NEDEN ?

https://plagiarism-turkish.blogspot.com


Yükseköğretimde Gözetim ve Denetim - Yasal Çerçeve ve Uygulamalar -
Devlet Denetleme Kurulu Raporu (2009) lütfen tıklayın
2547 sayılı Kanun’da öğretim elemanlarının disiplin suçlarına ilişkin yapılması düşünülen değişiklikler hakkında Bilim Akademisi’nin raporu (2016) lütfen tıklayın

11 Ekim 2007

Prof. Dr. İzge Günal - Tek yöntem intihal değil (Yarınlar)

Geçtiğimiz aylarda fizikçiler arasında önemli sayıda ismin intihalle gündeme gelmesi, konuyu yeniden öne çıkardı. Akademinin arka yüzünde neler oluyor?
Aslında intihal akademik yolsuzluk türlerinden sadece birisidir. Madem güncel, önce intihalden başlayalım. İntihal, başkasının eserinin tümünü ya da bir parçasını kendisine aitmiş gibi göstermektir. Burada hiçbir emek sarf etmeden, düşünsel faaliyette bulunmadan başkasının üretimine el koyma söz konusudur. Yani açık bir biçimde hırsızlıktır; fikir, düşünce hırsızlığıdır. Diğer türler içerisinde; fabrikasyon veya masabaşı üretim diye adlandırılan uydurmacılık, falsifikasyon diye bilinen verilerin saptırılması, traşlama diye adlandırılan hipotezi desteklemeyen verilerin saklanması, salamlama olarak adlandırılan bir bütün oluşturan çalışmanın parçalara bölünerek yayınlanması, duplikasyon olarak bilinen aynı çalışmanın birden fazla yerde yayınlanması, kıyak yazarlık diye bilinen bir kişinin hiçbir emeği olmadığı veya emeği geçse bile yazar olmaya yetecek kadar emeği olmadığı bir çalışmaya isminin yazılması ve bunun tam tersi emeği geçen kişilerin çalışmada isminin yer almaması yer almaktadır. Sanırım burada önemli olan akademik yolsuzluk türleri arasında, topluma ve bilim dünyasına verdiği zararlar açısından bir ayrım yapmak gerekiyor. Bu açıdan bakıldığında bu türler arasında uydurmacılık, verilerin saptırılması ve traşlama daha önemli hale gelmektedir. Bu üç türde de literatüre gerçeği yansıtmayan veriler sunulmaktadır. Bunlarda zarar tüm bilim dünyasını etkilemektedir. Örneğin; hiç yapılmamış bir deneyin sonuçları yapılmış gibi yayınlandığında (uydurmacılık) veya deney yapılıp sonuçlarla oynanıp yayınlandığında (saptırmaca veya traşlama) dünyanın herhangi bir yerinde başka birisi bu deney sonuçları üzerine bir başka çalışma planladığında sonuç hüsran olacaktır; çünkü zaten temel alınan çalışma yoktur ve/veya gerçeği yansıtmamaktadır. Diğer akademik yolsuzluk türleri aşırma (intihal), salamlama, duplikasyon, kıyak yazarlık veya hayalet yazarlık da elbette çok ciddi suçlardır. Ancak burada yayın içindeki bilgiler doğru olduğu sürece bilim dünyasına verilmiş büyük bir zarar yoktur. Örneğin; aşırmada aşırılan kişinin hakkı gasp edilip, aşıran kişi haksız bir yarar sağlamıştır. Ancak, üçüncü şahısların bundan bir zararı olmaz. Benzer durum, salamlama, duplikasyon ve kıyak yazarlık için de geçerlidir; burada sadece haksız bir biçimde kişilerin yayın sayısı artırılmaktadır.
Akademik işleyişin kendisi yolsuzluğu teşvik ediyor olabilir mi? Yani neden oluyor tüm bunlar?
Akademik yolsuzlukların neden yapıldığı konusu da içinde bulunulan topluma göre değişir. Örneğin; ABD gibi, çalışmaların büyük şirketlerden alınan fonlarla yürütüldüğü ülkelerde akademik yolsuzluk ciddi bir gelir kaynağı olabilir; bu durum, akademik yolsuzluğu teşvik eden faktörler arasında sayılmaktadır. Akademik yükselme hırsı, nedenler arasında öne sürülen diğer bir faktördür. Ancak, Türkiye’de akademik yükseltmelerde ölçüt kullanılması son beş, altı yılın gerçeğidir. Kaldı ki, konulan resmi ölçütler de gerçek anlamda çok basittir. Bu nedenle bunun da Türkiye’de akademik yolsuzluğun nedenlerinden biri olabileceği ama esas nedeni olamayacağı düşüncesindeyim. Sanırım esas neden, tabi Türkiye için, ciddi bir bilgi üretme geleneğinin olmayışıdır. Tüm dünyada toplumsal yapının gelişimiyle ve dayatmasıyla ortaya çıkan üniversite ve bilgi üretimi Türkiye’de üst yapı belirlemesiyle oluşmuştur. Toplum içinde bilgi ne kadar değerli ise, toplum ne denli hurafelerden uzak ise, yaşam ne kadar bilgi temelli ise akademi de o oranda bilgi üretir. Aksi durumda bilim karşıtlığı egemen olur. Bilim karşıtlığı derken kastettiğim astroloji vs. gibi sahte bilimler artı var olan bilimsel üretim sürecinin sahtekarlıkla sabote edilmesidir. Özetle bilgi üretiminin toplumsal karşılığının ve geleneğinin olmamasının temel sorun olduğu kanısındayım.
Akademik yolsuzluğun yasalarda ve YÖK yönetmeliğindeki yaptırımları nelerdir?
TC yasalarında akademik yolsuzluk bir suç olarak tanımlanmıyor. Bu nedenle de etik kurullardan ceza alan kişilerin cezaları mahkemelerce iptal ediliyor. Çünkü, bunların bir tanesi hariç diğerlerinin yasalarda karşılığı yok. Sadece aşırma (intihal) fikri mülkiyet hakları içerisine giriyor. Ancak, bunun da yargıya götürülebilmesi için, bizzat kendisinden aşırılan kişinin dava açması gerekiyor. Aşırma ne derece büyük olursa olsun, üçüncü şahısların konuyu yargıya taşıma hakları yok. Çünkü böyle bir durumda yargı açık bir biçimde “tamam burada aşırma olabilir ancak bundan sana ne” diyor. YÖK disiplin yönetmeliğinde de yine sadece aşırma bir suç olarak tanımlanıyor ve cezası ağır; ‘aşıran kişinin öğretim üyeliği ile ilgisi kesilir’ diyor. Bu maddenin nasıl işletildiğine geçmeden önce şu noktaya bir kez daha dikkat çekmek istiyorum. Daha ciddi bir akademik yolsuzluk türü olan uydurmacılık, saptırmacılık ve traşlama ile biraz önce söz ettiğim diğer yolsuzluk türleri hiçbir şekilde, hiçbir yönetmelikte suç olarak tanımlanmıyor. Gelelim YÖK disiplin yönetmeliğindeki maddenin nasıl işletildiğine; herhangi bir aşırma olayı saptadığınızda, konunun geleceği bütünüyle ilgili üniversitenin rektörünün elindedir. Siz konuyu YÖK’e bildirseniz bile, hatta ilgili rektörlüğün bu konuda hiçbir işlem yapmadığını, hatta rektörlüğün de bu sürecin bir parçası haline geldiğini YÖK’e bildirseniz bile YÖK hiçbir soruşturma yapmadan dosyayı yine ilgili rektörlüğe yollayıp onun yanıtını da size iletmektedir. Bu durumda eğer akademik yolsuzluk yapan kişi rektörlüğe yakınsa hiçbir şekilde hakkında hiçbir cezai işlem yapılmamaktadır.

