NEDEN ?

https://plagiarism-turkish.blogspot.com


Yükseköğretimde Gözetim ve Denetim - Yasal Çerçeve ve Uygulamalar -
Devlet Denetleme Kurulu Raporu (2009) lütfen tıklayın
2547 sayılı Kanun’da öğretim elemanlarının disiplin suçlarına ilişkin yapılması düşünülen değişiklikler hakkında Bilim Akademisi’nin raporu (2016) lütfen tıklayın

25 Ocak 2013

Y. Doç. Dr. Kaan Öztürk - Şişme dergiler, yeniden

Energy Education Science and Technology dergisinden geçtiğimiz yıl içinde bahsetmiştim. Matematik Dünyası’ndaki yazımın yayınlanmasından sonra, başka araştırmacıların da aynı rahatsızlığı paylaştığını görme imkânım oldu.
Hacettepe Üniversitesi Bilgi ve Belge Yönetimi bölümü hocalarından Umut Al, bilimsel yayıncılık istatistikleri konusunda çalışan en üretken uzmanlardan biri. Aynı bölümden çalışma arkadaşı İrem Soydal ile beraber yazdıkları “Dergi Kendine Atıfının Etkisi: Energy Education Science and Technology Örneği” başlıklı makaleleri geçen ay Türk Kütüphaneciliği dergisinde yayınlandı.
Al ve Soydal özenli bir analizle EEST dergisinin şaibeli işleyişini ve atıf manipülasyonunu göz önüne seriyorlar.
3 Temmuz 2012 tarihi itibariyle EEST’deki 633 adet yayına 7727 kez atıf yapılmıştır. Bu atıfların sadece 481’i EEST dışındaki dergilerden gelirken, EEST için dergi kendine atıf oranı yaklaşık olarak %94’tür. Derginin “erişilebilen” az sayıdaki makalesi incelendiğinde, genellikle atıfların grup olarak yapıldığı ve yazıların içeriğinden çok derginin etki faktörüne katkı sağlayacak nitelikte olduğu görülmektedir. Daha önceki örneklerle karşılaştırıldığında, bu durumun dergi etki faktörünü yükseltmek için uygulanan manipülatif bir yaklaşım olabileceği ve derginin her an Journal Citation Reports dışında kalma riski ile karşı karşıya bulunduğu düşünülmektedir.
Ama işin kötü tarafı şu ki, ticari kaygılarla çalışan Thomson Scientific, bir dergiyi Journal Citation Reports‘dan çıkarsa bile atıf veritabanı olan Web Of Science‘dan çıkarmıyor. Oysa Türkiye’de atama-yükseltme kriterleri ve yayın teşviki ödülleri Web of Science listelemesine dayalı.
Tekrar görüyoruz ki, bilimsel niteliği yükseltmek istiyorsak, kâr amaçlı kuruluşların sayısal göstergelerine bel bağlamaktan vazgeçmek mecburiyetindeyiz. Her dergi, her araştırmacı, her makale kendi başına değerlendirilmeli.
EEST dergilerinde yayınlanan makaleler açık erişimli değil. Kütüphanelerin abone olduğu yaygın veri tabanlarında da bulunamıyorlar. Yani evrensel bilime katkıları yok. İnternette bulunabilen bazı makaleler, EEST’nin atıfları nasıl şişirdiğini (polisiye dizilerdeki deyimle, modus operandi’sine) görmemize yardımcı oluyor.
Bu konuda Hacettepe’li araştırmacılar Umut Al ve Haydar Demirel’den çok kıymetli bilgiler aldım. Elbette hatalarımın sorumluluğu bana aittir.
Özetle durum şu: Editörler makalenin herhangi bir yerine, özellikle yuvarlak bir cümleye, pat diye 10-15 EEST makalesi referansı koyuyorlar. Referansların tam metinlerine de ulaşılamadığı için, atıfın orada yeri var mı yok mu belirsiz kalıyor.
Atıf şişirmesi yapan bütün dergilerde görüldüğü gibi, makalenin uzunluğuna göre çok fazla sayıda referans veriliyor. EEST referansları, referans listesinin sonunda arka arkaya verilmiş oluyor.
Referans vermenin bir standardı yok; referans listesi ne alfabetik sırada, ne de makale içinde anılma sırasında. Hoş, derginin formatında hiç bir şeyin standardı yok. Makalenin ortasında yazı puntosunun değiştiği bile oluyor.
Birkaç örnek:
  • E. Taş vd., The effects of web-supported and classical concept maps on students’ cognitive development and misconception change: a case study on photosynthesisBu makalenin içinde “Overcoming misconceptions is very crucial during the learning processes of individuals. Therefore, a lot of researchers reported that traditional teaching approaches are not particularly effective at changing misconceptions [1, 56-72].” şeklinde bir referans var. Bir seferde 18 atıf yapılıyor, bunların on tanesi EEST’ye, bir kısmı da yazarların kendi makalelerine. Kaldı ki referans verilen makaleler doğrudan bu cümleyi (yani, geleneksel eğitim yaklaşımlarının yanlış kavrayışları değiştirmediğini) ispatlamıyor. Referanslar arasında “Astrofizik kavramlarını ebru sanatı ile öğretmek” veya “Kimya denklemlerini dengelemek için cebirsel ve matris yöntemlerini kullanmak” gibi başlıklar var. Torbayı doldurmak için tıkıştırılmışlar.
  • T. Ç. Akıncı vd., Coherence analysis between hydrogen flow and electricity current in fuel cellsYakıt hücrelerindeki hidrojen akışını inceleyen makalede, yazının akışına hiç uymayan bir şekilde damdan düşme bir cümle görüyoruz: “Renewable energy sources such as, solar irradiation, wind, and water flow, biogas, biohydrogen and other biofuels are particularly interesting [5, 7, 21-32].” Evet, bu 14 referansın hepsi EEST dergisinden!
  • Ö. Özyurt, Analysis of asynchronous dialogues to reveal the effect of discussions on learning programming languages by candidates of computer programmers.Internet forumlarından bahsedilen bu makalenin en sonuna şu cümle ve beraberinde bir kitlesel atıf eklenmiş: “If we take all the characteristics of ADFs into consideration, we see that these mediums are rather useful, beneficial, available and interactive sources [41-48].
    Atıf yapılan makalelerin başlıklarına bakacak olursanız alâkasız şeyler görüyorsunuz: “Social, economic, environmental and policy aspects of biofuels” (Biyoyakıtların sosyal, iktisadi, çevresel ve politik yönleri – yazan EEST’nin baş editörü), veya, “Effect of late coming during the lecture on the rate of learning performance” (orijinal başlığın saçmalığına sadık kalarak çevirirsek: Ders sırasında geç gelmenin öğrenme performansı oranına etkisi).
  • Daha güzeli de var. R. Yumrutas ve M. Unsal’ın “Modeling and performance analysis of a house heating system with a ground coupled heat pump” başlıklı makalesinde metin içi atıflar en fazla 23′e kadar gidiyor, ama referans listesinde 28 başlık sıralı. 24-28 arası referansların hepsi EEST makalelerine, ama metin içinde hiç zikredilmemişler.Amaan, Thomson Scientific’in atıf sayma sekreterleri makalenin içine mi bakıyor sanki. Uğraşma cümle uydurmaya, listeye koy gitsin.
    Bu makale bu haliyle EEST sitesindeki “Top Articles” listesinde de mevcut.
  • Dergilerin yayıncısı olan Sila Science şirketi, “Top Articles” başlığıyla bazı makaleleri açık erişime sunmuş. Geçen yaz baktığımda yoktu, herhalde yeni. Bu listeden birini alalım: “Passive cooling methods for energy efficient buildings with and without thermal energy storage – A review” (N. B. Geetha, R. Velraj)Referans listesinde 182-199 arası silme EEST makalesi (başka referanslar da var). Makalenin son iki paragrafında bu onsekiz makaleye, ikiye bölünmüş olarak, toplu atıf var. Referansların bulunduğu cümleler yine damdan düşme, ve referanslarda yine alâkasızlık var. Sözgelişi, pasif soğutma yöntemi seçiminin iklime ve yapı malzemesine bağlı olduğunu ifade eden cümlede verilen referansların bazıları:
    A new validation tool of weather forecast for engineering applications” (Mühendislik uygulamaları için yeni bir hava tahmini doğrulaması aracı),
    Nanotechnology in vehicle’s weight reduction and associated energy savings” (Aracın ağırlık azaltımında nanoteknoloji ve ilgili enerji tasarrufu),
    Renewable energy and its university level education in Turkey” (Yenilenebilir enerji ve Türkiye’de üniversite seviyesinde eğitimi).

