NEDEN ?

https://plagiarism-turkish.blogspot.com


Yükseköğretimde Gözetim ve Denetim - Yasal Çerçeve ve Uygulamalar -
Devlet Denetleme Kurulu Raporu (2009) lütfen tıklayın
2547 sayılı Kanun’da öğretim elemanlarının disiplin suçlarına ilişkin yapılması düşünülen değişiklikler hakkında Bilim Akademisi’nin raporu (2016) lütfen tıklayın

26 Aralık 2014

Dr. Tansu Küçüköncü (*) - TÜBİTAK doktora diploması İPTAL EDİLEN bursiyerden yurtdışı doktora sonrası bursunu geri ödemesini istedi

TÜBİTAK'ın yurtdışı doktora sonrası bursunu geri ödemesini istediği bursiyeri, Ahmet Yıldırım.

İptal edilmesi için rapor ettiğim çok sayıda tezden 1'i olan Ahmet Yıldırım'ın “% 100 ÇALINTI” doktora tezini ve doktora diplomasını Ege Üniversitesi'nin İPTAL ETTİĞİNİ, doktora tezinin danışmanı Turgut Öziş'e KINAMA cezası verdiğini, ve Ahmet Yıldırım vakasındaki ilginç detayları önceki yazılarımda anlatmıştım.

Özellikle Ege Üniversitesi, YÖK, ve ilgili diğer kuruluşlar, Ahmet Yıldırım vakasında yapmak zorunda olduğu işlemleri yapmamakta direndiği, örtbas çabasını sürdürdüğü için Ahmet Yıldırım vakası henüz kapanmış değil :

Örneğin, Ahmet Yıldırım'ın 5-6 yılda yayınladığı 120'den fazla SCI makalesinden sadece 1'i, 1 akademik aktivist tarafından yayından attırılabildi (RETRACTION) ; Ege Üniversitesi ve YÖK, bunları yayından attırması gerektiği halde kılını kımıldatmıyor, bir çoğu Ege Üniversitesi Matematik bölümünde ve diğer üniversitelerin matematik bölümlerinde akademik personel olan ortak yazarlarının gıkı çıkmıyor.

Örneğin, Ege Üniversitesi ve YÖK'e göre Ahmet Yıldırım hala istifa edip ayrılmış saygın bir “yardımcı doçent” ; doktora diplomasını iptal ettikleri halde doktora diplomasına bağlı olan “yardımcı doçent”liğini iptal etmemekte direniyorlar ; devamında yardımcı doçent olarak aldığı maaşları geri ödemesini istememekte direniyorlar, verdiği derslerle– danışman veya jüri üyesi olarak imzaladığı lisansüstü tezlerle ilgili yapmaları gerekenleri yapmamakta direniyorlar, hileli doktora teziyle yardımçı doçent olmasının ceza yaptırımı kısmına el sürmemekte direniyorlar.

Yapması gerekenleri yapsalar, bu tür şeylerin yaygınlığı ortaya dökülmeye başlayacak, tepkiler artacak, belki istifaya zorlanacaklar. Bir sorunu çözebilmek için önce sorunun varlığını kabul etmek ve detaylarını ortaya koymak gerekiyor. Sorunu örtbas ederek çözüm şansı vermiyorlar, sorunun devam etmemesi için de kıllarını kımıldatmıyorlar, aksine sürmesi için herşeyi yapıyorlar. 

ABD'deki University of South Florida yöneticileri, Ahmet Yıldırım'ın Ağustos 2011 – Ağustos 2012 arasında 1 yıl süreyle karşılıksız TÜBİTAK bursuyla orada Matematik – İstatistik bölümünde bulunduğunu bildirdi.

TÜBİTAK ise 22 Ağustos 2011 ile 22 Mayıs 2012 arasında 9 ay burslu olduğunu bildirdi.

TÜBİTAK sitesinde yazdığına göre ABD için aylık burs tutarı 2.500 usd ; gidiş-dönüş yol giderlerini TÜBİTAK karşılıyor, uçak biletlerini TÜBİTAK alıyor. Bu durumda, TÜBİTAK'ın Ahmet Yıldırım'dan geri ödemesini istediği toplam burs tutarı, yasal faizi hariç, 24.000 usd'den (= 58.000 tl) fazla.