!

Türkiye yırtıcı, şaibeli, sahte ve fake dergilerde en çok yayın yapan 3. ülke

Predatory journals: Who publishes in them and why? - Selçuk Beşir Demir Dünyanın en prestijli dergilerinden biri olan Elsevier tarafınd...

Predatory journals: Who publishes in them and why?

.....................................................................


...
...
...

* Rastgele Yazılar


  • Yrd. Doç. Dr. Fatih Gürsul - Akademik atıf çeteleri: Türkiye'deki bilimsel dergiler, duvar gazetesi olmasın (Newsweek Türkiye)

    ODTÜ Enformatik Enstitüsü' nce 2010'da hazırlanan, tıp fakülteleri hariç "Türkiye'nin en iyi üniversiteleri" sıralaması hayli ilginç; çünkü çarpıcı bir tablo ortaya çıkıyor. Listede Çankaya Üniversitesi 11., Atılım Üniversitesi 13., Niğde Üniversitesi 15., Bartın Üniversitesi 22., Batman Üniversites... DEVAMI>>

  • İnternette İntihal Çok Yaygın (SABAH)

    TRIB GABRIEL - The New York TimesRhode Island College'daki birinci sınıf öğrencisi, bir internet sitesinin evsizlerle ilgili Sıkça Sorulan Sorular kısmından alıntı yaptı ve sayfada yazar belirtilmediği için kaynak göstermeye gerek duymadı. Chicago'daki DePaul Üniversitesi'nde bir öğrencinin int... DEVAMI>>

  • Zülfü Livaneli - Aaaaa! Türkiye üç kutuplu olmuş! Hayret! (VATAN)

    Ciddi ülkelerde “plagiarism“ yani intihal son derece önemli bir suçtur. Bir başkasının fikrini, kendi fikriymiş gibi sunan profesörler üniversiteden atılır, gözden düşerler.Çünkü bu, ağır olduğu kadar yüz kızartıcı bir suçtur.Ama cennet vatanımızda, her konuda olduğu gibi fikir alanındaki hırsızlıkl... DEVAMI>>

