyanet’ten 53 bin 200 dolar burs parası almıştı. Diyanet tarafından Güneş Sisteminin Mekaniği ve Ayın Yörünge Analizikonusunda doktora yapmak üzere ABD’ye gönderilen Helvacı, 2001’de Türkiye’ye döndükten sonra, Diyanet 2003 yılı Mart ayında bir yazıyla, ver bakalım şu doktorandan bir kopya”, deyince, Helvacı 39 sayfa kadar bir belgeyi doktora diye göndermişti.
Helvacı 1 Nisan 2003 tarihli ve 340 sayı ile kayda geçen Diyanet’e yazısında şöyle demektedir: Güneş Sisteminin Mekaniği ve Ayın Yörünge Analizi konulu söz konusu doktora çalışmasının bir kopyası ilişikte sunulmuştur. Fakülte onaylı kopyası Türkçe imla kurallarına göre düzeltildikten sonra Haziran 2003 tarihine kadar müdürlüğünüze takdim edilecektir.” 
Diyanet’e sunduğu doktoratezinin Teşekkür ve Önsözünde de şöyle yazar:Çalışma sırasında hazırlanan çok sayıda şekil ve grafiğin kayıtlı olduğu bilgisayar diskleri, seyahat sırasında aşırı manyetik ortama maruz kaldığından bozulmaya uğramış olmasından dolayı, tezin Türkçeleştirilmesi esnasında güçlükler yaşanmıştır!Bu doktoranın başlangıcında da şu cümle bulunuyor: ..Ekte sunulan çalışmanın orijinal bir çalışma olması nedeniyle bütün hakları mahfuzdur. İzinsiz kopya yapılamaz ve yayınlanamaz.!
Ancak, bu doktora astronomi dünyasında (ileti-bounces@list.ankara.edu.tr) elden ele dolaşmaya başlayınca bu uyduruk doktoranın içindeki bilgilerin pek çoğunun da aslında çalıntı olduğu ortaya çıktı!
Helvacı’nın Diyanet’e sunduğu tez”indeki bilgilerden önemli bir bölümünün, Marmara Üniversitesi Atatürk Eğitim Fakültesi Matematik Bölümü’nde 1992 yılında yapılan ve yayımlanan, Melek Hamzaoğlu ve Esat Hamzaoğlu isimli öğretim üyelerinin araştırmalarında önemli ölçülerde bulunduğu görüldü. Helvacı, bu makaledeki yazı ve şekilleri kullanarak bir doktoraüretmiş! Bu sayfalarda, Helvacı’nın doktorasıyla Hamzaoğluların makalelerinin karşılaştırmalı olarak bazı sayfalarını sunuyoruz!
Hamzaoğluların makalesi 1993 yılında Earth, Moon and Planets dergisinin 60. sayısında ve 233-250. sayfalarında yayımlanmış. Ancak burada bir noktayı belirtmekte yarar var: Helvacı Diyanet’e birkaç farklı doktora tezisunmuş. Bu konuda görüş aldığımız bir bilim insanı diyor ki: Diyanetten alınan tezlerden birinde, Hamzaoğlulara hiçbir gönderme yokken, ikinci bir tezde ise (M. Hamzaoğlu, Şekil 5.1 ve M. Hamzaoğlu, Şekil 5.2) şeklinde kaynak göstermiş. Ancak bu kurala uygun bir kaynak gösterme değil. Makalenin yayımlandığı dergi, tarih belli değil. Tezin sonunda da zaten kaynakça yok. Böyle bir bilimsel tez olamaz.
Helvacı, Diyanet’e sunduğu tezinin sonunda kullandığı bir çizelgeyi de başka bir kaynaktan, kendi malıymış gibi almış. Bu çizelgenin aşırıldığı adres şöyle:
www.saao.ac.za/public-info/sun-moon-stars/moon-index/lunar-crescent-visibility/crescent-visibility-observations-1859-2000/
Burası South African Astronomical Observatory’nin (Güney Afrika Astronomi Gözlemevi) web sayfası.
Helvacı’nın Diyanet’e sunduğu ve bizim daha önce Cumhuriyet’te sözünü ettiğimiz doktora tezibirçok internet sitesinde yayımlandı. Hatta Diyanet İşleri’ne başvurularak Bilgi Edinme Yasası gereğince Helvacı’nın teslim ettiği doktoranın bir kopyası elde edilip (ileti-bounces@list.ankara.-edu.tr) ortamında gökbilimcilere ulaştırıldı.
Sahte doktora ortalığa dökülünce, bu kez Helvacı, bu tezin bir doktora çalışması olmadığını ileri sürmeye başladı. Helvacı, Diyanet İşleri Başkanlığına ‘sahte bir doktora tezi değil’, doktora tez çalışmasının içindeki ve tezin bir kısmı olan ‘Ayın Parlaklık Modellemesi’ konusunda geliştirilen matematiksel modelin bir kısmının orijinal nüshası verilmiştir demeye başladı.
Oysa, Helvacı’nın teslim ettiği eser”in kapağında doktora teziyazmaktadır. Üstelik, Diyanet, istek üzerine bir kopyasını verirken yazdığı üst yazıda Doktora tezi ilişikte sunulmaktadırdemektedir (Belge). 


Ayrıca tezin orijinallikle ilgili olmadığı ve çalıntı olduğu görülmektedir... Bilimsel etik kurallara uyulmadan aşırma yapılan iki makale ve kurumun adresleri şöyledir:
3.http://www.saao.ac.za/public-info/sun-moon-stars/moon-index/lunar-crescent-visibility/crescent-visibility-observations-1859-2000/Özetle;38 sayfalık sahte doktora tezinin 12 sayfa tutan eki tümüyle kaynak gösterilmeden aşırma. Geriye kalan 26 sayfalık kısımdaki denklemlerin neredeyse tümü Hamzaoğlu’nun makalesinden alınma ve aşırma. Ve önemli şekillerin tümü Schaefer ve Hamzaoğlu’ndan çalıntı. Bu sayfada, Helvacı’nın büyük eseriile ana kaynaklardaki bilgilerin bazı sayfalarını karşılaştırmalı olarak veriyoruz. Çizelgeler tümüyle (12 sayfa) South African Astronomical Observatory’nin web sayfasından aynen kopyalanmış.

