NEDEN ?

https://plagiarism-turkish.blogspot.com


Yükseköğretimde Gözetim ve Denetim - Yasal Çerçeve ve Uygulamalar -
Devlet Denetleme Kurulu Raporu (2009) lütfen tıklayın
2547 sayılı Kanun’da öğretim elemanlarının disiplin suçlarına ilişkin yapılması düşünülen değişiklikler hakkında Bilim Akademisi’nin raporu (2016) lütfen tıklayın

3 Mart 2010

Böyle doçentlik görülmedi! (BirGün)

Eğitim Sen`in YÖK`e ilettiği rapora göre; YÖK Genel Kurulu Üyesi Prof. Dr. İzzet Özgenç`in doçentlik tezinde intihal var. Çünkü Özgenç`in doçentlik tezinin esasını Prof. Dr. Hans Achenbach`ın 1974 yılında yayımlamış olduğu `Historische und dogmatische Grundlagen der Strafrechtssystematischen Schuldlehre` isimli eserinin oluşturuyor.

Özgenç`in doçentlik tezi 132 sayfadan oluşurken, Türk bilim dünyasına bilimsel katkı yaptığı ileri sürülen 50 sayfalık kısmı belirtilen Alman Profesörünün eserinden kaynak göstermeden çevrildiği Eğitim-Sen tarafından YÖK`e iletililen raporda anlatıldı. Ayrıca Özgenç`in doçentlik tezinin ilk bölümünde yer alan 290 referansın 202 tanesinin doğrudan ve sıralı bir biçimde Achenbach`ın eserini takip ettiği de söz konusu raporda ifade edildi.

İNTİHAL YAŞANAN KURUM YÖK
Prof. DR. İzzet Özgenç`in `Suçun Yapısında Kusur` isimli doçentlik tezinin intihal raporuna ilişkin basın açıklamasında öne çıkan başlıklar şöyle:

`Kurumların yöneticisi olan kişilerden yönettikleri kurumların hukuki ve etik ilkelerine uygun davranmaları beklenir. Bugün Yüksek Öğretim Kurulunun başında, üniversiteler için en büyük günah sayılan `bilimsel aşırma` (intihal) fiilini işlemiş bir kimse görev yapmaktadır. Geçtiğimiz haftaya kadar Yüksek Öğretim Kurulu Başkanvekilliği görevini yürüten, bugün ise hâlâ YÖK Yürütme Kurulu üyesi bulunan Prof. Dr. İzzet Özgenç`in 1997 yılında hazırladığı doçentlik çalışmasının intihal olduğu tespit edilmiştir. Üç kez reddedildikten sonra kabul edilen intihale konu tezin esasını Almanya`nın Osnabrück Üniversitesinde öğretim üyesi olan Prof. Dr. Hans Achenbach`ın 1974 yılında Berlin`de yayımlatılmış bulunan `Historische und dogmatische Grundlagen der strafrechtssystematischen Schuldlehre` isimli eseri oluşturmaktadır. İzzet Özgenç`in toplam 132 sayfa olan doçentlik tezinin `doktrinel orijinallik` taşıyan ilk elli sayfası doğrudan Achenbach`ın eserinden kaynak belirtilmeden aktarılmıştır. Burada kullanılan 290 referansın 202 adedi doğrudan ve sıralı bir biçimde Achenbach`ın eserini takip etmektedir. Bugün ihbarını yaptığımız bu aşırma fiilinin incelendiği seksen sayfalık genel raporda ve ekinde sunulan aşırma atıf aktarım listesinde de görüleceği üzere Özgenç`in intihal fiili sabittir.`

