NEDEN ?

https://plagiarism-turkish.blogspot.com


Yükseköğretimde Gözetim ve Denetim - Yasal Çerçeve ve Uygulamalar -
Devlet Denetleme Kurulu Raporu (2009) lütfen tıklayın
2547 sayılı Kanun’da öğretim elemanlarının disiplin suçlarına ilişkin yapılması düşünülen değişiklikler hakkında Bilim Akademisi’nin raporu (2016) lütfen tıklayın

25 Haziran 2010

Doç. Dr. Doğan Yücel - Bilimsel dergilerde hakemlik süreci üzerine...(CBT)

Cumhuriyet Bilim Teknik, 25.6.2010
Bilimcinin bilimsel faaliyetlerinin en somut göstergelerinden birisi, hakemli bilimsel dergilerde çalışmalarını yayımlayabilmesidir. Bilimsel çalışmanın yayın ile taçlanması için, yazarların yanı sıra, editörün ve hakemlerin emeğine gerek vardır. Editör, kararında, makaleyi inceleyen hakemlerin verdiği rapora dayanır. Hakemlik süreci özen gerektirir. Ülkemizde hakemlik sürecine, ne yazık ki, yeterince özen gösterilmiyor, yanlışlara düşülüyor.
Uluslararası bilimsel dergilerde hakemlik sürecine “Peer Review” denilir. Burada “review” sözü, gözden geçirme, inceleme, eleştiri anlamını taşır. “Peer” sözü ise, bizde sıkça düşülen yanlışlığın tersine, “dikkatle bakmak” anlamını değil, “eşit” anlamını taşır. Dolayısıyla hakemlik süreci, makalenin eşitler tarafından incelenmesidir. Bizde nedense hakemler kendilerini yazarlarla eşit olarak görmez, daha üstte bir yere koyar. Eleştirilerini de bu havayla yaparlar. Bu yüzden yazarlar için heves kırıcı, incitici ifadeler kullanabilirler.
Hakemler, editöre veya yayın kuruluna yardımcı olan, söz konusu araştırma alanına hakim bilimcilerdir. Hakemler makaleyi elbette dikkatle incelemelidir. Yazarların amacı, çalışmada kullanılan yöntemlerin amaca uygunluğu, sonuçların doğru verilişi ve doğru yorumlanışı, ama hepsinden öte, çalışmanın orijinalliği değerlendirilmeli. Çalışma yeni bilgi veriyor mu, bilime katkı sağlıyor mu gibi sorular, hakemin üzerinde yoğunlaşması gereken ve nesnel cevaplaması gereken sorulardır. Hakemler önyargısız ve yapıcı olmalı; sahtekârlık olmadıkça veya çok gereksiz ve yanlış bir çalışma değilse, yayını reddetmekten çok, kazanmaya çalışmalı.
Hakem görüşleri çalışmanın daha da geliştirilmesi, bilim ortamına yenilikler getirmesi için en önemli aşamadır. Dolayısıyla yayın süreci, aynı zamanda, yazarlar için bir eğitim süreci anlamını taşır. Çalışmanın yayımlanabilmesi için giderilmesi gerekli eksiklikler hakemler tarafından yazara açık bir şekilde ifade edilmeli. Eksik verilerin tamamlanması önerilmeli, sonuçlar yanlış yorumlanıyorsa yazarlar uyarılmalı.
Yazarlar, kendi çalışmalarını destekleyen kaynakları kullanma, diğer kaynakları dışlama eğiliminde olabilir. Gerekiyorsa yazarların bakış açısını genişletecek başka kaynaklar önerilmeli. Hakemler, doğal olarak, çok kötü, bir değer taşımayan makaleleri adam etmeye de uğraşmamalı.
Bunların yapılabilmesi için, hakemler konuya hâkim nitelikte doğru bilimcilerden seçilmeli. Bu noktada editöre ya da yayın kuruluna de önemli görev düşer. Öte yandan, editörce görevlendirilen hakem de konuya hâkim değilse, incelemeyi kabul etmeyip, başka hakemler önerebilmeli. Hakemlerin doğru seçilebilmesi için bazı bilimsel dergilerde yazarların hakem önerileri de alınmakta. Ancak, editörün bu önerilenleri hakem olarak seçmek yükümlülüğü yoktur.
GİZLİLİK VE ETİK
Hakemlik sürecinde en önemli noktalardan birisi de gizliliktir. Hakemler, gönderilen makaleyi çevresindekilerle veya meslektaşlarıyla paylaşmamalı. Hakem eğer buna gerek duyarsa, editörden izin almak zorundadır. Bugün çoğu dergide yazarlar ve hakemler birbirlerinin kimliklerini bilmez. Ancak, gidiş açıklıktan yanadır. Yeni yeni bazı dergilerde yazarların kimliği hakemlere açılmıştır. Bazı dergilerde ise hem yazarlar, hem de hakemlerin kimlik bilgileri bilinir. Bu durumun hakem sorumluluğunu pekiştirdiği, hakemin daha nazik olmasını sağladığı ve sonuçta da yayın kalitesini geliştirdiği belirtilmektedir.
Hakemlik sürecinde, kuşkusuz, etik kuralların ihlaline göz yumulmamalı. Sık karşılaşılan ihlallerden birisi bilimsel aşırmadır (intihal, plajerizm). Başkalarına ait verilerin, görüşlerin, uygulamaların atıf yapılmaksızın kullanılması anlamına gelir. Diğer bir ihlal, aynı araştırma verilerinin birden fazla dergiye gönderilmesidir (duplikasyon). Benzer şekilde, araştırma verilerini gereksiz şekilde bölerek yayın sayısını artırmak çabası da (dilimleme, salamizasyon) etik değildir. Araştırma materyalinin (denekler, cihazlar ve diğer malzeme), uygulamalarının, verilerinin değiştirilmesi (tahrifat, falsifikasyon), diğer önemli bir etik ihlaldir. En “cesurca” yapılan etik ihlal ise araştırmada yer almayan çalışma sonuçlarının uydurulmasıdır (fabrikasyon).
Bütün çabalara rağmen, hakemlik sürecinin etik ihlalleri saptaması mümkün değil. Nitekim, çok saygın bilim dergilerinde bile etik ihlaller olabiliyor. Bunlardan son zamanlarda karşılaşılan en büyüğü, Güney Koreli bilimadamı Woo-Suk Hwang tarafından 2004 ve 2005’te yayımlanan kök hücre uygulamaları üzerine uydurma iki makaledir.
Science gibi saygın bir dergide yayımlanan bu iki makalenin tamamen uydurma olduğu ortaya çıktı. Dolayısıyla, hakemlik süreci bilim sahtekârlığını ortaya çıkaramayabilir. (Hwang, Seul Üniversitesi’nden 2006’da uzaklaştırıldı, şu anda bir biyoteknoloji kuruluşunda araştırmalarını sürdürüyor.)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Teşekkür ederiz.

!

Türkiye yırtıcı, şaibeli, sahte ve fake dergilerde en çok yayın yapan 3. ülke

Predatory journals: Who publishes in them and why? - Selçuk Beşir Demir Dünyanın en prestijli dergilerinden biri olan Elsevier tarafınd...

Predatory journals: Who publishes in them and why?

.....................................................................


...
...
...

* Rastgele Yazılar




.