20 Mayıs 2010

Sahte Doktora iddiasına tekzipli yanıt

Bir gazetede çıkan ve Diyanet'in parası ile sahte doktora yaptığı iddia edilen Mustafa Helvacı haberi yalanlandı...

2 Mayıs 2010

Mustafa Helvacı - Ekşi Sözlük

Helvacı olayı elbet ki; fizikte bilimsel aşırma skandalı ve Serkan Anılır olayları ile parallellik göstermekle birlikte çok daha vahimdir. Nedeni de Helvacı'nın politik bağlantıları. Abdullah Gül danışmanlığı, Tübitak eş danışmanlığı derken, Avrupa Birliği yedinci çerçeve fonlarının incelendiği bilimsel panele gitmeye kadar bilimin merkezinde kendisi.
Benim tartışmak istediğim elbette ki yaptıklarının bilimselliği. anlaşılan diyanette, vakit hesaplama şubesi müdürlüğünde çalışırken, Diyanet Vakfı'ndan doktora bursu alıyor. Bunu da ayın yörüngesini hesaplamasına dayandırıyor. Buradaki sorun da, Helvacı'nın konusunun yörüngeler ile uzaktan yakından alakalı olmaması. Kendisi yıldız tayf gözlemleriyle uğraşmakta. Yani yıldızların ışınımı ile uğraşıyor.
Helvacı'nın bağlantıları bilimi vs üzerine yazılıp çizildi, asıl söyleyeceğim Bursalı'nın yazısına Helvacı bir tekzip göndermiş. İşin komik yanı tekzipin içindeki bilimsel hatalar.
Birinci iddia aslında hak verilebilir. Diyor ki zaten diyanet baştan biliyordu araştırmaya gittiğimi, yüksek harçları yatıramazdım. Belki doğru, ancak doktora öğrencileri için harç konusu pek sorun olmuyor bildiğim kadarıyla.
Ama ikinci iddiaya cevap evlere şenlik: araştırma sırasında Ay’ın parlaklık modellemesini yapabilmek için yörünge analizinin yetersiz kalacağı ve dünya atmosferinin parlaklık modellemesinin de yapılması ihtiyacının kaçınılmaz olduğunun anlaşılması üzerine, çalışma alanı daha da genişletilerek, model atmosfer geliştirme konusuna geçilmiştir. Bu amaçla, gaz ve tozdan oluşan bir atmosfere sahip oksijence zengin kabuğa sahip yıldızların atmosfer modellemesi (http://www.pa.uky.edu/~helvaci/ , Kentucky üniversitesi web sitesinde halen bilim insanlarının kullanımına ve ziyaretçilere açıktır), yapılmış ayın parlaklık modellemesine de imkan veren çok daha geniş kapsamlı bir konuda uzmanlık kazanmıştır.
Yani dünyadan ayın yörüngesini gözlemlemeyi geçip, parlaklığını gözlemlenmesi gerektiğine karar vermiş. Işık dünya'nın atmosferinden geçtiği için atmıosfer araştırmalarına girmiş bunun için de yıldız atmosferi çalışmış. Dünya atmosferi ile yıldız atmosferleri arasında isim dışında bir benzerlik yok. Çalıştığı yıldızlar 5000 kelvin (kelvin = santrigrat - 273) sıcaklığında ve ışınım yapıyor, bizim atmosfer emilim (absropsiyon) ayrıca da azotlu falan atmosfer çalışmamış. Yani tekziplerin bilimselliği görüldüğü gibi ölçülemiyor.
''tez araştırmaları tamamlanıp, Türkiye’ye dönülmesi sonrasında veri transferinde yaşanan sorunlara ilaveten, ay’ın parlaklık modellemesi yapılabilmesi çin gerekli olan ay’ın (hilalin) parlaklık gözlem değerleri ne yazık ki yönetsel güçlüklerden dolayı teleskop sisteminin alınmaması ve bu konuda vakit hesaplama şube müdürlüğü ile anlaşmazlığa düşülmesi nedeniyle, kuramsal (matematiksel) olarak geliştirilen “güneş sisteminin mekaniği ve ay’ın yörünge analizi” nin gözlemsel yanı eksik kalmış ve uygulamaya yönelik modelleme malesef gerçekleştirilememiştir.''
Yani hikaye şu, diyanete teleskop aldıracakmış hem de ne için, insanlık tarihinde hakkında en çok veri bulunan ayı gözlemlemek için. Ayrıca astronomik gözlem diyanetin işi mi, üniversite ile beraber çalışamıyor mu, mesela Tarlacı'nın o zamanki bölümü Ankara Ünv. Astronomi bölümü ile.
Daha ilginç konular var ancak tekzipin bir diğer korkunç kısmı da Helvacı'nın bilimsel başarıları: ''ayrıca, yrd. doç. dr. Mustafa Helvaci’nın, uluslararası saygın dergilerde yayımlanmış 8 adet bilimsel makalesi ve çok sayıda yurt içi konferans ve makalesi mevcuttur.''
Nasa'nın bütün astronomi ve fizik makalelerini kaydettiği ads'e bakıyoruz ve görüyoruz ki Helvacı'nın peer reviewed 5 tane makalesi var onlar da a&a dışında pek de tanınmış dergiler değil.
(feyerabend, 02.05.2010 13:52 ~ 14:09)

28 Nisan 2010

Hesabını kim verecek? (Cumhuriyet)