ÖĞRENCİYE HAPİS CEZASI İSTEMİŞTİ
`İzzet Özgenç Türkiye üniversite sisteminde ve politika sahnesinde tanınmamış bir isim değildir. AKP Hükümetleri Döneminde başta Terörle Mücadele Kanunu, Ceza Kanunu ve Ceza Muhakemesi Kanunu olmak üzere, ceza hukukunun tüm alanlarındaki düzenlemelerde doğrudan söz sahibi olmuş bir kimsedir. Ceza Kanununun hazırlık aşamasında `okullarda türbana karşı çıkanlara hapis cezası öngörülmesi` ve `zinayı suç olarak düzenleme` tartışmalarıyla gündeme gelen Özgenç, Türkiye üniversite sisteminin başına geçtiği 2008 yılından beri bir çok alanda üniversite mensuplarını zora sokan, başta Hukuk Fakülteleri olmak üzere neredeyse tüm üniversite birimlerine müdahale eden bir yüksek öğretim politikasının baş yürütücüsü olmuştur. `

YÖK`ÜN TAVRI NE OLACAK?
İzzet Özgenç`in siyasi tutumları bir yana bırakılsa dahi, Türkiye`deki üniversite sistemini doçentlik tezinde aşırma yapmış bulunan ve en basit bilimsel etik değerden dahi yoksun olduğu gözüken böyle bir kişinin yönetmesi bu kurumlarda çalışan hiçbir kimse tarafından kabul edilemez ve YÖK`ün meşruiyetini tüm toplum nezdinde bir kez daha sorgulatır. Asistanların mücadelesini `en iyileri eleyeceğiz, bilimsel yetersizliği olanları saf dışı bırakacağız` diye gerekçelendiren YÖK Başkanı Yusuf Ziya Özcan`ın yanıbaşında oturan ve onunla beraber Kurumu yöneten İzzet Özgenç`in bu niteliği karşında takınacağı tavır merak edilebilir.`

Bilim çevreleri tepkili
EĞİTİM Sen Merkez Yönetim Kurulu Üyesi Genel Eğitim Sekreteri Ünsal Yıldız konuyla ilgili açıklamasında yaşanan bu durumun YÖK`ün tarihsel olarak üstlendiği politik misyondan bağımsız değerlendirilmemesi gerektiğini dile getirdi. Sözlerine şu şekilde devam etti `YÖK kurumunun aslında kendi iddialarının dışına nasıl savrulduğunu bir kez daha bu örnekle görmüş bulunmaktayız. Bu ve benzeri kurumların bilimselliği savunduğu iddiası tam tersine bilim ahlakının nasıl ayaklar altına alındığının göstergesi. Bu soruna dair bilim çevrelerine çok önemli bir görev düşüyor, sorunun çözümü noktasında mutlaka bu konun üstüne gidilmeli. Bu sadece üniversitelerin saygınlığını değil, bilim ahlakını koruyan bir karar olacaktır. YÖK kuruluş döneminden bu yana ne kadar politik bir kurum olduğunu bu örneklerle ispatlamaktadır. kurulduğu günkü iddialarına bakıldığında üniversitelerin mevcut siyasal yapılara entegre edilmesi tasarlanmıştır. YÖK sadece bugün değil kurulduğu günden beri bilim ahlakını ayaklar altına almıştır.`

İstanbul Üniversitesi Ceza Hukuku Prof. Dr. Ayhan Önder bu skandalın tek taraflı olmadığını tezi kabul eden jürinin de büyük ihmali olduğunu dile getirdi ve ekledi ` Dr. Hans Achenbach`ın tezi İstanbul üniversitesi kütüphanesinde mevcuttur. Bu tezi kabul eden jüri üyeleri kendi üniversitesinin kütüphanesinde olan tezden habersiz olması kabul edilemez. Çünkü iki tezi açıp baktığınızda intihal olduğunu görmemek mümkün değildir. Memleketimizde ceza hukukçusu diye geçinen hocalar hukuk fakültesi kütüphanesinde mevcut böyle bir kitaptan haberdar olmamalarını anlamak mümkün değil.`
Meltem Mercan

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Teşekkür ederiz.

!

Türkiye yırtıcı, şaibeli, sahte ve fake dergilerde en çok yayın yapan 3. ülke

Predatory journals: Who publishes in them and why? - Selçuk Beşir Demir Dünyanın en prestijli dergilerinden biri olan Elsevier tarafınd...

Predatory journals: Who publishes in them and why?

.....................................................................


...
...
...

* Rastgele Yazılar




.