  • Bilimsel Ahlaksızlığın Gri Mecraları

    NTV BİLİM, EKİM 2010_______________________________________ Murat ErenKapsamın genişliğine ve yöntem zenginliğine rağmen “bilimsel hırsızlık” dendiğinde herkesin aklında bir şeyler canlanıyor. Bilimde hırsızlığın nasıl gerçekleştirilebileceğine dair bolca örnek sunan Türk akademisyenlerinin, bu konu... DEVAMI>>

  • Prof. Dr. Selçuk Candansayar - KESTİRMEDEN BİLİMCİ OLMAK

    NTV BİLİM, Haziran 2010 Olmayan cihazlarla, hayalet hastalarla araştırma yapmanın, saygın kitaplardan kaynak göstermeden aşırmanın inceliklerini bilimci adayları öğrenmeli. Hazır "yapılmışı" varken "bilim yapmaya uğraşmanın" hiç gereği yok. Otuz yıl kadar önce, Üniversite Seçme Sınavı'nda en yüksek... DEVAMI>>

  • Murat Bardakçı - Çakma tuğra, otlak fermanından makaslanmış (HABERTÜRK)

    >>>>>>  Hadiseyi arşivdeki yabancı araştırmacıların basiretsizliği, cahilliği yahut birşeyler yapıyormuş gibi görünüp takdir görme çabası şeklinde yorumlayabilirsiniz ama böyle bir cür'etin neticesi bir hayli ağırdır. Arşivlerimizin saygınlığının yerle bir olması, belgelerimiz... DEVAMI>>

  • Prof. Dr. Levent Doğancı - 2. TEKZİP METNİNE II. YANIT

    Bilim ve Gelecek Dergisi’ nin 2010 Temmuz sayısı B  94 - 95 sayfalarında yer alan ve “en iyi savunma saldırıdır” şeklinde tarif edebileceğimiz cümlelerin birçoğunda, değerli okuyucu kitlesini çok yanlış düşüncelere yönlendiren suçlamalar bulunmaktadır:1. Yardımcı Doçent Doktor Fatma Ülger ... DEVAMI>>

  • Orhan Bursalı - Haber İçin Mahkeme Kararı mı Gerekli? (Cumhuriyet)

    Bu köşede yazılacak tonla konu varken bir de tekzip hakkının kötüye kullanılmasına izin veren mahkeme ve kararlarıyla ilgilenmek, doğrusu ancak kaotik bir Türkiye’de hemen hiçbir kurumda işlerin düzgün yürümediğinin göstergesi olsa gerek...Mustafa Helvacı adında kişi hakkında belgelere dayalı olarak... DEVAMI>>

  • Doç. Dr. Doğan Yücel - Bilimsel dergilerde hakemlik süreci üzerine...(CBT)

    Cumhuriyet Bilim Teknik, 25.6.2010Bilimcinin bilimsel faaliyetlerinin en somut göstergelerinden birisi, hakemli bilimsel dergilerde çalışmalarını yayımlayabilmesidir. Bilimsel çalışmanın yayın ile taçlanması için, yazarların yanı sıra, editörün ve hakemlerin emeğine gerek vardır. Editör, kararında, ... DEVAMI>>

  • Prof. Dr. Levent Doğancı - Tekzip Metnine Yanıt - BİLİM VE GELECEK

    BİLİM VE GELECEK, Haziran 2010; Sayı: 76 Sayfa: 92-94'TEKZİP METNİ'NE YANIT:Birinci paragrafta anlatılan olayların (yani yayın aşamasında posterden yayına gidilmesinin, etik kurul onayının olmasının vs.) Bilim ve Gelecek Dergisinde Eylül 2009 tarihinde yayınlanmış eleştirilen konu ile hiçbir ilgisi ... DEVAMI>>

  • Tekzip Metni - BİLİM VE GELECEK

    BİLİM VE GELECEK, Haziran 2010; Sayı: 76 Sayfa: 92-94Tekzip MetniEylül 2009 tarihinde derginizin 67. sayısının 49-51. sayfalarında Prof. Dr. Levent Doğancı tarafından “Yayın etiği, ve yasal açıdan kopyala yapıştır ve aşırma” başlıklı bir yazı yayımlanmıştır. Yazının içeriğinde ise “Bunun somut örneğ... DEVAMI>>

  • Yalçın Doğan - İntihalin Mardin’deki adı (Hürriyet)

    SANKİ inşaat ihalesi, oysa bilimsel bir araştırma. Bilimsel araştırmalar da, bu devirde, herhangi ticari bir proje gibi ihaleye çıkıyor. İhaleyi yapan DPT ya da bakanlıklar olabilir. Bilimsel araştırma projesi vermek için, devletin kurumları, bilimsel araştırmayı yapacak ekibin yanında ya bir ar... DEVAMI>>

  • 'Köşke Saygısızlık Olur' Diye Ayrıldı

    Prof. Özgenç, Türk-Alman Üniversitesi rektör adaylığının ardından YÖK üyeliğinden de ayrıldı. Olayın perde arkasından ise Alman Büyükelçi Cuntz çıktı. . DEVAMI>>

.


.