Türkiye Diyanet Vakfı skandala imza atan Helvacı’nın sorumluluğunu almadı
Türkiye Diyanet Vakfı Genel Müdürü Akçeşme, skandala imza atan Mustafa Helvacı’nın ‘bilgisini, görgüsünü geliştirmek için’ ABD’ye gittiğini, kendisine yardım etmek için burs verdiklerini söyledi. FIRAT KOZOK
ANKARA - Türkiye Diyanet Vakfı, vakıf bursuyla ABDye giden, 4 yıl sonra sahte doktora diplomasıyla Türkiyeye dönen Mustafa Helvacıyı savundu. Vakıf Genel Müdürü Süleyman Necati Akçeşme, Helvacıya 4 yıl boyunca burs verdiklerini doğrularken, rakamın 100 bin değil, 53 bin dolar olduğunu söyledi. Akçeşme, Helvacının doktorasının sahte çıkması konusunda da İyi niyetle gönderdik. Ama doktora çalışmalarını tamamlayıp tamamlamaması kendi takdiridirdedi. Akçeşme, Helvacıya ödenen bursların geri istenmesinin söz konusu olmadığını söyledi.
Türkiye Diyanet Vakfı, sahte doktora diplomasıyla gündeme oturan Mustafa Helvacı konusunda suskunluğunu bozdu. Gelişmelerden Cumhuriyetin haberleriyle bilgileri olduğunu söyleyen Vakıf Genel Müdürü Süleyman Necati Akçeşme, Helvacının Diyanet İşleri Başkanlığı Nakit Hesaplama Şubesinde görev yaptığı sırada burs için kendilerine başvurduğunu açıkladı.
Helvacının kendilerine başvurduğu sırada bu görevde 8. yılını doldurduğunu belirten Akçeşme, Kendisi aynı zamanda Ankara Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Astronomi ve Uzay Bilimleri Ana Bilim Dalında doktora öğrencisiydi. Ben doktoramı yapıyorum, araştırma için ABDye gitmek istiyorumdedi. Biz de hem Diyanetin personeli olması, hem de eğitimle ilgili bir proje olması nedeniyle kendisine olumlu yaklaştıkdedi.
53 bin dolar verdik
Helvacıya 1997 yılı ağustos ayından itibaren ayda 1100 TL burs verdiklerini anlatan Akçeşme, kendisine 4 yıl içinde toplam 53 bin dolar burs ödemesi yaptıklarını söyledi. Helvacının aldığı burs karşılığında 4 yıl sonra tekrar Diyanete döndüğünü ve zorunlu hizmetini yapmaya başladığını ifade eden Akçeşme, şöyle devam etti: Bu adam, bilgisini, görgüsünü geliştirmek için gitmiş, 4 yıl sonra gelmiş, 2001’de de görevine başlamış.
Konunun kamuoyuna bu şekilde yansımasının kendilerini rahatsız ettiğini ifade eden Akçeşme, Helvacının sahte doktora diploması vermesinin kendilerini ilgilendirmediğini söyledi.
Akçeşme, Biz bu arkadaşa oradaki doktora çalışmalarına destek olmak için burs verdik. Doktorasını tamamlayıp tamamlamaması kendi takdiri. Bursun karşılığını da zorunlu hizmetle yapmışdedi.
Akçeşme, Helvacıya ödenen paranın geri alınması söz konusu değil mi, 53 bin dolar boşa gitmiş olmuyor mu sorusuna da İnşallah boşa gitmemiştir. İnşallah hayırlı işler yapar da boşa gitmediğini gösteriryanıtını verdi.
Mustafa Helvacı skandalını ilk kez gazetemiz yazarı Orhan Bursalı ortaya çıkarmıştı. Bursalı, haberinde Abdullah Gülün Başbakanlığı ve Dışişleri Bakanlığı sırasında özel kalem müdürlükleri, TÜBİTAKta başdanışmanlık yapan ve şimdi Akdeniz Üniversitesinde öğretim üyesi olan Helvacının Diyanetten aldığı burs karşılığında sahte diploma teslim ettiğini bildirmişti.

27 Nisan 2010

Orhan Bursalı - Paris’e Zero G Uçuşu (Cumhuriyet)

