NEDEN ?

https://plagiarism-turkish.blogspot.com


Yükseköğretimde Gözetim ve Denetim - Yasal Çerçeve ve Uygulamalar -
Devlet Denetleme Kurulu Raporu (2009) lütfen tıklayın
2547 sayılı Kanun’da öğretim elemanlarının disiplin suçlarına ilişkin yapılması düşünülen değişiklikler hakkında Bilim Akademisi’nin raporu (2016) lütfen tıklayın

21 Eylül 2012

Dr. A. Murat Eren - Türkiye’de Yayımlanmış Tezlere Ulaşmak Zor (Cumhuriyet BT)

Post-Doctoral Researcher, Marine Biological Laboratory Josephine Bay Paul Center; a.murat.eren@gmail.com, http://meren.org

Yayımlanan tezlerin bu tezlerden bir çıkarı olmayan kişilerce muntazam bir şekilde incelenmesi, literatürün kopya ve intihalden arındırılması ve bu tezleri yöneten ya da teslim eden kişilerin kazandıkları akademik unvanların geçerliliğinin yeniden değerlendirilebilmesi açısından çok önemli.
Fakat Türkiye’de yayımlanan tezlere erişmenin önünde çeşitli engeller var. Bu engellerin kime hizmet ettiği, tez arşivlerini yönetmekle sorumlu olan YÖK’ün ve kütüphanelerde bir kopyası bulundurulması gereken tezlere erişimde problem çıkaran üniversitelerin yanıtlaması gereken bir soru.
Konuya Türkiye’deki akademik problemler üzerine sık sık yazan araştırmacı Emrah Göker’in bu yazı için kaleme aldığı bir özet ile başlamak istiyorum. Bu özet, bu kısımdaki alt başlıklar anlaşılmasını da kolaylaştıracağı için önemli:
YÖK’ün birkaç yıldır kullanıma açtığı “Ulusal Tez Merkezi” portalı, dijital ortamda, Türkiye üniversitelerinde hazırlanmış yüksek lisans ve doktora tezlerine erişim için çok önemli bir hizmet oldu. Ne var ki bu web sitesinden tezlerin kısıtlı bir bölümüne erişilebiliyor. Tez yazarları izin formunda erişime kısıtlarlarsa, tezleri okumak mümkün olmuyor.
İkinci alternatif, tezlere, savunulduğu üniversitelerde, kütüphaneler aracılığıyla ulaşmak.
Burada da üniversiteden üniversiteye değişen uygulamalar var. Bazı yerlerde, yazar izin vermemişse kütüphane erişimi de mümkün olmuyor; bazı yerlerde ise keyfi biçimde tezler kütüphanenin katalog yönetiminden koparılıp, fakülte veya enstitü bünyesinde, erişime kapatılan odalarda depolanıyor.
Yüksek lisans/doktora tezlerinin ancak yazarın izniyle kamusal erişime ve çoğaltmaya açılmasında, kâğıt üzerinde, yanlış bir şey yok. Bunun, hangi bilimsel ve hukuki gerekçelerle yapıldığını kayda geçirmekle ilgili bir sorun var. Örneğin ABD’de tezlerin UMI/ProQuest Electronic Theses and Dissertations sistemine girmesi için yazarlara imzalatılan onay formunda erişimle ilgili üç seçenek var: (1) tüm dünyanın erişimine açma; (2) 5 yıl boyunca sadece tezin yazıldığı üniversitede, veya üniversitelerarası ödünç verme ile erişime açma — ki yazar neden bu kısıtlamayı talep ettiğinin formda açıklamak zorunda, açıklaması reddedilebiliyor; 5 yıl sonunda çalışma tüm dünyanın erişimine açılıyor; (3) patent nedeniyle çalışmaya erişimi tamamen 1 yıl boyunca kapatma –ki bunun için de ek bir belgeleme gerekiyor ve 1 yılın sonra erişim ilk iki seçenekten birinde mümkün oluyor. Her öğrenci, kendi kurumunda savunmasını başarıyla yaptıktan ve tez kurulu imzalarını topladıktan sonra bu formu doldurmak zorunda.
Bizde ise YÖK’ün istediği “Tezlerin Çoğaltılması ve Yayımı İçin İzin Belgesi”, kişiden herhangi bir gerekçe talep etmeden, tezin en fazla 3 yıl erişime kapatılmasına izin veriyor. 2006 öncesi tezler için erişim ise, ancak yazar formu doldurup izni verdiyse açılıyor, yoksa YÖK herhangi bir işlem yapmıyor. Fotokopi hizmeti de durdurulduğu için, 2006 öncesi tezlerde yazar kendi girişimiyle formu YÖK’e göndermemişse tek şansınız tezin savunulduğu üniversiteye gidip dedektiflik yapmak.
