|
Solvay konferanslarının en ünlüsü yeni ortaya çıkan kuantum teorisinin
tartışıldığı beşinci Solvay Konferansıdır (1927). Toplu fotoğrafta
görülen 29 kişinin 17si Nobel Ödülü kazanmış bilim insanları. Detaylar |
Akademik camiada araştırma sonuçlarının sunumu için iki önemli yol vardır.
- İlkinde araştırma sonuçları akademik bir dergide, hakemlerin
denetiminden geçtikten ve editörce uygun bulunduktan sonra yayınlanır.
Bu şekilde sonuçlarınıza prensipte bütün dünya ulaşabilir. Fakat makale
yazarken yer kısıtlamaları nedeniyle bazı kısımları özet olarak geçmek
zorundasınızdır. Bu da çalışmanızın detaylı bir tartışma ortamına
girmesine pek olanak sağlamaz.
- İkinci bir yöntemde ise, çalışmanızı bilimsel bir toplantıda sözel
veya bir poster çerçevesinde sunarsınız. Bu daha kısıtlı bir dinleyiciye
hitap eder ama toplantıda zaten konunun uzmanları bulunacağı için, iyi
bir etkileşme ve işbirliği ortamı yaratır.
Doğal olarak akademisyenler bu iki kanalı da yoğun olarak kullanırlar.
Bilimsel kongreler ve düzmece kongreler
Bilimsel kongreler nasıl düzenlenir? Öncelikle yoğun emekle!
Kongre düzenlenecek alanda mümkün olduğu kadar uzman insanları bir
araya getirmeye çalışacaksınız, gençlere araştırmalarını sunma olanağı
sağlayacaksınız, maddi kaynak bulacaksınız vb. gibi pek çok işle
uğraştıktan sonra ortaya başarılı bir konferans çıkar. Bu emeğin
karşılığı olarak akademisyenler parasal bir kazanç sağlamaz. Bilimsel
işbirliği ve paylaşım için önemli olduğu için bu zahmete katlanırlar.
Bu kongre düzenlemenin “teorik/ütopik” kısmı. Bu yazının konusu ise
bundan çok farklı şekilde yaşanan bir nevi trajikomik gerçek durum.
Kongreler için son zamanlarda ülkemizde ortaya çıkan bir
sınıflandırma ulusal/uluslararası ayırımı oldu. Eğer katılımcılar
Türkiye’deki kurumlardansa ulusal, yabancı katılımcılara da açıksa
uluslararası oluyor. Bu çok önemli değil gibi gözükse de günümüzde moda
olan performans değerlendirmelerinde çok önemli rol oynuyor, kaynak
bulmada da uluslararası sıfatını kazanmak neredeyse şart gibi.
Bu satırların yazarlarına sorarsanız esas önemli olan kongre
katılımcılarından üç beş tanesinin farklı ülkeden olmasından ziyade
kongrelerin kandırmaca değil bilimsel olması gerektiği.
Elinizi otomatik sözcük tamamlama özelliği açık olan akıllı(!)
telefonunuza götürün. Atom, molekül gibi birkaç teknik terim yazın ve
otomatik tamamlama özelliği ile rastgele kelimelerle cümleyi tamamlayın.
Bu şekilde oluşturacağınız bir sayfalık özet bilimsel (!) bir kongrede
konuşma yapmanız için kabul edilecek. İnanması güç fakat 2016 yılında
Yeni Zelanda’dan bir araştırmacı rastgele sözcüklerle oluşturulmuş bir
metinle aslında bu tür kongrelerin hiçbir bilimsel kriter uygulamadığını
ispatladı.
Dünyada ve ülkemizde akademik yükseltme kriterleri bilimsel
çalışmanın niteliğinden ziyade kaç adet makale yayınlandı veya kaç
kongrede sunum yapıldı sayısına indirgendikçe özellikle “uluslararası
konferans” adı altında akademik yozlaşmanın ayyuka çıktığı konferans
sayısı arttı.