Akdeniz Üniversitesi (AÜ) Rektörü İsrafil Kurtcephe, bu yılın ocak ayında çok iddialı bir çıkış yaptı, Akdeniz Üniversitesi’nde Uzay Bilimleri ve Teknolojileri Bölümü kurmak için çalışmalara başladıklarını, başına da “doktorasını NASA’da yapan ve bir süre önce kadroları arasına kattığı Yrd. Doç. Dr. Mustafa Helvacı’yı getirdiğini” açıkladı. Açıklama Anadolu Ajansı’na yapıldı, pek çok gazetede, bu arada www.antalyadabugun.com, 20.01.2010) internet sitesinde yer aldı.
Milli Gazete’nin 18 Haziran 2009 tarihli sayısında ise Kurtcephe şöyle diyordu: “NASA’da uzaybilimci olarak görev yapan nükleer fizikçi Prof. Dr. Mustafa Helvacı’yı aramıza kattık.. Akdeniz Üniversitesi tarihinde ilk kez nükleer fizik alanında bölüm açıldı. Nükleer araştırmalara başladık. Burada uydu yapacağız.”
Uydu yapan bir nükleer fizik bölümü bugüne kadar görülmedi! Ayrıca bildiğimiz kadar, üniversitede zaten 1992’den beri böyle bir bölüm var!
Anlaşılan hiçbir ilgisi olmadığı konuları karıştırdı Rektör Bey fizik-astrofizikle nükleer fiziği karıştırdı, Helvacı’yı hem profesör yaptı hem de nükleer fizikçi!
Diyelim ki bir sürçülisan var, Rektör Bey daha sonraki demeçlerinde bu sürçülisanı düzeltiyor... Ama Helvacı’nın NASA bilim insanı olduğu iddiasını yineliyor..
Bu bilgiyi nereden aldı bilmiyoruz, ama Helvacı’nın NASA’da çalıştığına ve bu kurumla bir ilişkisinin olduğuna ilişkin hiçbir bilgiye bir yerde rastlamadık! Gazetelerde “Hayır NASA ile ilişkim yoktur” diye bir düzeltme de göremedik!
***
Rektör Bey’in uzay bilimleri ve teknolojileri bölümü kurmaktaki gerekçesi: “Bu çağda da uzayda olmayan hiçbir devletin büyük güç olamayacağı fikrini taşıyorum.”
Her üniversitenin büyük hedefleri olmasını destekleyen bir insanım. Akdeniz Üniversitesi böyle bir hedef koyduysa, şüphesiz ki öncelikle Rektörün elini sıkmak gerekir!
Ama bir kimse uçuk hedeflere kilitlenirse, bol keseden atıyordur; amaç, böyle üstten atmalarla yine devletten, DPT’den vb. işe yaramaz yeni binalar için harcanacak ve çarçur edilecek büyük paralar koparmak olabilir! Üstelik Helvacı ile böyle bir işe kalkışacaksa, Rektöre birileri dur demeli!
Neden böyle diyorum, bakın: “Kurulacak bölümün ilk hedefi uzaya uydu göndermek.. Ama biz bununla yetinmeyeceğiz, AÜ’de yapılacak Türk mekiğiyle uzaya ulaşmak, bilimsel araştırmaları orada yürütmek... Bu amaçla, AÜ’ye davet edilmesi kararlaştırılan 9 öğretim üyesinden Mustafa Helvacı, bu teklifi kabul ederek Antalya’da çalışmalarına başladı..”
Ben doğrusu böyle bir hedeften korkuya kapıldım!
Neredeyse Antalya’da bir NASA kuracaklar!
Ama böyle hedeflerin arkasında, öyle anlaşılıyor ki, Helvacı var!
Kurtcephe, biliyorsunuz, ikinci sıradayken Cumhurbaşkanı tarafından rektör olarak atandı!
Eh, Gül’ün bir zamanlar özel kalem müdürü Helvacı’nın da “büyük düşüncelerle” Akdeniz Üniversitesi’ne gelmesi normal!
***
Helvacı bu arada sık sık basında boy gösterdi: “Uzaya çıkmadan, Antalya’dan Paris’e yerçekimsiz ‘Zero G’ uçuşu yapmayı planladık, ayrıca Amerika’dan bir astronot getirteceğiz” (Sabah, 6 Mart 2009)
Ne diyelim, hayırlısı olsun... Bu Zero uçuşunun bize ne kazandıracağını, ne olduğunu, kaça çıkacağını, Türksat’ın hangi amaç ve kârlılıkla işin içine gireceğini doğrusu bilmiyoruz...
Rektör Kurtcephe diyor ki: “Burada bir bilim yıldızı doğuyor, bu yıldızı hep beraber parlatmamız gerekiyor...”
Hadi hayırlısı!
Ama bu yıldızı parlatmadan önce, Helvacı’ya “Yahu şu Kentucky’de yaptığın doktoranın bir nüshasını verir misin” diye sorsa, diyoruz...
Sonra orada bir sahneye konan bir komedi mi yoksa gerçek mi, görelim..

YÖK 'Sahte NASA doktorası'nı inceliyor (Radikal)

ANKARA - Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün Başbakanlığı ve Dışişleri Bakanlığı döneminde özel kalem müdürlüğü ve TÜBİTAK’ta da başdanışmanlık yapan Akdeniz Üniversitesi öğretim üyesi Mustafa Helvacı’nın ‘NASA’da yaptığı’ doktoranın sahte olduğu öne sürüldü. YÖK iddialar  üzerine inceleme başlattı. Cumhuriyet gazetesinde yer alan haberde, Diyanet İşleri Başkanlığı’nca tam burslu olarak ABD’ye doktora yapmak üzere gönderilen Mustafa Helvacı’nın, doktora yapmadan uydurma bir tezle dört yıl boyunca 100 bin dolara yakın burs aldığı iddia edilmişti. İddialara göre Diyanet tezi isteyince Helvacı tezinin yer aldığı CD’nin bozulduğunu  söylemiş ve  Kentucky Universitesi’ne yazılan yazılar sonucunda Helvacı’nın doktora yapmadığı anlaşılmıştı. YÖK, doktoranın sahte olduğu iddialarının gazetelerde yer alması üzerine inceleme başlattı. Helvacı’nın sahterkârlık yaptığı tespit edilirse, görevine de son verilebilecek. (Radikal)

26 Nisan 2010

Sahte doktoraya tepki (Cumhuriyet)

