İntihal olayının bilimsel hırsızlık olduğunu vurgulayan bilim adamları, bu durum karşısında mağdur olduklarını belirtti. Çoğu bilim adamının intihal olaylarını neme lazım diyerek umursamak istemediğini dile getiren Adıyaman Üniversitesi Öğretim Üyesi Yard. Doç. Dr. Nevzat Artuç, "İntihal ya da aşırma bir bilim adamının karşılaşabileceği en kötü durumdur. Lügatteki tanımı: başkasına ait bir eseri, çalışmayı kendi eseri gibi göstermek demektir. Yani bilimsel hırsızlık da diyebiliriz. Ancak intihal hırsızlıktan çok daha kötü ve vahimdir. Zira normal hırsızlık vakalarında insanlar kendilerine ait para, değerli eşyaların çalınmasından haberdar olup derhal yetkili makamlara başvurabilmektedirler. Ancak bilimde intihal-hırsızlık vakalarında bilim adamları eylemin farkında olamayabiliyorlar, farkına vardıkları zaman ise neme lazım korkusuyla para ve değerli eşyalarının çalınması durumunda gösterdikleri tepkiyi gösterememektedirler. Günümüzde çok sayıda meslektaşımız intihal nedeniyle mağdur durumdadır. Ancak bilim adamlarımızın çoğu bu konuyla karşılaştıklarında, korkup çekiniyorlar hatta ne yapacaklarını dahi bilmedikleri gibi yasal haklarının da farkında değildirler. Bu durum bilim hırsızlarını cesaretlendirmekte ve eylemelerini fütursuzca gerçekleştirmelerine olanak sağlamaktadır" diye konuştu.
"İNTİHAL OLAYLARI ÜLKEMİZDE BİLİMİN GELİŞMESİNE ENGEL"
İntihal olaylarının Türkiye'de bilimin gelişmesine engel olduğunu dile getiren Yard. Doç. Dr. Artuç, konuşmasını şöyle tamamladı;
"Oysaki Fikir Sanat Eserleri Kanunu'nun 71. maddesinin 1-5. fıkralarında intihal olayına karışan kişiye verilecek olan cezalar açık bir şekilde belirtilmiştir. Buna göre; Başkasına ait esere kendi eseri olarak ad koyan kişi altı aydan iki yıla kadar hapis veya adli para cezası ile cezalandırılır. Yine bir eserden kaynak göstermeden iktibasta bulunan kişi altı aydan iki yıla kadar hapis veya adli para cezası ile cezalandırılır. Ayrıca Türk Ceza Kanunu'nun 53, 54 ve Ceza Muhakemesi Kanunu (CMK) 325. maddelerinde ve 5846 sayılı ilgili yasada açıkça intihal olayı basit bir eylem değil tam tersine manevi ve mali haklara bir tecavüz olarak nitelendirmiştir. Yasalarımızda intihal olayları adi suçlar kapsamında ele alınmış ve en ağır şekilde cezalandırılması öngörülmüştür. Ancak üzülerek belirtmeliyim ki meslektaşlarımızın çoğu ilgili yasalardan ve kanuni haklarını aramaktan bihaber durumdadır. Ayrıca mahkemelerimize başvurmaktan çekinmektedirler. Bu durum, intihal yapanları cesaretlendirmekte ve kötü emellerini gerçekleştirmekte işlerini kolaylaştırmaktadır. Bize düşen yapılan intihal olayları karşısında sessiz kalmamak, yasalar önünde gerekli hukuk mücadelesini sürdürmek böylece intihal teşebbüsünde bulunanlara karşı açıkça ve kararlı bir şekilde mücadele etmektir. Ayrıca kamuoyunda basın ve yayın yoluyla intihalcileri teşhir ederek benzer eylemler içerisinde olanlara fırsat vermemek gerekir. Sonuç olarak intihal olaylarına maruz kalmış ve bu sıkıntıyı yakından yaşamış bir bilim adamı olarak; intihal olaylarının ülkemizde bilimin gelişmesinin önündeki en büyük engel olduğunu altını çizerek belirtmek istiyorum." >>>
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Teşekkür ederiz.