>>>
Bilim yapma olanakları tıkandığı için mi bu kadar çok intihal vakası oluyor?
Biliyorsunuz en son fizikçilerin dünya çapındaki bir intihali ortaya çıktı. Bunu ortaya çıkaranlar da yabancı bilim adamları. Bu da bizi çok üzdü. Daha önce İhsan Doğramacı'nın, Ömer Dinçer'in, Kemal Alemdaroğlu'nun, Necla Arat'ın intihalleri ortaya çıkmıştı. Siz öğretim üyelerinin kişisel husumeti veya kişisel ilişkileriyle akademik yükseltmeler yaparsanız böyle olaylar da ortaya çıkar tabii.
İntihaller saklanıyor, 'ne olacak, araştırmacı oradan biraz alıntı yapmış' diyenler var.
Maalesef. Biz doçentlik ve doktora sınavlarının açık ve şeffaf olarak yapılması hatta video kamera konulması, jürideki öğretim üyelerinin de denetlenmesi taraftarıyız. Her öğretim üyesinin de jürilere girmemesi lazım. Örneğin kendisini bilimsel yönden geliştirmemiştir. Uluslararası yayını yoktur. Yabancı dile hâkim değildir. Ondan çok daha iyi, yurtdışında doktorasını yapmış, yabancı dile hâkim ve uluslararası yayınları olan bir adayı jüride bırakabiliyorlar. Çünkü o jüri üyesinin, o adayın anabilim dalı başkanına karşı bir husumet ya da siyasal görüş farkı vardır. O çatışmadan o aday da zarar görüyor.
İntihalleri saptananların ceza aldıklarına da şahit olmadık...
Çünkü intihali saptayacak jüride de kişisel ilişkiler rol oynuyor. Kemal Alemdaroğlu'na YÖK'te soruşturma açılmadı ve ceza almadı. Meslek örgütü bu konuyu etik açıdan inceledi ve cezalandırdı. İhsan Doğramacı'nın kitabının intihal olduğunu kendi yayınevi söylediği halde onunla ilgili bilirkişilerin olumlu rapor vermesi nedeniyle intihal sayılmadı. Cerrahpaşa'da görevli Prof. Dr. Hasan Yazıcı çok gitti üstüne. Ve tazminat davaları açıldı ona. Hasan Yazıcı etik konusuna çok önem veren, özgün bilim yapan çok kıymetli bir bilim insanıdır. Ve tazminat davasını da yüzde 25 ödenmek kaydıyla kaybetti. Dolayısıyla yüzde 75 intihal olarak görüyor şimdi kendisi. Tazminat davasını yüzde 100 kazanmış olsaydı yüzde 100 intihal diyecekti.
Çete görüntüsü veriyor manzara.
Kesinlikle oldukça olumsuz bir durum.. Bilimsel bir çeteleşme mi nedir bilemiyorum. Tabii çeteyi hukuki anlamda örgütlü bir çalışma olarak kullanmayalım ama ahbap çavuş ilişkisi, adam kayırma var maalesef. Gerek akademik yükseltmelerdeki kişisel ilişkilerin kullanılması, gerekse intihallerin saptandığı zaman bile göz yumulması bilimin ilerlemesi yönünde bir engel teşkil ediyor.
Kim ortaya çıkarabilir bu bilim çetesini?
Valla çok zor. Bilim insanlarının kendi sorumluluklarını çok iyi bilmesi, özgün araştırmaların öne çıkarılması ve intihal yapmış olan kişilerin de kim olursa olsun üzerine gidilmesi gerekir. Son dört yılda 22 bilim insanı intihalden dolayı ceza görmüş. Açılan soruşturma sayısı 70. Bu, iyi bir gelişme.
Ama yeterli değil galiba?
Değil. İntihallerin önüne geçebilmek için çok sıkı önlemler alınması gerekiyor. Eğer siz baştan iyi yetiştirirseniz bilim insanını sonuçta o da intihallere karşı mücadele verir konuma gelir. Bize göre profesör ve doçent olmayı güçleştirmek gerekir. Herkesin profesör olmaması gerekir. İngiltere'de bugün Prof. sayısı çok azdır. Doktora çok önemlidir. Doktorayı çok önemli bir pozisyona getirip, insanların öğretim üyesi kadrosuyla ders vermelerini sağlamak lazım. >>>
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Teşekkür ederiz.