Diyanet’ten burs alıp sahte doktora tezi hazırladığı ortaya çıkan Mustafa Helvacı’nın yargılanması gerektiği belirtildi
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Diyanet İşleri Başkanlığından aldığı 10 binlerce dolarlık bursla sahte bir doktora tezi hazırladığı ortaya çıkan Mustafa Helvacı, akademik çevrelerin tepkisini çekti. Üniversite Öğretim Üyeleri Derneği Başkanı Prof. Dr. Tahsin Yeşildere, söz konusu olayın bilimsel sahtekârlığın yanı sıra aynı zamanda bir dolandırıcılık olduğunu belirtti.
Diyanet İşleri Başkanlığının 4 yıl boyunca verdiği 10 binlerce dolarlık bursla yurtdışına doktora tezi hazırlaması için gönderilen, AKP iktidarına yakın Mustafa Helvacının sahte bir doktora tezi hazırlaması, akademik çevrelerin tepkisini çekti. Cumhuriyetin dün Sahte doktorayla tüm kapıları açtıbaşlığıyla manşetinden duyurduğu haber, akademik çevrelerde yankı buldu.
Üniversite Öğretim Üyeleri Derneği Başkanı Prof. Dr. Yeşildere, bunun bir dolandırıcılık olduğunu belirterek, Savcılığın olaya el koyması gerekiyor dedi. Yeşildere, Helvacının Diyanet İşleri Başkanlığından aldığı bursla sahte bir doktora hazırlamasının, burs aracılığıyla verilen parayı gasp etme, başkasının kullanabileceği bursu yok etmek, bilimsel anlamda bir sahtekârlık olduğunu kaydetti. Söz konusu skandalın denetimsizlikten kaynaklandığına işaret eden Yeşildere, şunları dile getirdi: Bu aynı zamanda Diyanet İşleri Başkanlığının da hatası. Yurtdışına burs vererek gönderdiği bir kişinin doktora yapıp yapmadığını denetlemesi gerekirdi. Bunu denetleyemiyorsa, bu gibi olaylar meydana gelir. Ayrıca, bu tip bursların belli kanallardan verilmesi gerekir. Diyanet İşleri Başkanlığının burs verdiğini ben bilmiyordum. Bursların tek bir kanaldan, YÖKün ya da Milli Eğitim Bakanlığının aracılığıyla belli sınavları kazanan kişiler için uygulanması gerekir. Belli kurumların dışında kişiler ahbap-çavuş ilişkisiyle burslu olarak yurtdışına gönderiliyordedi.

Orhan Bursalı - Helvacı’nın İlişkileri (Cumhuriyet)

Diyanet Vakfından Güneş Sisteminin Mekaniği ve Ayın Yörünge Analizi konusunda doktora yapmak için ABD Kentucky Üniversitesine giden ve 4 yılı aşkın süreyle burs alan, ancak orada başka işlerle uğraşan, döndükten sonra Diyanet İşleri Başkanlığına sahte bir doktora tezi veren Yard. Doç. Dr. Mustafa Helvacı, halen Akdeniz Üniversitesinde öğretim üyesi.
Helvacı, AKP iktidarı döneminde bakanlıklar arasında ve TÜBİTAKta neredeyse el üzerinde tutulup paylaşılamayan bir insan görünümünde! Nedenini araştırdığınızda, ilginç ilişkiler yumağı ile karşılaşıyorsunuz.
İlişkilerin merkezinde örneğin Birlik Vakfı var. Vakıf 1985te kurulmuş. Kurucular arasında, Mustafa Helvacı var, henüz 20 yaşında! Başka? İlginç isimler var, örneğin: Abdülkadir Aksu, Azmi Ateş, M. Bahaeddin Cebeci, Mehmet Zeki Akıncı, Ali Çokun, Cemil Çiçek, Ömer Dinçer, R. Tayyip Erdoğan, Zeki Ergezen, İsmail Kahraman... İsimlerin büyük çoğunluğu bugün Türkiyeyi yönetiyor!!!
Burada kilit isimlerden biri Mehmet Bahaeddin Cebeci. Gülün 58. Hükümetinde Başbakan Müşaviri (Daha sonra Cumhurbaşkanı Başdanışmanı, Gül 40 yıllık Kayserili arkadaşı Cebeciyi yanından ayırmıyor!).
Helvacı da o dönemde Başbakan Gülün özel kalem müdürü yapılıyor! Birlik Vakfı kardeşliğinin ötesinde bir aile bağı da var. Mustafa Helvacı eşi dolayısıyla Cebecilerle aile ilişkileri içinde.
Cebeciler, Helvacıya devlet içinde kapıları açan isimler!
Cebeciler dedim, bir tanıdık Cebeci daha var: Prof. Dr. Ömer Cebeci! Ömer Cebeci, TÜBİTAKın neredeyse gizli yöneticisi! Bilim Kurulu üyesi, TÜBİTAKın Bilim ve Teknik dergisinin baskısını, kapak konusu olarak Darwin konduğu için durduran, derginin içinden Darwini çıkartan ve dergiyi yeniden basarak büyük skandal yaratan kişi!
Helvacının Cebecilerle birlikte Malatyada maden işletmeleri var mı yok mu?
***
Diyanet İşleri, 2003te Mustafa Helvacıya, ver bakalım doktoranı, diyor!
Neden o kadar gecikiyor? Helvacı 2001’de Türkiyeye dönüyor? Diyanetin kadrosunda 2004 yılına kadar çalışıyor.
Helvacı, sahte bir doktora veriyor, Bilgisayar diskleri hasara uğradı komik gerekçesiyle!
Diyanette ilgililerin bu dosyayı doktora olarak nasıl kabul ettiklerine akıl sır erdirmek mümkün değil! Büyük bir olasılıkla, Helvacının arkasındaki güçlü dinsel ilişkiler nedeniyle, bu sahte tezi doktora olarak kabul edip dosyayı kapatıyorlar! Ama bir yandan da Helvacıyı maaşla besleyip duruyorlar!
Çok ayıp!
Helvacının Akdeniz Üniversitesinde göreve başlaması da büyük bir olay!
***
Dünkü gazetemizde yayımlanan Diyanet bursu ile sahte doktora konulu haberde, iki minik yanlışı düzeltmek isterim. Birincisi, Yard. Doç. Dr. Mustafa Helvacı için birinci sayfadaki anonsta TÜBİTAK Başdanışmanı demişim, aslında Başkan danışmanı olacaktır ki yazıda böyledir.
İkincisi, yazı içinde verdiğim orijinal alıntıda tezin kayıtlı olduğu ve bozulduğu ileri sürülen ortamın bilgisayar diskleri olarak geçmesine rağmen, haberde CD diye geçiyor. Helvacının seyahat sırasında aşırı manyetik ortama maruz kaldığından bozulmaya uğramış..” diye tarif ettiği ve bilgisayar diskleri dediği, herhalde disketler olabilir. Bilgisayar disklerinden hard diski mi kastettiği de bilinmiyor. Ayrıca, bilgisayar diskleri diye bir deyim de bulunmuyor!
Bu arada, haber içinde belge 6 ve belge 7 diye geçen belgeler yer darlığından basılamadı. Bu belgeler Kentucky Üniversitesinden, Helvacının tez danışmanı Moshe Elitzur ve Fizik Bölümü Başkanı Joe Bril ile yapılan e-posta yazışmalarını içeriyor. Elitzur, verdiği yanıtta, Helvacının tez danışmanı olmadığını, Joe Bril de Helvacının üniversitelerinde kayıtlı olmadığını açıklamaktadır.

