NEDEN ?

https://plagiarism-turkish.blogspot.com


Yükseköğretimde Gözetim ve Denetim - Yasal Çerçeve ve Uygulamalar -
Devlet Denetleme Kurulu Raporu (2009) lütfen tıklayın
2547 sayılı Kanun’da öğretim elemanlarının disiplin suçlarına ilişkin yapılması düşünülen değişiklikler hakkında Bilim Akademisi’nin raporu (2016) lütfen tıklayın

12 Temmuz 2013

Prof. Dr. Suat Çağlayan - Ege Üniversitesi'nde bir sahtecilik hikayesi - ( ODA TV )

Bilimsel makale yazanlar bir konuyu çok iyi bilirler;
Yazdıkları makalede, başka bir bilimsel araştırmadan ya da kaynaktan yararlanılmışsa onun adını yazmak zorundadırlar.
Eğer yararlandığınız kaynağı açık olarak yazmamışsanız, en büyük bilimsel suç olan ‘intihal, çalma veya aşırma’ ile suçlanırsınız. Yani yaptığınız şey hırsızlıkla eşdeğerdir.
Gelişmiş ülkelerde bunun cezası bilimsel yaşamın sonlandırılmasına kadar gider. Yani ‘bilimsel idam’dır.
Ancak ülkemiz bu konuda-ne yazık ki- kaşarlanmıştır.
Şöyle belleğimizi bir yoklarsak, ‘intihal’ adıyla yan yana getirebileceğimiz önemli(!) kişi sayısının az olmadığını görürüz.
Bunlar arasında, geçmişte bir üniversitede bulunmuş olan bakanlar vardır…
Siyasete soyunmuş yazar çizerler vardır…
Yaptıkları yolsuzluk göğe çıkmış, pişkin köşe yazarları vardır…
Onların ‘bilimsel hırsızlığı’ meşru sayan davranışları bir yana, şu anda bile, bu işi alışkanlık haline getiren sözde bilim adamlarına rastlanmaktadır.
Elimde Leiden Üniversitesi’nin Blog’unda yayınlanan bir yazı var.
4 Temmuz 2013 tarihli yazıda Paul Wouters, bir bilimsel sahtecilik ve intihalden söz ediyor.
İntihal ile suçlanan Ahmet Yıldırım’ın bulunduğu bilimsel kurum, Ege Üniversitesi Fen Fakültesi Matematik ve Bilgisayar Bölümü olarak belirtiliyor.
Yazıda anlatılan olayı özetlemeye çalışayım:
Ege Üniversitesi Fen Fakültesi, Matematik ve Bilgisayar Bölümünde görev yapmış olan Yrd. Doç. Ahmet Yıldırım, son dört yıl içinde 65’in üzerinde uluslararası yayın yapınca dikkati çekmiş.
Çünkü bu dalda bir kişinin bu sayıda yayın yapması-en gelişmiş ülkelerde bile- çok zormuş.
Olayı araştıran yabancı bilim adamları, bu yayınlardan bazılarının başkalarının çalışmalarından alınmış olduğunu görmüşler. Nitekim bu durum ortaya çıkınca o bilimsel derginin yönetimi, bu yazara ait yayını geri çekmiş. Üstelik bu yöneticiler temsil ettikleri dergilerden de ayrılmak zorunda kalmışlar.
Anlaşıldığı gibi, önemli dergilerin yönetimleri, “İntihal veya aşırma” olan bir yazıyı yayınladığı zaman fırtına kopuyor. Yönetim ayrılmak zorunda kalıyor…
EGE ÜNİVERSİTESİ’NİN DURUMU…
Yazıda, Ege Üniversitesi Matematik ve Bilgisayar Bölümü’nün 210 yayın yapmış olduğu, bunun 65’inin Ahmet yıldırım’a ait olduğu yazılı.
Ege Üniversitesi’nin bilimsel sıralaması için de yazıda şunlar söyleniyor.
“Yıldırım’ın bu makaleleri nedeniyle Ege Üniversitesi –alıntı sıralamasında- Stanford Üniversitesi’nin ardından ikinci sırayı aldı. Eğer Yıldırım’ın makaleleri olmasaydı Ege Üniversitesi çok gerilerde olurdu.”
Yazar, Ege Üniversitesi’nden söz ederken “Saygın üniversitelerden biri olmayan üniversite” sözlerini kullanıyor. ‘Böyle bir üniversitede yüksek kalitede yayınlar zaten olmaz’ demeye getiriyor.
****
Bir kişinin yaptıklarından yola çıkarak tüm üniversiteyi suçlayan ve aşağılayan bu yazıyı okuyunca,“E.Ü. acaba bunu hak etti mi?” sorusunu soruyor insan.
