İşte yukarıdaki bu iki hassasiyetin gereği olarak aşağıda, süreç içerisinde yer alan bazı akademisyenlerle yaptığım görüşmeler sonucunda elde ettiğim bilgiler ışığında intihal iddialarının ne aşamada olduğunu kişilerin ya da kurumların isimlerini kullanmadan (en azından bu aşamada) özetlemeye çalışacağım. >>>
31 Ekim 2012
Doç. Dr. Kudret Özersay - İntihal iddialarında Neredeyiz?
İşte yukarıdaki bu iki hassasiyetin gereği olarak aşağıda, süreç içerisinde yer alan bazı akademisyenlerle yaptığım görüşmeler sonucunda elde ettiğim bilgiler ışığında intihal iddialarının ne aşamada olduğunu kişilerin ya da kurumların isimlerini kullanmadan (en azından bu aşamada) özetlemeye çalışacağım. >>>
28 Ekim 2012
Semuhi Sinanoğlu - Makalesepeti.com
Artık akademide işler böyle şansa bırakılmıyor tabi. İntihal dedektörleri icat edildi. Sosyal bilimler okuyan öğrencilerin korkulu rüyası şimdi, “turnitin” ve benzeri internet siteleri. Bilinçli veya bilinçsiz yaptığınız intihali hiç acımadan fark ediyor. Geçen seneki öğrencinin ödevine mi kepçe salladın, dünyanın bir başka ucundan öğrencinin ödevini çok beğendin de fazla mı “kaçırdın”… Bir bir ortaya döküyor.
Son zamanlardaysa yeni bir piyasa peyda olmaya başladı: Makalenin konusunu söyle, makaleden almak istediğin harf notunu belirt, kaç tane referans istediğini ve ne zamana yetiştirilmesi gerektiğini bildir; makalen senin için uzman eller tarafından yazılsın! Yüksek not almak istediğinde, acil yetiştirilmesi gereken bir ödevin olduğunda ya da fazladan referans istediğinde, ödediğin ücret artıyor bu piyasada. Ödev, yalnızca senin için hazırlanıyor. Hazırlayan kişi de aldığı ücret karşılığında kendi adının zikredilmemesini kabul ediyor. Dolayısıyla intihal dedektörleri bu piyasada işe yaramıyor. Zaten ödevi kimin hazırladığını da bilmiyor siparişi veren. Fakat istediği kalifikasyonda ödevi alacağı garanti… Ödevi hazırlayan da ancak o şart dâhilinde parasını alabiliyor.
Kimisi bu işi internet siteleri üzerinden kurmuş. Kimisi ise üniversite yakınlarındaki fotokopi merkezlerinde açmış tezgahını. Duyduğum kadarıyla piyasada da epey para var. Başarılı olduğu duyulan makale yazarları için rekabet bile söz konusuymuş.
Böyle bir iş için piyasa tesis edilebilir mi? Talebin olması, arzı meşrulaştırır mı? Tabi ki hayır. Bir notlandırma söz konusu olduğu için ve günün sonunda aldığınız o not, transkriptiniz ve referans mektuplarınız aracılığıyla gelecek kariyerinizi de etkileyeceği için etik değil böyle bir alışveriş. Kişisel gelişim hususlarına girmiyorum bile. Richard Gunderman’a göre bu sorunun kökeninde, yükseköğrenime piyasa mantığının girmesi yatıyor.* Hakkı var.
Peki bu sorun nasıl çözülebilir? “Eğitim şart” deyip sadece “bilinçlendirme” odaklı rehberlik hizmeti ile ya da başarması çok zor bir denetim sistemi ile aşılabilecek bir durum değil bu. Farklı teşvik mekanizmaları tesis edilmeli. Tek bir ders için, hocanın büyük ihtimalle üstün körü okuyacağı bir makale için bu kadar emek vermeye gerek var mı diye soruyor öğrenciler. Nispeten de haklılar. Bu yüzden bu makaleleri prestijli yayınlarda yayınlayabilseler yahut bunları lisans düzeyinde kongrelerde sunmak durumunda kalsalar; kişiye özel makale piyasasının biraz önüne geçilebilir diye düşünüyorum.
Bir kişinin makale yazımı sürecinde yardım almasında, nereye bakması gerektiğini sormasında bir sorun yok. Gerekirse bunu para karşılığında da yapabilir, mühim olan günün sonunda ortaya çıkan ürünün kendi emeği olması. Bu açıdan bakıldığında, dürüst konuşmak gerekirse, bu tarz piyasaların doğmasında akademisyenlerin de kabahati var. Doğru düzgün ofis saati ayarlanmazsa, daha önce hiç makale yazmamış bir çocuk “denize düşsün yüzmeyi öğrenir” mantığıyla tek başına bırakılırsa olacağı da budur.
Yazının başlığında geçen domain alınmış, baktım. Bu yazıdaki iş için mi kullanacaklar acaba? Merak ettim doğrusu.
