11 Şubat 2011
YÖK’e ve DANIŞTAY’a Açık Çağrı Üniversitelerde Kopya Olayları ve Disiplin Yönetmeliği - II: (Cumhuriyet BT)
Prof. Dr. Levent Sevgi,
Doğuş Üniversitesi Elektronik ve Haberleşme Mühendisliği Bölümü
Üniversitelerde kopya olaylarında uygulanan disiplin cezaları kaosa yol açmış durumda. Bunda Danıştay 8. Daire’nin “5.3.1998, E. 1996/1016, K. 1998/810, DD, sayı. 97, s. 537” No’lu kararının rolü büyük. YÖK Öğrenci Di-siplin Yönetmeliği fakülte yönetim kurullarına disiplin kurulu görevi vermiş. Siz akademisyensiniz; mühendis, eczacı, ekonomist, doktor, fark etmez; disiplin olaylarını incelemek ya / ya da soruşturmakla görevli, hatta yükümlüsünüz. Sizden savcı da olmanız isteniyor, hâkim de. İnsanların yaşamlarını etkileyebilecek cezalar vermek durumundasınız. Tek güvenceniz dil bilginiz ve mantığınız. Tek kaynağınız da ilgili yönetmelik. Yönetmelik açık yazılmışsa, siz de okuduğunuzu anlama yeterliliğine sahipseniz bu görevi hakkıyla yapabilirsiniz.
Konu, 26 Kasım 2010 tarihli nüshada (CBT 1236) ele alınmıştı. Bırakın farklı üniversiteleri, aynı üniversitenin iki farklı fakültesinde farklı cezalar verilebildiği gibi, aynı ilin iki farklı idare mahkemesinden de birbiriyle zıt kararlar çıkmaya devam ediyor. Son örnek, Doğuş Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Disiplin Kurulu olarak kopya çektiği sabit görülen iki öğrenci hakkında verdiğimiz bir yarıyıl okuldan uzaklaştırma cezasından birinin idare mahkemelerince onaylanması, diğerinin ise iptal edilerek cezanın bir aya indirilmesidir. Verdiğimiz bir kararı İstanbul 10. İdare Mahkemesi 21 Aralık 2010 tarih, 2010/1550 Esas ve 2010/1934 Karar numaralarıyla iptal ederken, diğeri İstanbul 7. İdare Mahkemesi’nce aynı günlerde (22 Aralık 2010 tarih, 2010/244 Esas ve 2010/1719 Karar numaralarıyla) onaylanmıştır.
YÖK ve / veya DANIŞTAY, konuyu ele almadan çözüme ulaşmak zor görünüyor. Bu yazı bu iki kuruma açık çağrıdır.
YÖK Öğrenci Disiplin Yönetmeliği
CBT 1236’da YÖK Öğrenci Disiplin Yönetmeliği’nin ilgili maddelerini tartışmıştık. Özetleyerek yineleyelim; Madde 9(m) “kopya yapan veya yaptıran veya bunlara kalkışan” öğrencilere verilecek cezayı “yükseköğretim kurumundan bir yarıyıldan iki yarıyıla kadar okuldan uzaklaştırma” olarak belirtilmiştir. Madde 8 bir alt derece ceza hükmünü (“1 haftadan 1 aya kadar cezaları”) Madde 10 ise bir üst derece ceza hükmünü (“okuldan çıkarmayı”) düzenlemekte.
Yönetmeliğinin 30. Maddesi ise ceza verirken göz önüne alınacak hususları belirtir: Madde 30(a): Disiplin cezalarını vermeye yetkili disiplin kurulları; bu cezalardan birini tayin ve takdir ederken, disiplin suçunu oluşturan fiil ve hareketlerin ağırlığını, sanık öğrencinin daha önce bir disiplin cezası alıp almadığını, davranış, tavır ve hareketlerini, işlediği fiil ve yaptığı hareket dolayısıyla nedamet duyup duymadığını dikkate alırlar. Madde 30(b): Başka yükseköğretim kurumu öğrencileri ile birlikte, kendi yükseköğretim kurumunda disiplin suçu işlenmesi halinde (bunu bir ağırlatıcı neden sayarak) bir üst derece disiplin cezası verilir. Madde 30(c): Toplu olarak işlenen disiplin suçlarında, suçluların münferiden tespit edilemediği hallerde, topluluğu oluşturan öğrencilerin her birine yetkili amir veya kurullarca uygun görülecek cezalar verilir. Görüldüğü gibi, 30(a) ceza verirken sayılan hususların göz önüne alınması gerektiğini belirtirken, 30(b) bir üst dereceden ceza verileceğini açıkça belirtmiştir. Bunun anlamı açıktır: Madde 30(a) cezanın alt ve üst sınırlarıyla ilgilidir, Madde 30(b) ise bir üst ceza ile ilgilidir.