 Bunun yanıtını öğrenmek için Rektör Candeğer Yılmaz’ı aradım.
Şunları anlattı;
1-  2010 yılında üniversitelerarası kurula, Ahmet Yıldırım’ı suçlayan bir ‘intihal’ ihbarı gitmiş. Üniversitelerarası Kurul da bu ihbarın soruşturulması için Ege Üniversitesine yazı yazmış.
2-  E.Ü, yaptığı çalışma sonunda intihal iddiasının doğru olduğuna, bu nedenle kişiye ‘görevden ayrılma’ cezasının verilmesinin uygun olacağına karar vererek Yıldırım’ın dosyasını YÖK’e göndermiş.
3-  Bu sırada Ahmet Yıldırım, üniversite yönetimini hem Cumhurbaşkanlığına ve hem de YÖK’e ‘mobbing’ iddiasıylaşikayet etmiş.
4-  Bunun üzerine YÖK, 2011 yılında, dosyayı yeniden incelemiş ve Üniversitenin kararının doğru olduğuna, Yıldırımın görevden kendi rızası ile ayrılmasına karar vermiş. ABD’ye gitmiş olan Ahmet Yıldırım, 2012 yılında dönünce karar kendisine tebliğ edilmiş.
Yani kişinin E.Ü ile olan tüm ilişkisi kesilmiş.
Bu arada Yıldırım yeniden karara yüksek mahkemeye başvurarak itiraz etmiş. Yargı aşaması halen sürmekteymiş.
5-  Bu aşamadayken, Matematik ve Bilgisayar Bölümü, bir doçent kadrosu ilan edince Ahmet Yıldırım da başvurmak istemiş. Ancak başvurusu kabul edilmediği gibi yapılmış olan bir yanlışlığın farkına varılmış.
6-  İntihal kabul edilen çalışmasını doktora tezinde de kullanmış olduğu ortaya çıkmış. Bu anlaşılınca doktorası da elinden alınmış.
Yani özetin özeti olarak söylersek;
Ahmet Yıldırım’ın önce 2012 yılında işine son verilmiş ve sonra da doktora derecesi iptal edilmiş. Mahkeme süreci ise sürüyormuş.
****
Paul Wouters’ın yazısını ilk okuduğumda soğuk terler döktüm.
Çünkü E.Ü. Rektörlüğünün Yıldırım hakkında hiçbir şey yapmadığı, onu hala görevde tuttuğu şeklinde bir izlenim vardı yazıda.
Üstelik koskoca Ege Üniversitesi aşağılanıyor ve saygın üniversitelerden biri olmadığı iddia ediliyordu.
Rektörü dinledikten sonra, üniversiteye büyük bir haksızlık yapılmakta olduğunu gördüm. Hem suçlamalarında ve hem de –hiç hakkı olmamasına rağmen- aşağılamalarında yazarın çizmeyi aşmış olduğu anlaşılıyor.
Leiden Üniversitesi’nin bir sitesinde olması gereken ciddiyet, ne yazık ki, Paul Wouters imzasıyla zarar görmüştür.
Bu intihal olayı nedeniyle üniversitenin hak etmediği bir sıralamaya yerleştiği iddia edilebilir. Ancak, bildiğim kadarıyla üniversitelerde yapılacak olan bilimsel yayınların intihal olup olmadığını denetleyen bir mekanizma yoktur.
İntihal denetimini yapan bilimsel dergilerdir. Onlar bunu özel bilgisayar programları ile yaparlar.
Zaten bunu yapmadıkları için Ahmet Yıldırım’ın çalışmasını yayımlayan bir derginin üst yönetimi istifa etmek zorunda kalmıştır.
****
İntihal yaparak E.Ü’nin saygınlığına gölge düşürenler elbette her suçlamayı hak etmişlerdir.
Ancak, yayınları denetlenemeyen birinin yaptığı intihal nedeniyle tüm Ege Üniversitesi’nin suçlanması ve aşağılanması hiç kimsenin haddine değildir.

!

Türkiye yırtıcı, şaibeli, sahte ve fake dergilerde en çok yayın yapan 3. ülke

Predatory journals: Who publishes in them and why? - Selçuk Beşir Demir Dünyanın en prestijli dergilerinden biri olan Elsevier tarafınd...

Predatory journals: Who publishes in them and why?

.....................................................................


...
...
...

* Rastgele Yazılar




.