A. Murat Eren - ?
http://subjektif.org/2012/09/turkiye-akademisinin-arka-sokaklari/
Yazının Cumhuriyet Gazetesi'nin Bilim ve Teknik ekinde yer almasının ardından ODTÜ Cumhuriyet Gazetesi'ne bir tekzip yazısı yayınlatmayı uygun görmüş.
Yazının gazetede yayınlandığı hali burada:
ODTÜ'den tam 11 profesörün bir araya gelip bu içerikte bir yazı kaleme almış olmalarından tam anlamı ile utanç duydum.
Bırakın "saygın bir üniversite" olmanın verdiği sorumlulukla Türkiye'deki akademik problemlerin doğasına dair ortaya atılan iddialar üzerine fikir beyan etmeyi, ya da ne tür adımlar atılması gerektiğine dair tartışmaya katılmayı, metin açık açık bu tür kanaât yazılarının örtbas edilmesini salık veriyor. Gerekçe de ODTÜ'nün "çok saygın bir üniversite" olması.
Yazının özeti benim gözümde şöyle:
Metinde tezler içerisindeki "tekrarlanan içerik" yetkin kişilerce değerlendirilmelidir diyorlar. Yetkin kişi olmak için ne gerekiyor bilmiyorum. Ama benim ya da yazıdaki raporları kaleme alan anonim akademisyenlerin harcı olmadığı belli. Belki de ODTÜ gibi saygın bir üniversitenin bir araya getirdiği etik kurulunda yer almak gerekiyordur yetkin sayılmak için? Bu durumda ODTÜ'ye sormak istiyorum: ODTÜ'nün etik kurulundaki yetkin kişiler Dr. Sinan Bilikmen ile ilgili şikayetlere dair ne yaptı? İddialar değerlendirdi mi? Bir sonuca varıldı mı? Varılmadı değil mi. Peki neden varılamadı?
İnsan merak ediyor.
19 Ekim 2012
AÇIKLAMA - Bilim Teknik 19.10.2012 (CBT)
18 Ekim 2012
Işıl Öz - 'Akademik çevre kendi içinde özeleştiri yaparken sesini yükseltmeli' (T24)
16 Ekim 2012
Akademik hırsızlıklar mahkemelik (KIBRIS)
Derviş Doğan - YÖDAK intihal iddialarını araştırıyor mu? (Havadis Kıbrıs)
15 Ekim 2012
İstifa Edecek Mi? Federal Eğitim Bakanı Schavan’a intihal şoku (ZAMAN Almanya)
Hıristiyan Demokrat Partili (CDU) ve Federal Eğitim Bakanı Annette Schavan’ın 32 yıl önce Düsseldorf Üniversitesi Felsefe Fakültesi’nde yazdığı “Kişi ve Vicdan” konulu tezini Düsseldorf Üniversitesi, iddialar üzerine incelemeye alarak, tezin bazı bölümlerinde ‘kasıtlı aldatma’ yapıldığını ortaya çıkardı.
Bilimsel Yayında Sahtekârlık (SABAH)
!
Türkiye yırtıcı, şaibeli, sahte ve fake dergilerde en çok yayın yapan 3. ülke
Predatory journals: Who publishes in them and why? - Selçuk Beşir Demir Dünyanın en prestijli dergilerinden biri olan Elsevier tarafınd...

* Rastgele Yazılar
Prof. Dr. Kurtuluş Töreci - YAYIN ETİĞİNE AYKIRI YERLİ ÖRNEKLER
SAĞLIK BİLİMLERİNDE SÜRELİ YAYINCILIK - 2010. DEVAMI>>
Yüksek Öğretim Kurumlarında Kopya Olayları ve Disiplin Cezası Uygulamaları (Cumhuriyet BT )
Prof. Dr. Levent Sevgi, Doğuş Üniversitesi Elektronik ve Haberleşme Mühendisliği BölümüBugünlerde üniversiteleri ve yargıyı oyalayan ciddi bir sorun kopya olayları ve farklı ceza uygulamalarıdır. Aynı eyleme verilen farklı cezalar ve yetki aşımları doğal olarak öğrencileri yargıya yöneltmek... DEVAMI>>
Prof. Dr. Eser Karakaş - Kopya çekmek para çalmak (Star Gazete)
Mehmet Altan Pazar günkü yazısında öğretmenlerin kopya çekmesindeki tuhaflığa vurgu yaptı.Kopya çekme meselesini biraz deşerseniz altından ilginç anlayışlar da çıkabiliyor.Kızım üniversiteyi bir ABD üniversitesinde okudu; bendeniz de okulun açılış gününe katıldım.Geçmiş gün, yanılıyor olabilirim, ga... DEVAMI>>
Yrd. Doç. Dr. Fatih Gürsul - Akademik atıf çeteleri: Türkiye'deki bilimsel dergiler, duvar gazetesi olmasın (Newsweek Türkiye)
