Dr. Fatih Şen. Kütahya Dumlupınar Üniversitesi’nde doçent. Nanoteknoloji üzerine çalışıyor. Kütahya Lisesi’nden mezun. Selçuk Üniversitesi’nde kimya öğretmenliğini bitirdikten sonra ODTÜ’de kimya bölümünde doktorasını tamamlıyor. Daha sonra zoru başarıp ABD’nin Massachusetts eyaletindeki onlarca Nobel Ödüllü insanın çalıştığı MIT’de doktora sonrası çalışmalarını tamamlayıp Kütahya’ya dönüyor. Çalışmalarına ara vermeden 2015’te Türkiye Bilimler Akademisi tarafından üstün başarılı genç bilim adamı ödülü (TÜBA-GEBİP) alıyor. 2017’de Bilim Kahramanları Vakfı’nın “Genç Bilim İnsanı Ödülü”ne layık görülüyor. Fatih Hoca’nın 2019’da yaklaşık 50 tane, 2020’nin ilk yarısında da 41 tane makalesi “Scientific Reports” gibi prestijli bir derginin de aralarında bulunduğu 23 tane bilimsel dergide yayınlanıyor. Beyin göçünü geri döndürdüğümüzü düşünürken, 3 Ağustos’ta Hollandalı bilim insanı Elisabeth Bik, Fatih Şen’in makalelerinin 84 tanesinde hile olduğunu yakalıyor. Aynı veriyi 6 farklı makalede farklı renklerde ve desenlerde yayınlayarak eşine az rastlanır bir akademik sahtekarlık örneği gösteren Doç.Dr.Fatih Şen’in adı yurtdışında bilim camiasında yankılanırken, kendisinin ve çalıştığı kurumun sessizliği Türkiye’de kısıtlı imkanlarla müthiş işler başarmak için varını yoğunu ortaya koyan bilim insanlarımızın omzuna yıllarca taşımak zorunda kalacakları ağır bir yük bırakıyor.
Mustafa Saltı, Karadeniz Teknik Üniversitesi Fizik Bölümü’nü bitirip, yüksek lisansını Mersin Üniversitesi Fizik Bölümü’nde yapıyor. 2004 yılında başladığı ODTÜ Fizik Bölümü’nde doktora öğrencisiyken, 2005 ve 2006 yılları arasında 40 makale yayınlayarak adından söz ettiren başarılı akademisyenimizin, 40 makalesinin tamamında sahtekarlık yaptığı ODTÜ’nün değerli hocaları tarafından Mustafa Saltı’nın sınavda en basit fizik sorularını cevaplayamaması üzerine ortaya çıkarılıyor. 2007’de ortaya çıktığında dönemin en büyük skandalı olan bu olayı haber yapan Nature dergisi, olayı ortaya çıkaran Ayşe Karasu ve Özgür Sarıoğlu gibi ODTÜ hocalarının meşakkatli çalışmalarını tebrik ediyor. Skandalın etkileri Türkiye’deki pek çok üniversiteye sıçrasa da, maalesef akademik sahtekarlığın resmi suç sayılmadığı üniversitelerimizde koltuğunu kaptıran olmadığı gibi Mustafa Saltı da doktorasını tamamlayıp bir de üstüne 2017’de doçent unvanı alarak Mersin Üniversitesi’nde çalışmaya devam ediyor. Sonuç olarak ODTÜ’deki değerli hocalar bu işin peşini bırakmayarak Türkiye’deki bilimin güvenilir olduğunu ortaya koymaya çalışmış olsalar da sonrasında yaşanan uygulamalar ve sahtekarlıkların karşılıksız kalması, her zamanki gibi Türk bilim insanı imajını olayın üzerinden 12 yıl geçmesine rağmen hala zedelemekte. Bu imajın daha ne kadar böyle devam edeceği ise merak konusu.
Gazeteci Kemal Göktaş’ın bildirdiğine göre Boğaziçi Üniversitesi’nde yapılan bir araştırma Türkiye’de kamu üniversitelerinde yazılan yüksek lisans ve doktora tezlerinin %31’inin, özel üniversitelerde yazılan tezlerin ise %46’sının akademik sahtekarlık (intihal) taşıdığını gösteriyor. Bu rakamlar Türk bilim camiası için bir kabus, bir korku filmi olmalı. Çalışmayı yürüten Dr. Ziya Toprak, İngilizce yazılan tezlerde sahtekarlık oranı %28 iken, Türkçe yazılanlarda %35 civarında olduğunu, ve bunun bir yansıması olarak Boğaziçi, ODTÜ ve Bilkent’te (çoğu zaman) İngilizce yazılan tezlerin göreceli olarak daha iyi durumda olduğunu belirtiyor. Genele baktığımızda akademik derece almak için nitelikten çok niceliğe (yani kaç makale yayınlandığına) bakılması bu tür sahtekarlıkların ve ünvanlı vasıfsızlığın artmasında çok önemli bir etken.
Ne yazık ki, akademik sahtekarlık tüm ülkelerde görülen bir durum. Ama önemli olan akademik ahlakı namus belleyip bu tür ahlaksızlara karşı üniversiteler olarak, ülke olarak tepkisiz kalmamak. Mustafa Saltı gibi pek çok akademisyenin 12 sene önce açtığı yaraları tam olarak iyileştiremeyen dürüst, çalışkan Türk bilim insanlarının Fatih Şen olayıyla birlikte ülkenin imajını düzeltmek için harcadığı emekler bugün büyük bir darbe aldı. Bir doktorun hastasını bilerek yanlış tedavi ettiğinde mahkemeye çıkması gibi bilimle uğraşanlar da mesleki sahtekarlık yaptıklarında bunun hukuki yaptırımlarıyla karşılaşmalılar. Almanya’dan sevgi ve saygılar tüm okurlara.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Teşekkür ederiz.