25 Nisan 2010

Orhan Bursalı - SAHTE DOKTORAYLA TÜM KAPILARI AÇTI (Cumhuriyet)

DİYANETİ’in BURSUYLA SAHTE DOKTORA

Fizik dünyamız bir dolandırıcılık savı ile çalkalanıyor. İktidarın has bilim insanlarından Dr. Mustafa Helvacı, Diyanet’ten ayda 1500-2000 dolar arasında dört yıl boyunca 100 bin dolara kadar tam burs aldı, ama karşılığında sahte bir doktora teslim etti!
Abdullah Gül’ün başbakanlığı ve Dışişleri Bakanlığı sırasında özel kalem müdürlüklerinde bulunan, TÜBİTAK’ta başdanışmanlık yapan ve şimdi de Akdeniz Üniversitesi’nde öğretim üyesi olan Kayserili Mustafa Helvacı, Diyanet İşleri Başkanlığı’nca tam burslu olarak ABD’ye doktora yapmak üzere gönderildi. Türkiye’ye dönünce de Diyanet’e, “Tezim bir CD’de kayıtlı idi CD bozuldu, oradan kurtardığım şu 39 sayfayı şimdilik kabul edin” dedi.
Ankara Ünversitesi’nde başka bir konuda doktora yaptı. Bu doktorasının arkasındaki özgeçmişinde, “ABD Kentucky Üniversitesi’ne gitti. 2001 yılı sonunda doktora tezi çalışmasını tamamlayarak yurda döndü” yazdı. Ancak, ABD’de doktora yaptığı yalan çıktı. ABD üniversitesinden, “bölümümüzde böyle kayıtlı bir doktora öğrencisi bulunmuyor” yazısı geldi...
Bu bir bilim hırsızlığı bile değil, düpedüz dolandırıcılığa girer. Çünkü Diyanet İşleri Başkanlığı, karşılığı olmayan bir doktora tezi için tahminen 100 bin dolar kadar burs parası ödedi! 4 yıl boyunca tam burs aylık alan Mustafa Helvacı, karşılığında sahte bir doktora teslim etti. Çünkü ABD’deki üniversitede (Kentucky) ne böyle kayıtlı bir doktora öğrencisi var ne de Diyanet’in istediği bir doktora tezi yapılmış...
Olay şöyle gelişti: Mustafa Helvacı, 1989 yılında TC Diyanet İşleri Başkanlığı Vakit Hesaplama Şubesi Müdürlüğünde astronom olarak göreve başladı”. Ankara Üniversitesi’nde bu arada yüksek lisans yaptı ve 1994’te doktora programına yazıldı.
Ancak Helvacı, Diyanet tarafından Güneş Sisteminin Mekaniği ve Ayın Yörünge Analizi konusunda doktora yapmak üzere ABD’ye gönderildi. Çünkü İslam ülkeleri arasında problemli bir konu vardır ve akademik olarak çözülmesi için araştırmalar yapılmaktadır: Ay’ın gökyüzünde görülmesine dayanarak hicri kameri ay başlarının hesaplanması. Bu Ruyeti Hilal olarak bilinir. Helvacı, burslu doktora öğrencisi olarak gönderildiği ABD’de İslam ülkelerinin bu önemli problemini çözecektir!
1997-2001 yılları arasında Helvacı’nın gittiği üniversitede, Diyanet’in istediği konu üzerine doktora yaptığına ilişkin hiçbir bilgi yoktur! Ama maaşı tıkır tıkır ödenmektedir! Helvacı’nın Kentucky Üniversitesi’nde kayıtsız ama gönüllü öğrenci olarak doktora konusuyla ilgisiz bazı çalışma gruplarına takıldığına ilişkinbazı izler vardır!
Helvacı, 1998 Mayısı’nda, Diyanet’in Eğitim ve Kültür Müdürlüğü’ne, bu üniversitede doktora yaptığına ilişkin bir belge gönderir. Belge, Kentucky Üniversitesi antetli kâğıda yazılmıştır (Belge 1). Burada, Güneş Sisteminin Mekaniği ve Ay’ın Yörünge Analizi başlıklı tezinde o güne kadar yaptıkları ve bundan sonra yapacakları üzerine kısa bilgi verilmektedir! Helvacı, bu antetli kâğıtta, tez danışmanının Prof. Dr. Moshe Elitzur olduğunu belirtmektedir. Nitekim, gönderilen belgede Elitzur’un da imzası vardır!
Bu tez konusu tam da Diyanet’in istediği doktora konusudur. Ve Diyanet bu belgeye dayanarak Helvacı’ya burs parasını göndermeyi sürdürür.
Ancak bu belgedeki bilgilerin yalan olduğu, orada böyle bir doktora çalışması yapmadığı, bu üniversitede kayıtlı öğrenci bile olmadığı sonradan ortaya çıkacaktır... Üstelik üniversitenin resmi yazılarıyla! Nasıl ortaya çıktığını anlatmadan önce biz kronolojiyi izleyelim, bakalım neler oldu:
Türkiye’ye dönüş:  Açıl susam açıl
Helvacı 2001’de Türkiye’ye döner. AKP’nin kuruluş ve yükseliş dönemidir. AKP seçimleri kazanır, Kayserili Abdullah Gül, ABD’de anlı şanlı doktora yapan Kayserili Helvacı’yı, Başbakanlık’ında özel kalem müdürü ve sonra da Dışişleri Bakanlığı döneminde bakan yardımcısı özel kalem müdürü olarak çalıştırır. Helvacı’nın özgeçmişinde Aralık 2002 tarihinden bu yana Dışişleri Bakanlığı ve Başbakan Yardımcılığı Özel Kalem Müdürü olarak görev yapmaktadır denmektedir! (Belge 2)
2003’te Diyanet İşleri 18 Mart 2003 tarihli ve 189 sayılı bir yazıyla, Helvacı’nın ABD’de yaptığı doktora çalışmasının bir kopyasının Vakit Hesaplama Şubesi’ne verilmediğini anımsatır ve ABD’den üniversiteden onaylı bir kopyasını ve çalışma raporunu müdürlüğe sunması istenir.
Dananın kuyruğu burada kopar!
****

