11 Şubat 2022
Sultan UÇAR- Akademide tez borsası! (SÖZCÜ)
Türkiye, 84.6 milyon nüfusunun 28 milyonu yani her 3
kişiden 1'i öğrenci olan bir ülkedir. Öğrenci sayımız, Norveç'ten
Finlandiya'ya, İsveç'ten İsviçre'ye dünyada 150 ülke nüfusunu geride
bıraktı. İktidarın 3-5 yılda sayısını 215'e çıkarılmakla övündüğü
üniversitelerde 8.4 milyon öğrenci var. Yani ülkedeki her bin kişiden
99'u üniversitede okuyor. Almanya ve Fransa'da 40'ı, İngiltere'de 39'u,
AB ülkelerinde ise bin kişiden 38'i üniversite eğitimi alıyor. Erdoğan,
“Şansölye Merkel'e, ‘Bizim 8 milyon 400 bin üniversite gençliğimiz var'
dediğimde böyle bir üfledi, şaşırdı. Bizim eksiğimiz nerede? Keyfiyette”
demişti. Şaşkına çevirip, üfleten üniversitelerimiz gerçekten bir
üniversite mi?
KEYFİYET SORUNU
Atanmış
rektörler, hısım akraba akademisyenler, işsizlik garantili gereğinden
fazla öğrenci sayısına bakılınca Türk yükseköğretim sisteminde gerçekten
de çok ciddi bir ‘keyfiyet' sorunu var. Türkiye'deki her 3
üniversiteden 1'ini hâlâ bilimsel yayını ‘sıfır' olan 68 rektör ve tek
bir yayını dahi atıf alamayan 72 rektör yönetiyor. Ülkedeki her 3
üniversiteden 2'sini yöneten rektörlerin akademik varlığı kabul
görmüyor. 84 milyon nüfuslu Almanya'da 2.8 milyon, Türkiye'nin 1/3'i
kadar üniversite öğrencisi var. Öğrenci sayısı azlığı Almanların
stratejik zayıflığı olamaz. Mantar gibi üniversite açanlar sonunda
gerçeği görüp yeni Yükseköğretim Yasası için Ankara'da gizli bir çalışma
başlattı.
REKORLAR REKORLAR
Üniversitelerdeki
sayısal artış istihdam dengesini bozdu. Niteliksiz makale, tez ve yayın
sayısı da akademinin ayarlarını bozdu. Türkiye'nin akademik beyni YÖK
Ulusal Tez Merkezi'nde 594 bin 588 tez var. YÖK'ün kurulduğu 1982'de
yılda 487 tez yazıldı. AKP'nin iktidara geldiği 2002 yılına kadar bu
sayı 14 bin 443 yüksek lisans ve doktora tezine çıktı. İktidarın sözde
reformlarıyla 2019 yılında bir anda yılda 75 bin 625 tez yazıldı. Sonra
2020'de 39 bin 635'e, 2021'de 42 bin 736 derken 2022'nin Ocak ayında
248'i yüksek lisans, 54'ü doktora, 40'ı tıpta uzmanlık, 3'ü sanat, 6'sı
diş hekimliği 351 tez daha bir ayda jüriden geçti. Bilimsel araştırma
rekoru mu kırıyoruz yoksa Türkiye'de bir tez yazma fabrikası mı kuruldu?
İnceleyelim.
KARGODAKİ TEZ
Sermayesi
öğrenci olan yıllık 300 milyon lira cirolara çıktığı iddia edilen tez
pazarı gerçeğiyle acil yüzleşilip, intihal yani aşırma/bilimsel
hırsızlık ve akademik unvan gaspı durdurulmalıdır. Yüksek lisans,
doktora tezleri para karşılığı yazılıp jürilerde alkışlarla, jet hızıyla
oylanıp, onaylanıyor. Türkiye artık parayı bastıranın hukuk,
öğretmenlik, ekonomi, mühendislik, tıp gibi ihtisas meslekleri dahil her
alanda yüksek lisans ve doktora tezi yazdırabileceği bir ülke oldu.
Parası mı? Bölüm, konu, teslim süresi ve üniversitesine göre değişiyor.
Lisans 2 bin lira, yüksek lisans 4 ile 15 bin lira ve doktora tezi 15
ile 30 bin liralara yazılıyor. İntihal oranı hesaplanıp, bastırılıp,
pizza siparişi gibi kargodan tez teslimatı yapılıyor.
GİZLİLİK PRENSİBİ!
Tez
yazdırmak isteyenler internetten istediği şirketi seçiyor. Yasal işlem
yapılmayan tıkır tıkır işleyen bir tez borsası kurulmuş. Sayıları tam
bilinmese de bu işi yapan 50'den fazla şirket var. Onlardan bir kaçına
sadece, ‘Merhaba' dedim, bir kaç saniyede dönüldü. Ekiplerinde 30
kişilik doktor, doçent hatta profesör olduğunu iddia edip, jüriden geçme
garantisi verdiler. “Öğretmenim, duyulursa atılırım” dedim. “Gizlilik
prensibimiz, korkmayın hocam” diye cesaretlendirdiler. “Sahte, intihal
tezlerin bilim insanı niteliğindeki düşüşe etkisini kanıtlamak
istiyorum” gibi yaptıkları yasa dışı işi hatırlatan bir tez konusu
söyledim. Asgari ücretten düşük, 4 bin 100 liraya yazacaklarını
söyleyip, “Niteliksizliği kanıtlarız” dediler.
FREN PATLADI
Dünyada
akademinin kurucusu Platon'un adını taşıyan tez yazma şirketi bile
kurulmuş. “Kulağa hoş gelmese de şu bir gerçek ki, para karşılığı tez
yazıyoruz. Tez yazmak her babayiğidin harcı değil” diyerek, referanslar
veriyorlar. Paralı tez yazma işine akademisyenlerin karıştığına inanmak
istemedim. Profesör, doçent hocalarımıza sordum. “Tez yazmamız için bize
de teklif geliyor. Tezine göre paranın bir kısmı hocaya veriliyor”
diyerek doğruladılar. Şirketleri suçlamayıp, “Doktoralılar işsiz. Vakıf
üniversiteleri zam yapmadı. Ek gelir için devlette saati 124 liraya
derse giriyoruz. Elektriğin bu kadar pahalı olduğu bir ülkede geçinmek
zorundayız. Artık, ‘etik değil' diyemiyoruz. Tez yazmak ne? Bu gidişle
gece taksiye bile çıkacağız” diyorlar. Taksi direksiyonlarında
atanamayan öğretmenlerden sonra doçent, profesör görürseniz hiç
şaşırmayın. Atatürk'ün 90 yıl önce İsviçre'den Prof. Dr. Albert
Malche'yi getirip temelini attığı Türk yükseköğretim sisteminin freni
patladı!
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
!
Türkiye yırtıcı, şaibeli, sahte ve fake dergilerde en çok yayın yapan 3. ülke
Predatory journals: Who publishes in them and why? - Selçuk Beşir Demir Dünyanın en prestijli dergilerinden biri olan Elsevier tarafınd...
Predatory journals: Who publishes in them and why?
.....................................................................
...
...
...
* Rastgele Yazılar
.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Teşekkür ederiz.