İki örnek verelim: Ulusal Tez Merkezi portalında Sosyoloji disiplininde en erken rastlanan doktora tezi 1985 yılından. 2005’e kadar, bu yıl dahil, 409 tez geçmiş. En erkeni 1990’da olmak üzere bunların sadece 41’inin (% 10) dijital kopyasını indirebiliyoruz. 2006’dan başlayarak “en fazla 3 yıl kısıtlama” kuralı Sosyoloji için erişimi olumlu yönde etkilemiş: 2006-2012 arası onaylanan 438 tezin sadece 10 tanesine erişilemiyor. Tüm disiplinlerde tezlere dijital erişim, 2006’dan bugüne düzeliyor diyebiliriz. Ancak toplamda bakarsak, dijital yayın izni olmayan 2006 öncesi tezler için araştırmacılar üniversitelere mahkum, ve üniversitelerin YÖK gibi standart erişim uygulamaları yok.
Üniversite kütüphanelerinin keyfi düzenlemeleri tezlere erişimi zorlaştırıyor
YÖK’te erişim izni olmayan bir teze erişim için diğer alternatif, teslim edildiği üniversitenin kütüphanesine giderek tezin bir kopyasını edinmek. Zira üniversite kütüphaneleri üniversite bünyesinde hazırlanan tezlerin bir kopyasını bulundurmak zorunda.
Dr. Dursun’un tezine erişmek için sosyal medyada yaptığım çağrılar üzerine imkânı olan birden fazla gönüllü Gazi Üniversitesi kütüphanesine giderek doktora tezinin bir kopyasını edinmek için girişimde bulundu.
Lâkin bu girişimler Gazi Üniversitesi kütüphanesi tezi vermeye yanaşmadığı için başarısızlıkla sonuçlandı. Sonuç olarak Dr. Dursun’un tezine ulaşmak mümkün olmadı. Bu elbette Dr. Dursun’un tezinde etik bir problem olduğu anlamına gelmiyor. Fakat kamuya ait olması beklenen çalışmalara kamunun erişiminin, ‘üniversitenin adının lekelenmesinden korkan’ kişilerin inisiyatifine bırakıldığı bir durumda benzeri girişimlerden bu tip sonuçlar almak şaşırtıcı olmasa gerek.
Yardım talebine yanıt verip Gazi Üniversitesi kütüphanesine gidenlerden anonim bir akademisyenin gönderdiği mesajın aşağıdaki kısmının konunun netleşmesine yardımcı olacağına inanıyorum:
"Gazi Kütüphanesi’ne gittim ve tezi incelemek ve bazı bölümlerin fotokopisini almak istediğimi söyledim. Görevli memur, derin bir sessizlikten sonra, şu an için bu tezi alamayacağımı belirtti. “Neden” diye sordum. Beni tatmin etmeyen bir açıklama getirdi: “Tezleri dijital ortama aktarma çalışmaları yapıyoruz. Bu yüzden istediğiniz tezi veremeyiz”. “Aktarma işi ne zaman biter ve bittikten sonra alabilir miyim?” dedim. Beni sorguya çekti. “Araştırmacı mısınız?”, “Hangi alanda araştırma yapıyorsunuz?”, vb. Anladım ki tezi alabilmek için başka yollara başvurmam gerekecek."
Aynı anonim hocadan birkaç ay sonra aldığım nihai yanıt ise şöyle idi:
"Araya koyduğum aracı insanlar da (o üniversitede okuyan lisans ve yüksek lisans öğrencileri) teze ulaşamadılar (…) bu konuda size yardımcı olamadığım için üzgünüm."
Benzeri hikâyeleri Tansu Küçüköncü ve bu konulardaki tetkik çalışmalarına önem veren diğer anonim akademisyenlerden dinlemek de mümkün. YÖK üzerinden ulaşılamayan tezleri üniversite kütüphanelerinden temin etmek isteyenlerin karşılaştıkları problemler ve kütüphanelerden aldıkları yanıtların bana ulaşanlarından derlediğim bir özet şöyle:
Gazi Üniversitesi:Tez fotokopisi göndermiyoruz. Sadece kütüphane içinde belli bölümlerin fotokopisi alınabilir”. Bunun da kütüphanecinin keyfine keder bir durum olduğunu yukarıdaki örnekte öğreniyoruz.
Ankara Üniversitesi:Akademik tezler kütüphane dışına ödünç verilmez. Ancak tez danışmanı veya tezi hazırlayanın izni alınarak, tezin tamamından birim içinde fotokopi çekilmesine izin verilir”.
Celal Bayar Üniversitesi: Tez hizmeti vermiyoruz”.