ODTÜ Enformatik Enstitüsü' nce 2010'da hazırlanan, tıp fakülteleri hariç "Türkiye'nin en iyi üniversiteleri" sıralaması hayli ilginç; çünkü çarpıcı bir tablo ortaya çıkıyor. Listede Çankaya Üniversitesi 11., Atılım Üniversitesi 13., Niğde Üniversitesi 15., Bartın Üniversitesi 22., Batman Üniversites... DEVAMI>>
İnternette İntihal Çok Yaygın (SABAH)
TRIB GABRIEL - The New York TimesRhode Island College'daki birinci sınıf öğrencisi, bir internet sitesinin evsizlerle ilgili Sıkça Sorulan Sorular kısmından alıntı yaptı ve sayfada yazar belirtilmediği için kaynak göstermeye gerek duymadı. Chicago'daki DePaul Üniversitesi'nde bir öğrencinin int... DEVAMI>>
Zülfü Livaneli - Aaaaa! Türkiye üç kutuplu olmuş! Hayret! (VATAN)
Ciddi ülkelerde “plagiarism“ yani intihal son derece önemli bir suçtur. Bir başkasının fikrini, kendi fikriymiş gibi sunan profesörler üniversiteden atılır, gözden düşerler.Çünkü bu, ağır olduğu kadar yüz kızartıcı bir suçtur.Ama cennet vatanımızda, her konuda olduğu gibi fikir alanındaki hırsızlıkl... DEVAMI>>
Bilimsel Ahlaksızlığın Gri Mecraları
NTV BİLİM, EKİM 2010_______________________________________ Murat ErenKapsamın genişliğine ve yöntem zenginliğine rağmen “bilimsel hırsızlık” dendiğinde herkesin aklında bir şeyler canlanıyor. Bilimde hırsızlığın nasıl gerçekleştirilebileceğine dair bolca örnek sunan Türk akademisyenlerinin, bu konu... DEVAMI>>
Prof. Dr. Selçuk Candansayar - KESTİRMEDEN BİLİMCİ OLMAK
NTV BİLİM, Haziran 2010 Olmayan cihazlarla, hayalet hastalarla araştırma yapmanın, saygın kitaplardan kaynak göstermeden aşırmanın inceliklerini bilimci adayları öğrenmeli. Hazır "yapılmışı" varken "bilim yapmaya uğraşmanın" hiç gereği yok. Otuz yıl kadar önce, Üniversite Seçme Sınavı'nda en yüksek... DEVAMI>>
Murat Bardakçı - Çakma tuğra, otlak fermanından makaslanmış (HABERTÜRK)
>>>>>> Hadiseyi arşivdeki yabancı araştırmacıların basiretsizliği, cahilliği yahut birşeyler yapıyormuş gibi görünüp takdir görme çabası şeklinde yorumlayabilirsiniz ama böyle bir cür'etin neticesi bir hayli ağırdır. Arşivlerimizin saygınlığının yerle bir olması, belgelerimiz... DEVAMI>>
Prof. Dr. Levent Doğancı - 2. TEKZİP METNİNE II. YANIT
Bilim ve Gelecek Dergisi’ nin 2010 Temmuz sayısı B 94 - 95 sayfalarında yer alan ve “en iyi savunma saldırıdır” şeklinde tarif edebileceğimiz cümlelerin birçoğunda, değerli okuyucu kitlesini çok yanlış düşüncelere yönlendiren suçlamalar bulunmaktadır:1. Yardımcı Doçent Doktor Fatma Ülger ... DEVAMI>>
Orhan Bursalı - Haber İçin Mahkeme Kararı mı Gerekli? (Cumhuriyet)
Bu köşede yazılacak tonla konu varken bir de tekzip hakkının kötüye kullanılmasına izin veren mahkeme ve kararlarıyla ilgilenmek, doğrusu ancak kaotik bir Türkiye’de hemen hiçbir kurumda işlerin düzgün yürümediğinin göstergesi olsa gerek...Mustafa Helvacı adında kişi hakkında belgelere dayalı olarak... DEVAMI>>
Doç. Dr. Doğan Yücel - Bilimsel dergilerde hakemlik süreci üzerine...(CBT)
Cumhuriyet Bilim Teknik, 25.6.2010Bilimcinin bilimsel faaliyetlerinin en somut göstergelerinden birisi, hakemli bilimsel dergilerde çalışmalarını yayımlayabilmesidir. Bilimsel çalışmanın yayın ile taçlanması için, yazarların yanı sıra, editörün ve hakemlerin emeğine gerek vardır. Editör, kararında, ... DEVAMI>>
Prof. Dr. Levent Doğancı - Tekzip Metnine Yanıt - BİLİM VE GELECEK
BİLİM VE GELECEK, Haziran 2010; Sayı: 76 Sayfa: 92-94'TEKZİP METNİ'NE YANIT:Birinci paragrafta anlatılan olayların (yani yayın aşamasında posterden yayına gidilmesinin, etik kurul onayının olmasının vs.) Bilim ve Gelecek Dergisinde Eylül 2009 tarihinde yayınlanmış eleştirilen konu ile hiçbir ilgisi ... DEVAMI>>
.