Danıştay 8. Daire Kararı
Kargaşaya yol açan Danıştay 8. Daire’nin yukarıda belirtilen kararında “Madde 30(a) öğrencinin olumlu halinin ve geçmişte hiç ceza almamış olmasının, ceza tayininde dikkate alınarak eylemin karşılığı olan cezanın bir alt cezası olan ceza ile cezalandırılmasını öngörmektedir. Disiplin cezası verilirken öğrencinin daha önce hiç ceza almamış olması hali de dikkate alındığı halde bir alt ceza uygulamasına gidilmeyerek cezanın alt sınırı verilmiştir. Oysa disiplin hukukunda bir alt ceza uygulamasının anlamı, eylemin karşılığı olan cezanın alt sınırı değil bir alt ceza türüdür.” denmekte.
Danıştay, kararında disiplin hukukuna ve bir alt ceza uygulamasına vurgu yapmaktadır. Yönetmelik dışında bir disiplin hukukundan söz edilemeyeceğine göre yönetmelikte belirtilen ilgili maddelerde bir alt ceza uygulanması sonucuna nasıl varıldığını anlamak olası değil! Madde 30(a)’da hiçbir yerde bir alt ceza uygulanması ifadesi geçmemekte; sadece dikkate alırlar denmektedir. Madde 30(a) dikkate alınacak hususları, Madde 30(b) ise açıkça bir üst derece ceza verilecek durumları belirlemiştir. Madde 30(a) bir alt ceza uygulanacak hususlarla ilgili değildir. Eğer olsaydı, nasıl Madde 30(b) bir üst dereceden söz ediyorsa Madde 30(a)’da da “dikkate alırlar” yerine “bir alt dereceden ceza verilir” ifadesi yer alırdı.
Sonuç
Yükseköğretim kurumlarında kopya olayları ve verilen cezalar kaosa yol açmış durumdadır. Kopyanın cezasının alt sınırı 1, üst sınırı 2 yarıyıl okuldan uzaklaştırmadır. Disiplin kurulları bu aralıkta ceza vermekle yetkili ve yükümlüdür. Bu yönetmelik var olduğu sürece kopya cezası olarak, her ne olursa olsun, bir alt derece, yani, 1 haftadan 1 aya kadar okuldan uzaklaştırma cezasının verilmesi söz konusu olamaz. Olursa kopya çekmenin cezası “1 yarıyıl veya 2 yarıyıl okuldan uzaklaştırmadır” hükmünün hiçbir anlamı kalmaz. Üstelik bir alt ceza söz konusu olduğunda “neden 1 hafta değil de 1 ay?” sorusu sorulur ki sonuçta bu “kopya çeken öğrenciye 1 hafta ceza verilir” uygulamasına dönüşür.
Bu kargaşayı önleyecek birinci kurum Danıştay 8. Daire veya Genel Kuruludur. Danıştay 8. Daire’nin “5.3.1998, E. 1996/1016, K. 1998/810, DD, sayı. 97, s. 537” No’lu kararı söz konusu yönetmelikle çelişen hatalı bir karardır. Bütün illerde yüzlerce idare mahkemesinin önemli bir bölümü bu kararı emsal göstererek üniversitelerde disiplin kurullarının verdiği cezaları iptal etmektedir. Konuştuğumuz hukuk insanları ise nasıl olsa yargıdan döner diyerek kurumlarının başını ağrıtmaktansa hatalı kararları yeğleyebilmektedirler. Bu ise uygulamada büyük sıkıntılara neden olmaktadır. Danıştay’ın konuyu yeniden ele alması ve söz konusu kararını gözden geçirmesi mahkeme yüklerinin azaltılması açısından da yerinde olacaktır. Buna paralel, YÖK Başkanlığı’nın da konuyu acilen ele alması zorunludur. YÖK’ün öğrenci disiplin yönetmeliğinin, özellikle 30. Maddesinde bir alt ceza olarak yorumlanabilecek bir ifade olmadığını açıklaması, gerekiyorsa yönetmeliğin ilgili maddelerini bu yönde yeniden düzenlemesi sorunun çözümünde önemli bir adım olacaktır.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
!
Türkiye yırtıcı, şaibeli, sahte ve fake dergilerde en çok yayın yapan 3. ülke
Predatory journals: Who publishes in them and why? - Selçuk Beşir Demir Dünyanın en prestijli dergilerinden biri olan Elsevier tarafınd...
Predatory journals: Who publishes in them and why?
.....................................................................
...
...
...
* Rastgele Yazılar
.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Teşekkür ederiz.