TEZ MANYETİK ORTAMA MARUZ KALINCA BOZULMUŞ 

Doktora hasara uğradı
Helvacı 1 Nisan 2003 tarihli ve 340 sayılı bir yanıt gönderir: Güneş Sisteminin Mekaniği ve Ay’ın Yörünge Analizi konulu söz konusu doktora çalışmasının bir kopyası ilişikte sunulmuştur. Fakülte onaylı kopyası Türkçe imla kurallarına göre düzeltildikten sonra Haziran 2003 tarihine kadar Müdürlüğünüze takdim edilecektir (Belge 3). Helvacı, herhalde inandırıcılığını arttırmak için olsa gerek şu cümleleri de ekliyor: Ancak ekte sunulan çalışmanın orijinal bir çalışma olması nedeniyle bütün hakları mahfuzdur. İzinsiz kopya yapılamaz ve yayımlanamaz.

Teslim edilen doktora tezine bakıyoruz, ana metin 22 sayfacık! Eklerinde de birtakım çizelgeler var! (Belge 4)

Ancak, Diyanet’e gönderdiği yazıda kafa karıştırıcı cümleler vardır: Türkçe imlasını düzelttikten sonra gibi! Bu doktora ABD’de yapılmadı mı? Kentucky Üniversitesi’nde Türkçe doktora mı veriliyor! Nerede İngilizce, fakülte onaylı, doktora tezi! Ayrıca eğer orada böyle bir doktora yapmış olsaydı, tezin YÖK’ten denkliğinin onaylanması da gerekirdi!

Durun, doktoranın başına kötü felaketler gelmiş meğer! Bunu da, teslim edilen ve ana metni 22 sayfa olan komedinin Teşekkür ve Önsöz’ünden öğreniyoruz:

Çalışma sırasında hazırlanan çok sayıda şekil ve grafiğin kayıtlı olduğu bilgisayar diskleri, seyahat sırasında aşırı manyetik ortama maruz kaldığından bozulmaya uğramış olmasından dolayı, tezin Türkçeleştirilmesi esnasında güçlükler yaşanmıştır. Sonuç olarak, çok sayıda veri bilgisayar ortamına tekrar aktarılarak şekil ve grafikler yeniden hazırlanmıştır. Oldukça zahmetli ve zaman alan bu süreç önemli ölçüde tamamlanmıştır. Ancak çok sayıda veri içeren teorik grafik ve şekillerin hazırlanmasına devam edilmektedir. Tamamlandığında tezin yayımlanacak son şeklinde yerini alacaktır. (Belge 5)

Gördünüz mü? Helvacı, Türkiye’ye ve Diyanet’e, Ay’da yaşayan ve dünyadan haberdar olmayanlar muamelesi yapıyor! ABD’de tez CD’den mi okundu ve onaylandı, tez hocalarına birer İngilizce nüshası verilmeden bu tez nasıl okundu? Ne biçim aşırı manyetik ortammış da CD’yi bozmuş ama Helvacı’ya bir şey olmamış!

1) Helvacı ABD’de Güneş Sisteminin Mekaniği ve Ay’ın Yörünge Analizi konulu bir doktora tezi yapmamıştır! İngilizce böyle bir tez de zaten yoktur. Diyanet’e uyduruktan bir şeyler çiziktirip teslim etmiştir! Çünkü 4 yıl boyunca aldığı maaşlara karşılık, bu konuda bir şeyler yaptığını göstermek zorundadır! Nihayetinde Diyanet de bir devlet dairesidir ve verdiği paraların karşılığını belgelemek zorundadır!

Ancak nedense Diyanet bu işin peşinden gitmemiş, Helvacı’nın laf ola beri gele teslim ettiği hikâyeyi yutar görünmüş, Helvacı’nın yakasına yapışmamış ve verdiği paraları geri istememiştir! Diyanet, ödediği paraları faizi ve cezasıyla geri almalıdır! Diyanet’i denetleyen bir merci yok mudur?

2) University of Kentucky ve ilgili kişilerle yapılan yazışmalar gösteriyor ki, orada kayıtlı Mustafa Helvacı adında bir öğrenci yoktur ve olmamıştır! Ayrıca Kentucky Üniversitesi kütüphanelerinde olması gereken doktora tezi aranmakta, bulunamamakta, yetkililer de böyle bir tezden haberdar olmadıklarını söylemektedir.

