13 Ocak 2016
Pervin Kaplan - Her üniversite kendi intihalini örtecek mi? ( HABERTÜRK)
Bu köşede zaman zaman akademideki “intihal” yani bilimsel hırsızlığa (plagiarism) dikkat çekiyorum. Benim “hormonlu”
diye tanımladığım bazı “akademisyenlerin” Pakistan, Malezya,
Hindistan’da hatta son yıllarda popüler hale gelen Afrika kökenli
dergilerde “500 ile 700 dolar arasında para ödeyerek” makale yayımlatıp nasıl doçent ve profesör olduklarını anlatıyorum.
Türkiye’de yayımlanan bazı dergiler ile yine yurtdışı kökenli ancak
yayın kurulları daha çok Türk akademisyenlerden oluşan dergiler arasında
kurulan “atıf çetesi”nin nasıl işlediğini birçok kez dile getirdim.
Üstelik bu düzmece atıflar ve dergilerin varlığı, bu
“akademisyenlerin başarıları”, Türkiye’nin sınırlarını açmış durumda,
dünya onları tanıyor.
Nasıl mı?
Türkiye’de akademik kariyer yükselmelerinde de kullanılan ISI
(Institute for Scientific Information) Indeksi’nin taradığı dergilerin
veri tabanında bulunduğu Web of Science (WoS) geçtiğimiz yıllarda
Türkiye’den 5, yine Türk akademisyenlerin en çok yayın yaptığı 3’ü
Afrika kökenli 10 dergiyi veri tabanından atmıştı. Çünkü nasıl organize
olup “atıf çetesi” oluşturuldukları artık biliniyor.
Bunları neden mi hatırlatıyorum?
Şu anda Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun önünde bir yasa var. YÖK’ün
hazırladığı 2547 sayılı YÖK Kanunu’na disiplin hükümlerinin eklenmesine
ilişkin kanun çalışması. Rektör ve dekanlar dışındaki tüm
akademisyenlere ilişkin tüm disiplin işlemlerinde yürütme ve karar alma
yetkileri üniversitelere bırakılıyor.
Bu düzenleme “Üniversitelere yetki devri” olarak da yorumlanabilir.
Ancak gerçekten böyle mi olur, yoksa her üniversite “Kol kırılır, yen
içinde kalır” anlayışıyla kendi “intihalini” örter mi?
Bu soru akademideki hırsızlıkları belgeleyen akademisyenlerin oluşturduğu “plagiarism-turkish.blogspot.com.tr” blogunda da şu günlerde en çok tartışılan konulardan birisi.
Tüm Öğretim Elemanları Derneği (TÜMOD) İzmir temsilcisi Prof. Dr.
Kayhan Kantarlı’nın başlattığı imza kampanyasıyla akademisyenler
bilimsel yolsuzlukları önlemek ve bilim etiğini evrensel ahlak normları
temelinde korumak ve denetlemek üzere bağımsız Ulusal Bilim Etiği Kurulu
oluşturulması gerektiğinin altı çiziliyor. YÖK’ün Disiplin
Yönetmeliği ile ilgili yetkilerini üniversitelere devrederken intihal ve
bilimsel sahtecilik suçlarının ayrı tutularak, bu suçların
soruşturulmasını üniversitelere değil kurulacak bu kurula devretmesi
isteniyor.
Akademisyenler bilimsel sahteciliklerin ancak böyle bir kurulla önlenebileceğini dile getiriyor.
“Atıf çetesine” karşı herhangi bir yaptırım olmadığı, hatta bunun
başındakilerden biri olarak dergileri veri tabanından atılan birinin
“rektörlük” yarışında YÖK’ün önüne kadar gelebildiği düşünüldüğünde
akademisyenlerin bilimsel hırsızlıkların üniversitelerde örtbas
edilebileceğine ilişkin kaygılarını paylaşmamak mümkün değil.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
!
Türkiye yırtıcı, şaibeli, sahte ve fake dergilerde en çok yayın yapan 3. ülke
Predatory journals: Who publishes in them and why? - Selçuk Beşir Demir Dünyanın en prestijli dergilerinden biri olan Elsevier tarafınd...
Predatory journals: Who publishes in them and why?
.....................................................................
...
...
...
* Rastgele Yazılar
.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Teşekkür ederiz.