    Ayrıca bu toplu atıf yapılan cümleler makalenin diğer kısımlarına göre çok bozuk bir İngilizceyle yazılmış. Bütün bunlar, eklemenin sonradan yayıncı eliyle yapıldığını düşündürüyor.
Bu ve benzeri dergilere yayın gönderen araştırmacıların bilmesi gereken önemli birşey var: Bu laçkalık saklı kalmıyor, herkes tarafından görülüyor. Amacınız bilime katkıda bulunmaksa, ayak oyunlarıyla yüksek tesirli gibi gösterilen ama aslında dünyada kimsenin okumadığı dergilere makale yollamayın. Daha iyi araştırma yapın ve daha iyi dergileri hedefleyin. Yok, amacınız bilim yapmak değil de sadece kadro almaksa, bilin ki değerlendirme komisyonları ve jüriler bu dergilerin nasıl şeyler olduğunu şıp diye anlıyor.
Şu haliyle bu dergiler, gerek İngilizcelerindeki özensizlik, gerek bilimsel seviyelerinin şüphe götürürlüğü, gerekse özensiz formatlarıyla hiç bir saygı uyandırmayan haldeler. Yazık. Oysa istenseydi, az bir çabayla güzel ve ciddi bir bilimsel mecra olabilirdi.
Açıkça yazılmasa da, birkaç farklı yerden, dergide makale yayınlama ücreti olarak 600 TL talep edildiği bilgisi geldi. Bu doğruysa, kolay kazanç hırsı bilimsel niteliği sürgün etmiş demektir.

!

Türkiye yırtıcı, şaibeli, sahte ve fake dergilerde en çok yayın yapan 3. ülke

Predatory journals: Who publishes in them and why? - Selçuk Beşir Demir Dünyanın en prestijli dergilerinden biri olan Elsevier tarafınd...

Predatory journals: Who publishes in them and why?

.....................................................................


...
...
...

* Rastgele Yazılar




.