NEDEN ?

https://plagiarism-turkish.blogspot.com


Yükseköğretimde Gözetim ve Denetim - Yasal Çerçeve ve Uygulamalar -
Devlet Denetleme Kurulu Raporu (2009) lütfen tıklayın

2547 sayılı Kanun’da öğretim elemanlarının disiplin suçlarına ilişkin yapılması düşünülen değişiklikler hakkında Bilim Akademisi’nin raporu (2016) lütfen tıklayın

Bilim Akademisinin Sahte Belge ve İmza Üretimi Hakkındaki Açıklaması (2025) lütfen tıklayın

“Sahte Diploma Soruşturması” Hakkında Kamuoyu Bilgilendirmesi - Türkiye Barolar Birliği (2025) lütfen tıklayın

7 Ağustos 2025

Prof. Dr. Şebnem KORUR FİNCANCI - Şimdi de bilimsel(!) çete (EVRENSEL)

Çetelerden çete beğenmeye başladık artık. Bir de özgürlüklerimizin kısıtlandığından yakınıyoruz. Her konuda destek alabileceğimiz çetelerimiz var halbuki. Siz paradan haber verin! Elbette arada anlaşmazlıklar olmuyor değil, hatta tüketici hakları ile ilgili platformlara yansıyan şikayetler de olmasa ne bu anlaşmazlıklardan ne de çetelerin kılcal damarlarımıza kadar yayıldığından haberdar olacağız. Oylarımızla seçilmiş olanlar hapsedilip, otuz küsur sene önce aldıkları diploma yatay geçiş kurallarını ihlal ettiği gerekçe gösterilerek ne kadar ahlaklı olduklarını ilan etme aracı kılınırken, çetelerden hizmet alan bilinçli (!) tüketici şikâyet edince birden ortalığı yüzlerce, belki de binlerce sahte diploma ve unvan pisliğinin kokusu sardı. Sahte diplomalar ne zaman üretilmeye başlandı tam olarak bilmiyoruz ama son on on beş yıl içinde bilimsel yayın ve toplantılar konusunda ciddi bir kirlenme olduğu zaman zaman bu konuda yayımlanan araştırmalarla önümüze geliyordu. 

Şimdi gündemimize giren 65 kişilik bir çetenin hukukçudan mühendise, öğretmenden eczacıya, yüzlerce kişiye sahte akademik derece sağladığı, sadece 400 kişinin bu şekilde ‘profesör’ ve ‘doçent’ unvanı aldığı iddia ediliyor. İletişim Başkanlığı’na bağlı olarak faaliyet gösteren Dezenformasyonla Mücadele Merkezi, “Soruşturma kapsamında şüpheli sıfatıyla işlem yapılan 220 kişi arasında Türkiye’de hiçbir akademisyen bulunmamaktadır. Soruşturma kapsamında 57 sahte üniversite diploması, 4 lise diploması ve 108 sahte sürücü belgesi düzenlendiği tespit edilmiştir. İki kişi dışında, düzenlenen hiçbir diplomanın herhangi bir meslek ifasında kullanıldığına dair bir tespit de bulunmamaktadır” açıklaması ile yüreğimizi soğutmaya çabalasa da sahte belgenin ötesinde bir durumdan da söz etmek gerekiyor. 

“The World Academy of Science, Engineering and Technology” veya kısa adıyla WASET yağmacı/yırtıcı açık erişimli dergi yayıncısı olarak çok fazla karşımıza çıkıyor. Ayrıca pek çok toplantı düzenliyor ve bu toplantıları zamanın Rus generali Potemkin’e atıfla Potemkin Kasabası olarak adlandırıyorlar. Göz alıcı bir kabuk... WASET Türkiye’den bir şirket ama ticari kaydı Azerbaycan’da, internet kaydı ise Dubai’de. Bir grup gazeteci 2018’de yaptıkları bir araştırma ile bu şirketi “Sahte Bilim Fabrikası”[1] olarak adlandırıyorlar. Ancak bu sahtekarlığın bizim topraklarla sınırlı olduğu da sanılmasın. “Makale Değirmeni” olarak adlandırılan bir sahtekarlık üzerine birkaç gün önce “the Proceedings of the National Academy of Sciences- Ulusal Bilimler Akademisi Bildiriler Kitabı”nda yayımlanan bir çalışma durumun tüm dünyada çok ciddi boyutta kaygı verici bir aşamaya geldiğini gösteriyor. Simsarlar, editörler ve yazarlar bir piyasanın gittikçe yaygınlaştığını gösteriyor. PLOS ONE üzerine yoğunlaştırdıkları çalışmada mimli editörlerin 2024 yılında elinden geçen yayınlar tümünün % 1,3’ü iken geri çekilen makalelerin üçte biri bu editörler tarafından değerlendirilmiş. Çete denebilir elbette, 35 kişilik bir ekip yedi başka yayıncı ile 4000’in üzerinde makale yayımlamış.

Akademik unvanın yayın sayısına indirgendiği, bir akademisyende olması beklenen bilgi, beceri ve etik değerlerin süreçte sorgulanmadığı koşullarda, bu makale değirmenlerinin ortaya çıkması kaçınılmaz. Elbette rekabetin alabildiğine kışkırtıldığı bir dünyada, akademik ortamların da bu rekabetten payına düşeni alması, yarışmanın içerik değil sayıyla ölçülebilir kılınması bu sayıları tutturmak için aracı kurumların-çetelerin ortaya çıkmasını da kolaylaştıracaktır. Gramsci’nin interregnum (fetret) ve canavarlar çağı dediği bu olsa gerek... Bilgiyi değil onun kabuğuna dair göstergeleri, hakikati değil kurgulanmış yalanları yeğleyen bir dünya sorgulamaktan uzak insanlarıyla kolayca yönetilebilir. Potemkin kasabası yol boyunca taşınabilir diye düşünse de general, o kabuğu kaldırıp altında ne var diye bakanlar hala var. Bu canavarlar çağında çetelerin varlığı değil, varlığının ortaya konamaması bizi kaygılandırmalı.

Dipnotlar:

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Teşekkür ederiz.

!

Türkiye yırtıcı, şaibeli, sahte ve fake dergilerde en çok yayın yapan 3. ülke

Predatory journals: Who publishes in them and why? - Selçuk Beşir Demir Dünyanın en prestijli dergilerinden biri olan Elsevier tarafınd...

Predatory journals: Who publishes in them and why?

.....................................................................


...
...
...

* Rastgele Yazılar




.