5 Haziran 2017
Şahin Aybek - YÜKSEKÖĞRETİM, ÜNİVERSİTELER VE İNTİHAL (Eğitim Ajansı)
Milli
Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz kısa bir süre önce; lisans tezlerinin 2-3
bin, yüksek lisans tezlerinin 3-10 bin TL arasında, doktora ve doçentlik
tezlerinin de 5 binden başlayıp 20 bin TL’ye kadar alınan ücretlerle
yazan sektörün patlama yaptığına dair sorularla ilgili, “Parayla tez yazdıranlar kendilerine kötülük eder.” demişti. Aynı konuyla ilgili YÖK de “Parayla tez yazanların akademisyenlikten çıkarılacağını, para karşılığı tez yazdırılmasının da bir intihal olduğunu” açıklamıştı.
Geçen sene haziran ayında açıklanan Boğaziçi Üniversitesi’nde yapılan
bir araştırma da yüksek lisans ve doktora tezlerinin %34’ünde ağır intihal; yani bilimsel hırsızlık olduğunu ortaya koymuştu. Bu
çalışmayı yürüten Boğaziçi Üniversitesi Eğitim Politikaları Araştırma
ve Uyguluma Merkezi (BEPAM) bu kapsamda 2007-2016 yılları arasında
yazılmış 470’i yüksek lisans ve 130’u doktora tezi olmak üzere 600 tezi
incelemişti. Bilimsel çalışmaların orijinal olmadığını gösteren
benzerlik indeksinde de dünya ortalaması %15 iken bu oran ülkemizde
%28,5 çıkmıştı. Buradan ülkemizde yapılan akademik çalışmalarda ortaya
yeni bir şey konmadığını, yapılan çalışmaların birbirini tekrar eden
araştırmalar olduğunu anlıyoruz. Araştırma sonucunda her 3 tezden
birinin çalıntı olduğu da ortaya konmuştu.
Demek ki Bu İşler Sadece Üniversite Sayısını Arttırmakla Olmuyormuş!
Yukarıdaki
verileri birleştirdiğimizde ciddi bir ahlak sorunuyla karşı karşıya
olduğumuzu görüyoruz. Parayla tez yazdıranlar, bilim hırsızlığı; yani
intihal yapanlar, tez yazmayı bilmeyen öğrenciler, tez yazdırmayı
bilmeyen akademisyenler… Demek ki neymiş; bu işler sadece üniversite
sayısını arttırmak ve bununla övünmekle olmuyormuş. Akademi nicelikten
ziyade niteliğe bağlıdır. Lise açar gibi tabela üniversitesi açmakla
akademik başarı yakalanmaz. Nitelik, bilim etiği ve kurumsal tecrübe
gerektirir. Şimdi bilimsel hırsızlık diye de ele alabileceğimiz intihal
konusunu ele almaya çalışalım.
Üne Kavuşma İsteği İntihale Yol Açıyor.
İntihal
en genel anlamıyla araştırmacının kendi çalışmasında başkalarının
çalışmalarını ilgili kişiyi bilgilendirmeksizin, kaynakça ve dipnot
göstermeksizin kopyalaması veya alıntı yapmasıdır. İntihalin kişinin
bilimsel araştırma yöntem ve tekniklerini bilmemesi, ünlenmek istemesi,
fazla sayıda yayın yaparak para kazanmak istemesi gibi pek çok nedeni
olabilir. Maalesef intihal bizim yükseköğretimimizde de önemli bir sorun
olarak yer almaktadır. Ülkemizde intihali yani bilimsel hırsızlık ve
sahteciliği önleme konusundaki yetki ve sorumluluklar YÖK’tedir. Bilimde
pek çok etik dışı davranış vardır; ama intihali diğerlerinden ayıran özellik atıftır. Diğer
taraftan atıf yapılmadan da intihal yapılabilir. Peki o zaman intihal
(aşırmacılık) nedir? Arapça kökenli bir kelime olan intihal TDK
sözlüğünde aşırmak anlamında açıklanmaktadır. Yani bir eserden,
araştırmadan, çalışmadan kaynak göstermeden alıntı yapmaktır. İntihal
sadece yükseköğretimde değil; eğitim öğretimin her aşamasında olabilir.
İntihalin Sebebi Nedir?
Aslında
bu bir tarafıyla da sistem içinde öğretilen, öğrenilen bir davranıştır.
İlköğretim ve ortaöğretimde öğrencilerimizin kopya çekmeleri,
ödevlerini kes-kopyala-yapıştırla internetten alarak yapmaları ya da
satın almaları adeta yükseköğretimde yapılacak intihalin sinyalleridir.
Kişi intihalle ilgili farkındalığı olmadığı için de intihal yapabilir.
Çocukluktan itibaren bu bilincin eğitim öğretim sistemi içinde verilmesi
gerekmektedir. Bir toplumda hırsızlık olağan karşılanıyorsa doğal olarak insanlara intihal de normal gelecektir ve
akademik yükselmeler için Makyavelist bir yöntem benimsenecektir.
İnsanların aşırı hırslı olmaları, kendilerini ön plana çıkarmak
istemeleri, akademik çevrelerde saygınlık kazanabilmek için fazla yayın
yapmak istemeleri ve proje-sanayi desteği almak; yani maddi çıkar
sağlamak isteği de intihale yol açabilmektedir.
Krallar Değil; Kurallar Ön Plana Çıkmalıdır.
Bir
yerde liyakat, bilgi, tecrübe önemsenmiyorsa ve kurallar net değilse ve
kuralları çiğneyenlere karşı sert yaptırımlar uygulanmıyorsa, herkes
bir an önce yükselmek ve köşeyi dönmek için her türlü etik dışı yönteme
başvurabilir ve kral olmak isteyebilir. Bu nedenle krallar değil;
kurallar ön plana çıkmalıdır. YÖK ve MEB intihalle ilgili sürdürülebilir
strateji ve politikalar belirleyip, istikrarlı bir şekilde
uygulamalıdır. İntihalle ilgili öncelikle intihalin gerçekleşmemesi için gerekli bilincin, farkındalığın oluşturulması gerekmektedir. Diğer
boyutu da intihal olduktan sonra yapılabileceklerdir. İntihalin
özellikle yükseköğretimdeki boyutuyla ilgili olarak genç akademisyenler
bu konuya dair yeterli eğitim almalı, akademisyenler üzerindeki baskı
azaltılmalı ve intihale yol açabilecek maddi sorunlar çözülmelidir.
İntihal engelleme yazılımları yaygın bir şekilde kullanılmalıdır. Etik
derslerine eğitim öğretim sürecimizin her aşamasında ağırlık
verilmelidir. Akademisyenlere ve öğrencilere caydırıcı cezalar
uygulanmalıdır.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
!
Türkiye yırtıcı, şaibeli, sahte ve fake dergilerde en çok yayın yapan 3. ülke
Predatory journals: Who publishes in them and why? - Selçuk Beşir Demir Dünyanın en prestijli dergilerinden biri olan Elsevier tarafınd...
Predatory journals: Who publishes in them and why?
.....................................................................
...
...
...
* Rastgele Yazılar
.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Teşekkür ederiz.