Hele bir derecemiz var ki…
Herkese parmak ısırttı.
Rüyaları süsleyen Harvard, MIT üniversiteleri bile arkamızda kaldı.
Matematik-Bilgisayar dalında dünya ikincisi olduk.
Bu dereceyle tarih yazdık!
Üniversitemiz başarısını yedi kıtaya, yetmiş düvele duyurdu.
*
Bu sıralamayı Hollanda’nın Leiden Üniversitesi’nin “Leiden Ranking” kuruluşu yapıyor.
Tüm üniversitelerin çalışmalarını, bilimsel yayınlarını izliyor.
Puan veriyor, derecelendiriyor.
*
Kuruluş bakmış ki, Türkiye’den Ege Üniversitesi’nin maşallahı var.
Her dildeki dergileri, kitapları bilimsel makaleleriyle doldurmuş.
Son beş senede 300 den fazla yayında bulunmuş.
Böyle çalışkan üniversiteyi de ilk 500’ün arasına koymak hak olmuş.
Ayrıca… Bir de görmüşler ki…
Matematik-Bilgisayar yayınlarında eline su dökülecek gibi değil.
Ve ilan etmişler.
Ege Üniversitesi bu alanda Dünya ikincisidir.
*
Şimdi sağlam durun!
Bu yayınların büyük çoğunluğu Ege Üniversitesi Fen Fakültesi Uygulamalı Matematik-Bilgisayar ana bilim dalından bir öğretim görevlisinin eseri.
Yardımcı Doçent Ahmet Yıldırım.
Kendisi üniversitenin akademik kadrosuna girince adeta motor gibi çalışmış.
Adına 200 den fazla yayın hazırlamış.
*
Hepsi çalıntı!
Oradan buradan araklama!
*
Her bir ülkeden başka hocaların yazılarını tırtıklayıp “kes-yapıştır” usulüyle sözde eser yaratmış, bilimsel kurullara, üniversitelere göndermiş.
Bu uyanık arkadaş hakkında…
İhbarlar gelince, bir de araştırılmış ki doktora tezi de intihal eseri.( Fikir sahtekârlığı, hırsızlığı )
*
Üniversite yönetimi hemen toplanır.
Fen doktoru unvanı iptal edilir.
İtirazı değerlendirilir, reddedilir.
YÖK, kararı onaylar
Çakma hocanın üniversite işi olur mu?
Meslekten ihraç ederler. Yani şutlarlar!
*
Çarpma-çırpmayla elde edilen Dünya İkinciliğinin hikâyesi böyle.
Ancak…
Ortada sindirilemeyecek bir durum var.
Hakkımız olmayan bir dereceyle mi onurlanacağız?
Bu utançla mı yaşayacağız?
Kabulse; dünya âleme kepaze olacağız.
*
Sayın Rektörüm, senatomuzun değerli hocaları.
Üniversitenin bir mezunu, geçmişte okulunda eğitmenlik yapan biri olarak…
Sizden ricamdır.
Bu ödülü usturuplu bir özürle geri verelim.
Yanlışlık olduğunu, çirkinlik yapıldığını itiraf edelim.
Kovduğumuz birinin ahlaksızlığının kurbanı olduğumuzu anlatalım.
Belki itibarımızı böyle kurtarırız.
*
Yok, “ kazanılmış hakkımızdır” diye sessizliği tercih ediyorsanız.
Kusura bakmayın.
O zaman…
Ben bu camianın mezunu değilim.