3) Doktora da tez danışmanıolarak adı geçen Moshe Elitzur’a, Şubat 2010 tarihinde Helvacı’nın durumu sorulur ve Helvacı’nın tezinin bir kopyası istenir... Ayrıca, Belge 1’deki imzanın kendisine ait olup olmadığı sorulur. Elitzur, verdiği yanıtlarda, hiçbir zaman Helvacı’nın tez danışmanı olmadığını, imzası bulunan belgeyi ise (Belge 1) Helvacı’nın Ankara Üniversitesi’ndeki doktora tezinin devamı için gerekli olduğu inancıyla imzaladığını bildirir (Belge 6). Helvacı’nın sadece kendi grubunda çalıştığını söyler. Ancak bu gruba Kentucky Üniversitesi’ne kayıtlı doktora öğrencisi olarak değil de, anlaşılan gönüllü bir öğrenci olarak katılır. Zaten katıldığı çalışmaların da, Diyanet’in istediği konuyla zerre kadar ilgisi yoktur!

Helvacı’nın orada öğrenci olup olmadığı, varsa doktora tezi hakkında bilgiler University of Kentucky fizik bölümüne sorulur. Bölüm Başkanı Joe Bril gönderdiği yanıtta, Helvacı’nın hiçbir zaman üniversitelerinde öğrenci olmadığını bildirir. (Belge 7) Böylece Helvacı’nın Diyanet’e verdiği ABD doktorası ve tezinin yalan olduğu iyice anlaşılır.

Doktora çalışmalarını sürdürdü
Helvacı, Türkiye’ye döndükten ve hükümette önemli işlere kapağı attıktan sonra, Ankara Üniversitesi’nde doktora çalışmasını sürdürür. Gerçek bir doktoraya ihtiyacı da vardır. Ankara Üniversitesi’nde Geç Tayf Yıldızlarının Etrafındaki Toz Oluşumunun Tayfsal Analizi başlıklı doktorası Kasım 2003’te kabul edilir. Burada tez danışmanı Prof. Cemal Aydın olarak görülüyor. İlginç olan, eşdanışman olarak Moshe Elitzur’un adını görüyoruz. Aydın ve Elitzur’un isimleri aynı zamanda, Diyanet’e sunulan ancak aslı bulunamayan doktorada da tez danışmanları olarak gözükmektedir. Ankara’daki doktoranın kabulü altındaki diğer imzalar, Prof. Halil Kırbıyık ve Prof. Ethem Dermandır. Ancak doktoranın kabulüne bir jüri üyesinin çekimser kaldığı görülüyor.

Öyle anlaşılıyor ki, Helvacı, ABD’de Diyanet’in doktora tezi çalışmasıyla ilgilenmemiş ama oradan 4 yıl boyunca bursunu almış ama Ankara Üniversitesi’ndeki doktora konusuna ilişkin çalışmalara dışarıdan katılmış.

Bu gerçek doktorasının sonunda, Helvacı’nın özgeçmişi bulunuyor. Helvacı orada şöyle diyor:
..1996 yılı sonunda burslu olarak doktora tezini hazırlamak üzere Amerika Birleşik Devletleri Kentucky Üniversitesine gitti. 2001 yılı sonunda doktora tezi çalışmasını tamamlayarak yurda döndü..(Belge 2)

Bu resmi doktora tezinin arkasındaki özgeçmişe göre, Helvacı, ABD’de doktorasını tamamlamış ve yurda dön- müştür. Ankara Üniversitesi’nde yaptığı ise ikinci doktoradır. Acaba tez danışmanı ve doktora jürisindeki üyeler, nerede Amerika’da yaptığın doktora ve tezin, diye sormadılar?

Bu arada Mustafa Helvacı, Temel Bilimler Araştırma Grubu’na (TBAG) da üyedir, üstelik başkan (Nüket Yetiş’in) danışmanı olarak!

Maaşını tıkır tıkır aldı
Doktorasını tamamladığı Ankara Üniversitesi Fen Fakültesi Astronomi ve Uzay Bilimleri Bölümü’ne Ağustos 2004’te öğretim görevlisi olarak atandı. O tarihe kadar memuriyet kadrosunun Diyanet İşleri Başkanlığı’nda olduğu belirtilmektedir (1989- 2004 arası). Yani bütün bunları yaparken bu süre içinde Diyanet’ten maaşını tıkır tıkır almış gözükmektedir.

Ayrıca, Abdullah Gül’ün Özel Kalemi görevini yaptığı sürede ve hemen akabinde (Kasım 2003- Ağustos 2004 aralığında) Sağlık Bakanı’nın danışmanlığını yaptığı anlaşılıyor. Kadrosu Diyanet İşleri Başkanlığı’nda olup hep geçici görevlendirme ile bu işleri kotarıyor.

Helvacı, Ankara Üniversitesi’nde 2009’a kadar çalıştı. Orada Yardımcı Doçent kadrosuna atanmak için çaba sarf ettiği ancak üniversitede geçerli olan atama kriterlerine uymadığı için, bu kadroya atanmadığı görülüyor; 2009 başlarında ise ise sahip olduğu kriterleri kabul eden Akdeniz Üniversitesi Fizik Bölümü’ne Yrd. Doç. Dr. olarak atandı. Burada da ilk işi, üniversiteden 11 Mart 2009 tarihinden itibaren tam süreli olarak, bir yıl süreyle TÜBİTAK’ta (aynı işte) görevlendirilmesini talep etmek oldu!

Astronomi dünyamızda, Helvacı’nın durumu üzerine çok sayıda yazışma yapılmıştır; bütün burada yazıp döktüğümüz bilgi ve belgelerden gökbilimcilerimizin büyük çoğunluğu haberdardır. Ayrıca, ilgili belge ve bilgilerin büyük çoğunluğu da internette dolaşmaktadır.

!

Türkiye yırtıcı, şaibeli, sahte ve fake dergilerde en çok yayın yapan 3. ülke

Predatory journals: Who publishes in them and why? - Selçuk Beşir Demir Dünyanın en prestijli dergilerinden biri olan Elsevier tarafınd...

Predatory journals: Who publishes in them and why?

.....................................................................


...
...
...

* Rastgele Yazılar




.