Ahmet Yıldırım'ın akademik sahtekarlık dosyaları, ilk kez 2010'da doktorasını bitirir bitirmez doçent olmak için başvurmasıyla açılmış. TÜBİTAK bursuna başvurduğunda bile hakkındaki soruşturmalar aleyhine sonuçlanmaya başlamış. Buna rağmen, bu durumu TÜBİTAK'a bildirilmemiş, TÜBİTAK da sormamış. Üstelik Ege Üniversitesi, 1 yıllığına ABD'ye gitmesine de izin vermiş ve muhtemelen maaşını ödemeye de devam etmiş. Ege Üniversitesi Mart 2012'de Ahmet Yıldırım'ı “kendi istifa etmiş” (müstafi) sayarak işten atmış, TÜBİTAK'a yine haber vermemiş. Ahmet Yıldırım, Ege Üniversitesi'nden atıldıktan sonra 2 aydan fazlası karşılıksız TÜBİTAK bursuyla bedava olmak üzere 5 ay daha ABD'de kalarak akademik tatil yapmaya devam etmiş. TÜBİTAK bugüne dek Ahmet Yıldırım'ın durumu hakkında hiçbir işlem yapmamış.

Doktora diploması iptal edilen Ahmet Yıldırım'ın TÜBİTAK'tan aldığı doktora sonrası yurtdışı bursuyla ilgili 02 Ağustos 2014 tarihli başvuruma TÜBİTAK'ın bana gönderdiği cevap (01 Ekim 2014, sayı : 184488, imza : İsmal Kurul (hukuk hizmetleri başkanı)) şöyle :

Yrd. Doç. Dr. Ahmet YILDIRIM, 2219 Yurt Dışı Doktora Sonrası Araştırma Burs Programı kapsamında 2010 yılı 2'nci döneminde 9 ay burs almaya hak kazanmıştır. Bursunu 22.08.2011 tarihinde kullanmaya başlamış olup, 22.05.2012 tarihinde Türkiye'ye dönmüştür. Burs programı kapsamında doktora mezuniyet şartını sağlayarak başvuru yaptığı ve başvuruda kişinin doktora tezi değil araştırma önerisi talep edildiği için, kişinin doktora ini incelenmesi gibi bir durum mümkün olmamaktadır.”

TÜBİTAK'ın yukarıdaki cevabına itirazım üzerine TÜBİTAK'ın bana gönderdiği cevap (22 Aralık 2014, sayı : 246282, imza : İsmal Kurul (hukuk hizmetleri başkanı)) ise şöyle :

"Yrd. Doç. Dr. Ahmet YILDIRIM'ın mecburi hizmet koşulunu yerine getirmemesi sebebiyle, 30/10/2014 tarih ve 724 sayılı Bilim İnsanı Değerlendirme ve Destekleme Kurulu kararıyla tarafına verilen bursun Yüklenme Senedi ve Müteselsil Kefalet Senedi hükümlerine göre geri alınmasına karar verilmiştir. İlgili karar 14/11/2014 tarihimde bursiyere bildirilmiştir.
Ayrıca talebiniz Araştırma ve Yayın Etiği Kurulu'nca (AYEK) incelenmek üzere Kurumumuz Bilim Kurulu Sekreterya'sına iletilmiştir.”

TÜBİTAK yazılarına göre de “doktora diploması iptal edilen” Ahmet Yıldırm, hala yardımcı docent.

Ege Üniversitesi'ndeki bir başka “% 100 ÇALINTI” doktora tezi (Bilgisayar Mühendisliği) ile ilgili yazışmalar da devam etmektedir.

Gelişmeler duyurulacaktır.