İstanbul Üniversitesi:Tezlerin tamamının fotokopisini isterken, araştırma yapan kişi danışmanının adını ve okul adresini bildirmelidir. Öğrenci ise, danışmanı yanında okulu, bölümü ve okul numarası da yer almalıdır. Eğer, tez fotokopisi isteyen kişinin danışmanı yok ise, İ.Ü. Kütüphane ve Dokümantasyon Daire Başkanlığı’na, tezi ne amaçla kullanacağına dair bir dilekçe yazar. Tezin numarasını ve adını belirttiği dilekçeyi, ya kendisi teslim eder ya da faks ile iletir. İlgili şahsa banka hesap numarası, yatıracağı fotokopi + telif gideri (gönderme ücreti eklenmeden) bildirilir. Bildirilen gider, verilen banka hesabına yatırılıp dekontun kütüphanemize fakslanması (…)“. Gereksiz bürokrasi böyle devam ediyor.
Uludağ Üniversitesi: Üniversitemiz tezleri, içindekiler, kaynakça, özet ve tezin 20-25 sayfalık bölümünün fotokopisi olarak vermektedir”.
Erciyes Üniversitesi: Tezleri hiçbir şekilde ödünç ya da fotokopi olarak vermiyoruz. Sadece kütüphane içinde kullanmaya izin var”.
Ege Üniversitesi:Tez yazarı izin vermişse tamamını, eğer izin yoksa 1/3’ünü gönderiyoruz”.
İstanbul Teknik Üniversitesi: Tezlerin tamanını fotokopi olarak gönderiyorlar!
Balıkesir Üniversitesi:Tezleri ödünç vermiyoruz. Tezin fotokopisine izin veriliyor ise web sayfamızda PDF olarak erişimi bulunmaktadır”.
Niğde Üniversitesi:Tezleri ödünç vermiyoruz. Tezi yazan kişi ‘tezimi 3-5 yıl kimseye vermeyin’ türünden bir ambargo koymadıysa tezin fotokopisini ya da PDF sürümünü isteyen kişiye gönderebiliyoruz.”
Çankaya Üniversitesi: Cevap yok.
Hacettepe Üniversitesi: Cevap yok.
Görüldüğü üzere üniversite kütüphaneleri birbiri ile ilgisi olmayan keyfi uygulamalarla tezlere erişimi dilediğince kısıtlayabiliyor ya da zorlaştırabiliyor.
Sonuç olarak A üniversitesine teslim edilmiş bir teze erişim mümkün ve nispeten kolay iken, B üniversitesine teslim edilmiş bir teze erişim pratik olarak imkansız olabiliyor. Aynı kaynaktan finanse edilen üniversitelerin bünyelerinde üretilen bilgiye bu tip keyfi kısıtlamalar getirmeleri kabul edilebilir değil.
Üniversitelerce bu konuda ortak bir düzenlemeye gidilmesi ve tezlere erişimin kolaylaştırılmasının Türkiye’de akademinin geleceği için çok zaruri olduğunu düşünüyorum. Nitekim tezlere erişimin kolay ve hızlı olduğu bir ortamda etik açıdan problemli tezlerin kısa sürede ortaya çıkması sağlanabilirken, etik açıdan problemli tezlere imza atan kişilerin akademik yetkinliklerinin yeniden gözden geçirilerek kendilerinin etik anlayışına sahip öğrenciler yetiştirmelerine mani olunabilir.
YÖK arşivlerinde yayım izni olmayan tez sayısı çok fazla
Emrah Göker’in de değindiği gibi YÖK Tez Arşivi sayesinde 2006’dan sonraki tezlere erişmek nispeten mümkün. Fakat 2006’dan önce yayımlanmış tezler azımsanmayacak kadar fazla, ve hemen hepsi ‘izinsiz‘.
Teoride, Türkiye’de bugüne kadar yayımlanmış 312,368 teze YÖK Tez Arşivi üzerinden erişilebiliyor. Fakat bunlardan 163,284 tanesi, yani tüm tezlerin %52.27’si, erişime kapalı olduğu için bu rakam önemini yitiriyor.
Yandaki tabloyu YÖK Tez Arşivi’nden bu yazının yazıldığı tarihlerde elde ettiğim rakamlarla hazırladım. Tablo, YÖK Tez Arşivi’nde yer alan tezlerin geldiği üniversitelerden, ‘izinli tez / izinsiz tez’ oranı en düşük ilk 30 üniversiteyi gösteriyor.
Köklü ve eski üniversiteler bünyesindeki tezlerin büyük çoğunluğunun erişime kapalı olması bir raslantı değil. Zira 2006 yılından önce yayımlanan tez sayısı, eski üniversitelerde yenilere nazaran çok daha fazla.
Tez Arşivi’nin şu anki durumu sağlıklı, kendi kendisini düzelten ve etik konularda otokontrolü dayatan bir akademi için kabul edilebilir değil. YÖK, kendisine teslim edilen tezlerin derhal erişime açılması için izin yönetmeliğinde düzenlemeye gitmeli, akademisyenler de kendi üzerilerine düşeni yaparak YÖK’ün bu mevzuyu gündemine almasını sağlamak üzere organize olmalı.    

