Bir derginin etki değerini makalelerine yapılan atıf sayıları belirliyor.
Dünyadaki tüm dergiler iki kuruluşun veri tabanında taranıyor. Bunlardan biri Türkiye’de akademik kariyer yükselmelerinde de kullanılan ISI (Institute for Scientific Information) Indeksi. Bu indeksin taradığı dergiler Web of Science veri tabanında bulunuyor. 16 binden fazla derginin 60’ı da Türkiye merkezli. Web of Science geçen yıl Türkiye’den 5, Türk akademisyenlerin en çok yayın yaptığı 3’ü Afrika kökenli 5 olmak üzere 10 dergiyi veri tabanından atıyor.
Çünkü bu dergilerin güvenirlilikleri yok ama “atıf çeteleri” var. Bu çeteyi kuran akademisyenlerin bunu nasıl gerçekleştirdiklerini veri tabanından atılan iki dergiyle anlatayım:
Trabzon’da Energy Education Science and Technology diye Part A ve Part B iki dergi kuruluyor. A fen, B sosyal yayınlar yapıyor. A’daki bir makale bir yılda 129 atıf alıyor. Bu atıfların 83’ü A dergisindeki makalelerden 46’sı B’dekilerden geliyor. Yani biri fen diğeri sosyal makaleler yayımlayan bu iki dergideki makalelerde akademisyenler sürekli birbirlerine atıflar yapıyor. Oysa Balcı’nın da vurguladığı gibi dünyanın en etkili iki dergisinden Nature’da en çok atıf alan makalede bu sayı 122, Science’de 90 olmuş. Türkiye’de bu iki dergideki tüm makaleler ise “atıf rekoru” kırıyor. Atıf artıkça derginin “etki değeri” de yükseliyor. Science Dergisi’nin etki değeri 31 iken bu dergilerden birinin değeri 31.7’ye yükseliyor. Tüm dünyada basılan 45 bin dergi içinde bu dergi 17. sıraya yükseliyor.
“Üçkâğıt” fark edilince iki dergi ile birlikte benzer “atıf şebekesi” kuran Türkiye merkezli 5 dergi veri tabanından atılıyor. Ayrıca en fazla Türk makalelerinin yayınlandığı 5 yabancı dergi daha veri tabanından çıkarılıyor. Prof. Dr. Metin Balcı, “Türkiye, Çin ve Malezya’dan bazı gruplar bir araya gelip birbirlerine atıf yapıyor” diyor.
İşin bir de maddi boyutu var. Balcı A ve B diye basılan bu iki derginin veri tabanından atılmasaydı dünyadaki ilk 15 dergi arasına yerleşeceğini söyleyerek, “O zaman TÜBİTAK’tan her bir makale için 5 bin TL alınacaktı. Bu kişiler yaklaşık 2-3 milyon TL’yi hortumlayacaktı” diyor.
Bu çeteyi kuran, üniversitelerinden yayın teşviki alan, hatta bu yayınlarla doçent ve profesör olan “akademisyenler” için ise YÖK hiçbir işlem yapmıyor. Onlar hâlâ üniversitelerde “ders” veriyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Teşekkür ederiz.