Bilimsel saygınlığı muhafaza eden toplantıları bir kenara koyarsak,
günümüzde bilimsel konferanslar konusundaki yozlaşma iki yönlü olarak
kazan-kazan kapısına dönüşmüş durumda. Bu tür bir kongreyi düzenleyen
organizatör için akademik anlamdaki kazanımlardan ziyade önemli olan bu
kongre sonunda ne kadar maddi kazanç elde ettiği. Bilimsel amaç peşinde
koşmayan bu toplantılar, hedefi yalnızca akademik yükseltmeyi hedefleyen
ve gerçek anlamda bilimsel bir kongrede çalışma bazında yeterli olmayan
akademisyen kadrolarındaki bireyler için düşük hatta yok denecek kadar
az akademik kriterlerinden dolayı cazip bir kapı haline geldi.
Bu tür kongrelerin bir bölümü “ne olursan ol gel yeter ki bize
katılım ücretini transfer et” mantığı ile mimarlık, fizik, inşaat
mühendisliği gibi araştırma konuları anlamında birbirinden çok uzak
akademisyenleri kongrelerine kabul ediyorlar.
Bir bilim dalının altında katkısı olan çok sayıda farklı alan
olabilir fakat bu kongreler mantıkla bağdaşmayacak geniş bir konu
yelpazesinde düşük bilimsel kriterlerle düzenleniyor. Bu kongrelerin
davetli konuşmacı profilleri farklı ülkelerden olsalar da dünya çapında
isim yapmamış hatta bilimsel performansı orta düzey bir kongrede sözel
sunum yapmaya yeterli olmayan kişiler olduğu görünüyor. Oysa bir
bilimsel toplantının en önemli tarafını o kongrenin davetli
konuşmacıları oluşturur.
Bu tür uluslararası konferanslara dünyadan örneklerden biri conferenceseries.com. “predatory meetings / yağmacı toplantılar” adı altında çok sayıda akademisyenin dikkatini çekmiş ve hakkında defalarca yazılar yazılmış olmasına rağmen hala katılımcı buluyor.
Bir başka örnek ise Tayvan merkezli International Academy
Institute’den. Çok sayıda ipucuyla bu kongrelerin “uydurma” oldukları
açık, fakat dikkatinizi bir noktaya çekmek istiyoruz. Bu enstitü aynı
zaman aralığında ve aynı yerde üç kongreyi birden yapmayı başarmış (!).
Tokyo’daki Waseda Üniversitesi’nde 22-24 Temmuz 2015’de yapılan üç ayrı
kongrenin davetli konuşmacısı da Profesör Hajime Tozaki. İşin ilginç tarafı Hajime Tozaki zaten Waseda
Universitesi’nde çalışıyor. Kongre düzenleyecileri ise Tayvan’dan.
Tayvan’da kalkıp Japonya’ya Hajime Tozaki’nin üniversitesine gitmişler
orada aynı anda üç kongre düzenleyip üçünde de Profesör Tozaki’yi
davetli konuşmacı yapmışlar. Kendilerini üç web sayfasınında arka
planında ayrı fotoğraf seçiminden dolayı kutluyoruz. Bir başka çarpıcı
performans Profesör Tozaiki’nin uzmanlık alanının genişliği!
Kongrelerden birincisi ekonomi ve sosyal bilimler, ikincisi mühendislik ve doğa bilimleri sonuncusu da spor ve turizm alanları gibi birbirinden çok çok ayrı alanlar olmasına rağmen bütün alanlarda ana konuşmacı olmayı başarmış.
Akademik camianın içindeyseniz muhtemeldir ki Uzakdoğu’dan veya
Asya’dan size gönderilmiş kongre davet mektupları vardır. Bu
toplantıların bir bölümü sizin son makalenizin başlığını kendi
düzenledikleri kongrede davetli sunumunuzun başlığı olarak ilan
edebilirler. İnternet sayfalarını ziyaret ettiğinizde internetten
alınmış fotoğrafınız ve konuşma başlığınız zaten ilan edilmiş, tek
yapmanız gereken 500 USD civarı kongre katılım ücretini ödemek ve bir
seyahata çıkmak. Hatta isterseniz kongreye bağlı olarak hızlı bir makale
(!) bile yayınlama imkânı sunuluyor. Bu tür bir olay başınıza geldiyse
yalnız değilsiniz.