TEZLERE ERİŞİM GÜÇLÜĞÜNE GÜNCEL ÖRNEK
Yukarıda bahsedilen erişim güçlüklerinin pratikte nasıl sonuçlar doğurduğuna bir örnek vermek istiyorum.
Yandaki ekran görüntüleri Dr. Halil İbrahim Dursun’un (Aksaray Üniversitesi), Dr. Ziya Burhanettin Güvenç (Çankaya Üniversitesi (2011 itibarı ile Çankaya Üniversitesi rektörü kendisi)) ve Dr. Ergün Kasap (Gazi Üniversitesi) ile 2009 yılında kaleme aldığı makaleden. Makale, yayımlandığı derginden birkaç ay önce çıkarıldı. Son ekran görüntüsünde derginin olaya dair yaptığı utanç verici duyuruyu görebilirsiniz:
Özet kısmından sonuç kısmına kadar diğer makalenin aynı olan bu yayının yazarı Dr. Halil İbrahim Dursun Aksaray Üniversitesi Fizik Bölümü’nde yardımcı doçent kadrosu ile akademik hayatına devam ediyor.
Dr. Dursun doktorasını Gazi Üniversitesi’nde, yukarıdaki makalenin de yazarlarından olan Dr. Ergün Kasap danışmanlığında yapmış. Dr. Kasap’ın, Dr. Dursun ile gerçekleştirdiği bu intihalden yola çıkarak Dr. Dursun’un Dr. Kasap danışmanlığında hazırladığı doktora tezinde de benzer bir problemin olup olmadığını merak etmek her vatandaş için bir hak ve bana kalırsa her bilim insanı için neredeyse bir sorumluluk.
YÖK’ün tez arşivine bağlanarak Dr. Dursun’un tez bilgilerine ulaşmak mümkün. Bununla beraber YÖK, teze “çoğaltma ve yayım için izin belgesi” olmadığından ötürü erişim izni vermiyor.
Devlet üniversitelerinde yazılan doktora tezlerinin sahipleri, bu tezlerde kullanılan verilerin elde edilmesi için yapılan araştırmalar ve doktora tezlerini yöneten danışmanların masrafları neredeyse tamamen devlet tarafından, yani halktan alınan vergiler ile finanse edilirken, yine bir devlet kurumu olan YÖK’ün 2004 yılında yazılmış bir doktora tezine erişimi güçleştirmesine makul bir gerekçe bulmak çok güç.
Fakat netice olarak Dr. Dursun’un doktora tezine YÖK üzerinden erişmek mümkün değil.


Gelecek hafta: Türkiye’de Bilim Hırsızlığına Net Tepkiler Verilmiyor

!

Türkiye yırtıcı, şaibeli, sahte ve fake dergilerde en çok yayın yapan 3. ülke

Predatory journals: Who publishes in them and why? - Selçuk Beşir Demir Dünyanın en prestijli dergilerinden biri olan Elsevier tarafınd...

Predatory journals: Who publishes in them and why?

.....................................................................


...
...
...

* Rastgele Yazılar




.