Yeri gelmişken, yolun başındaki tecrübesiz araştırmacılara, özellikle lisansüstü öğrencilere bir uyarıda bulunayım :


“Şu tezi – kitabı – makaleyi olduğu gibi araklayıp getiriver”, “verileri – sonuçları uyduruver gitsin”, “hileli tezini hemen jüriye onaylatayım, sana hemen akademik kadro ayarlayayım”, “hileli makaleyi hemen SCI dergide yayınlatayım, egzotik ülkedeki ne idüğü belirsiz konferansa hemen kabul ettireyim gidip tatil yap-a(y/l)ım”, “yakalansan da sana hiçbir şey olmaz, ben seni korurum, bana zaten bir şey olmaz, ben dokunulmazın” benzeri “arsız” önerilerle veya bin türlü tehditle hileli akademik tez yazmanızı isteyen, ortak veya onun için hileli makale – kitap yazmanızı isteyen, var olup olmadığını bilmediğiniz – nereden nasıl elde edildiğini bilmediğinizi verileri kullanarak çalıştığını görmenize izin vermediği – kendi geliştirdiğini iddia ettiği yazılımlarla sizin tez çalışmanızın sonuçlarını ürettiğini iddia edip bunlarla tezinizi bitirmenizi isteyen “kaşarlı” akademik sahtekar hocalardan – danışmanlardan uzak durun – kaçın, onlara sakın kanmayın, ve sizi hileye zorladıklarını özellikle YÖK'e ve gerekirse Cumhurbaşkanlığına rapor edin.

Hoca – danışman, zorlamadıkça – teşvik etmedikçe – göz yummadıkça, çömez öğrencinin – araştırmacının hile yapmaya kolay kolay cesaret edemeyeceği, hocanın – danışmanın, öğrencisini – araştırmacısı tanıyacağı, kapasitesini – ne yapıp yapamayacağını bileceği, çalışmalarından sorumlu olduğu – kontrol etmesi gerektiği, gayet iyi bilinir.

Çömez öğrencinin – araştırmacının bile çoğu durumda hocanın – danışmanın “kaşarlı” akademik sahtekar olup olmadığını kolayca anlayabileceği, gayet iyi bilinir.

Tepkisizliğe aldanıp da sanmayın ki kimse yapılan akademik sahtekarlıkları, nasıl olsa farketmez ; yapılanları – yapanları gören – gözetleyen, ve ne zaman ne tepki vereceği belli olmayanlar, eksik olmaz.

“Kaşarlı” akademik sahtekar hoca – danışman, “Türkçe düzgün cümle kurmaktan bile aciz olması”, “usturuplu hile yapmayı becerememesi”, “bedava uşak kullanmak işine gelmesi”, ve en önemlisi “yakalandığında, suçu üzerine yıkacak bir günah keçisi ihtiyacı” gibi nedenlerle çömezleri kullanmak, çömezlerin sırtından maksimum haksız çıkar sağlamak ister. Yakalandıklarında önce herşeyi örtbas etmeyi dener ; beceremezse, çömezin üzerine yıkar, en az zararla yırtmasını sağlamaya çalışır ; beceremezse, çömezi satıverir, kendi en az zararla yırtmaya çalışır. Yani, yaptıkları hocanın – danışmanın yanına kar kalsa da ve hiç bir şey olmamış gibi sefa sürmeye devam etse de kabak patladığında özellikle çömez öğrencinin – araştırmacının başına patlar – patlatılır.

Ve paçasını “kaşarlı” akademik sahtekar hocaya – danışmana kaptıran çömez öğrenci – araştırmacı, aslında ruhunu şeytana sattığını, ömür boyu arınamayacağı bir pisliğe battığını farkettiğinde artık iş işten geçmiştir.

(*) Dr Tansu KÜÇÜKÖNCÜ : 2001 başından beri “elverişli eko sisteme yerleşen bakteri kolonisi benzeri hızla çoğalan zehirli sarmaşık gibi ülkemiz üniversitelerini kuşatarak boğan, çürüten, kokutan, ve çökerten” “akademik sahtekarlık gelenekçileri”ne karşı insan hakları mücadelesi vermektedir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Teşekkür ederiz.

!

Türkiye yırtıcı, şaibeli, sahte ve fake dergilerde en çok yayın yapan 3. ülke

Predatory journals: Who publishes in them and why? - Selçuk Beşir Demir Dünyanın en prestijli dergilerinden biri olan Elsevier tarafınd...

Predatory journals: Who publishes in them and why?

.....................................................................


...
...
...

* Rastgele Yazılar




.