Türkiye’nin durumu
Bu “ilginç” konferanslar konusunda maalesef ülkemizin de şöhreti iyi
değil. Bir örnek vermek istiyoruz, isimlere girmeden. Bir bilim dalında
“uluslararası” bir kongreyi Türkiye’den bazı akademisyenler düzenliyor,
hem de bir kaç senedir. Hepsi Avrupa’da önemli şehirlerde
gerçekleştiriliyor. Bir tanesinde 80’in üzerinde sunum var adres ve
isimlerden görebildiğimiz kadarıyla sadece ikisinde yazarlar Türkiye’den
değil. Bu kadar insanın bu gezisinin masraflarını üniversitelerimiz
daha doğrusu bizler karşılıyoruz. Bu akademisyenlerin bilimsel bir
tartışma yapmaları için 2500 km yol yapmalarına ne gerek olduğunu da
anlamış değiliz.
Bir kongrenin uluslararası olması için kongrenin yapıldığı
salonun haritada ülke sınırları dışında olması tek ve yeterli bir kural
değildir.
Bu ve benzer konferanslara çok sayıda örnek bulmak mümkün. Bu
satırların yazarlarını üzen bu düzmecenin içinde ülkemizin de adının
geçmesi. Örneğin World Academy of Science, Engineering and Technology -WASET isimli ve her yıl birçok düzmece konferans düzenleyen şirket
Türkiye merkezli. Türkiye bağlantılarına değinilen birkaç kaynak (Media
probes raises questions over quality conferences, EUR scholars
published in predatory journals, Another Predatory Conference Organizer
from Asia: Academic Fora)
Ne yapılmalı?
Bilimsel kongreler ve bu kongrelerdeki bilimsel çalışmalar üzerindeki
fikir alışverişleri yapılan bilimsel çalışmaları yürüten akademisyenin
ufkunun açılması bakımından çok çok önemlidir. Fakat kongre alanındaki
akademik yozlaşmalar maalesef ülkemizde de ciddi anlamda hissedilir
düzeyde. Öyle görünüyor ki karar alıcı kurumların (YÖK, ÜAK ve
Üniversite rektörlükleri) bu konuda ivedilikle önlem almazlarsa ülkemiz
gereksiz yere ciddi maddi külfetlerin altına girmekten kurtulamayacak.
Aynı kaynakların gerçek bilimsel kongrelere ve bu üst düzey kongrelerden
gelecek bilimsel kazanımlara aktarılması ülkemizdeki akademik
çalışmaların kalitesi açısından son derece önemli. Bilimsel çalışmaların
üst düzey olmadığı bir ülkenin teknoloji üretmesinin hayal olduğu
tartışmasız gerçeği göz önüne alınırsa, bilimsel toplantılar üzerindeki
bu akademik yozlaşma tehlikesi daha iyi anlaşılabilir.
Bu bağlamda Hindistan ve Çin hükümetlerinin akademik yozlaşma örneği gösteren dergilerle olan mücadelesi
örnek alınabilir. “Yüksek ücret, düşük kalite” olarak özetlenen bu tür
kongreler ve dergiler için “kara liste” hazırlayarak, bu tür
kongrelerden gelecek akademik puanlar anlamsızlaştırılarak; zaman ve
maddi israfın önüne geçilebilir. Nitekim bu yazı hazırlanırken, YÖK
yağmacı dergi ve konferansların akademik yükseltmelerde
değerlendirilmemesi için çalışmalara başladığını duyurdu.
Ama daha doğru olan, bu tarz suç olmayan ama etik değerlere de hiç
uymayan davranışların karşısına gene akademik toplulukların çıkması ve
durdurmasıdır.
Murat Kılıç (École polytechnique fédérale de Lausanne, Hesaplamalı Kimya ve Biyokimya Laboratuvarı)
Ersin Yurtsever (Bilim Akademisi üyesi, Koç Üniversitesi öğretim üyesi)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Teşekkür ederiz.