NEDEN ?

https://plagiarism-turkish.blogspot.com


Yükseköğretimde Gözetim ve Denetim - Yasal Çerçeve ve Uygulamalar -
Devlet Denetleme Kurulu Raporu (2009) lütfen tıklayın
2547 sayılı Kanun’da öğretim elemanlarının disiplin suçlarına ilişkin yapılması düşünülen değişiklikler hakkında Bilim Akademisi’nin raporu (2016) lütfen tıklayın

25 Mart 2012

Murat Belge - Akademi İşletmesi (Taraf )

Akademik hayatta “nicelikler” konuşmaya başlayalı beri (çok daha fazla sayıda üniversite, kampus vb, çok daha fazla sayıda öğrenci, çok daha fazla sayıda hoca), “mass society” hükümleri burada da işlemeye başladı. “İşleme” belki durumu anlatmak için doğru fiildir. Çünkü şimdilerde üniversiteler “işletme” olmuş durumda.
Büyük nicelikleri ancak genel kurallar ve yasalarla “sevk ve idare” edebilirsiniz. Genel kurallar ve yasalar, mecburdur, başka türlüsü olmaz, “ortalama”ya, “standart” olana meylederler. “Ortalama”, “nitelik” için en ölümcül şeydir. Ancak çeşitli “ortalama”ların arasında plan-dışı oluşmuş yarık ve çatlaklardan yeşerir nitelik. Kötülükten, yoksunluktan çıkabilir; “ortalama”dan çıkamaz.
Niceliklerin belirleyici olduğu yüksek öğretim kurumlarına “işletme” girdikçe, sakat bir dünya görüşünün taşıyıcısı olan terminolojisiyle (“performans”, “rantabilite”, “rasyonalite” –tabii kendi özel tanımlarıyla) buralara egemen oldukça, akademik hayatın olmazsa olmazı “nitelik” kendine kaçacak delik arıyor. Aramak zorunda çünkü bu yeni hegemon, işletme, onu görürse kılığını beğenmeyebilir, havasından hoşlanmayabilir, örneğin bir “Rotary Club”a bir “talk” vermeye giderse “performance”ının parlak olmayacağından endişelenebilir. Kısacası, nitelik, İşletme’nin gözüne ilişmemeye dikkat etmelidir.
Bu yeni gidişat başlayalı beri, akademik hayatta, İşletme’nin dışında, bir yeni karakter daha zuhur etmiştir; Performans. Bu, kendi başına bir “şahsiyet” olmakla birlikte, aynı zamanda üniversitede çalışan herkese gidip onunla “yekvücut” olabilmektedir: “Profesör X’in performansı”, “Doçent Y’nin performansı” ve “Asistan Z’nin performansı” olabilmektedir. “Performans”ın ortaya çıkmasından bu yana, bu X, Y ve Z’nin yazı ve yayınları, verdikleri dersler, çeşitli entelektüel etkinlikleri, yazı yazmak, ders vermek, belirli bir amaçla bir etkinliğe katılmak biçiminde görülmez olmuşlar ve onun “performans”ları haline gelmişlerdir. Hani birisiyle (tercihan ünlü) birlikte, yan yana, fotoğraf çektirmekten hoşlanan insanlar vardır. Bugünlerde akademik dünyada yeri olan pek çok kişi “Performans”la fotoğraf çektirmek peşindedir.
Tabii “Performans” öyle önüne gelenle ve her durumda fotoğraf çektirmek zorunda değil. Ölçütleri o koyuyor. Örneğin, “haftada en az 12 saat ders” diyor. O böyle deyince, bu da bir “nicelik” ya, son analizde, “12 saat” ön plana çıkıyor. “Ders” ne, nasıl? O, çok önemli olmaktan çıkıyor. Çünkü o “nitelik” dediğimiz saçma şeye özgü, ölçmesi zor bir modalite. “Nitemetre” falan diye bir şey henüz icat olunmamış. Ama “saat” sayması kolay. Kolay olduğu gibi üstelik “nesnel”, “olgusal” ve “istatistiği yapılır” bir şey.
“Yayın” demiştik. Akademik dünyada, burada bulunan insanların hep düşüncelerini yazmaları beklenmiş ve istenmiştir. Niye? Çünkü burada bulunan insanlar, genellikle ve tanım gereği, çok bilen ve oldukça iyi düşünen insanlardır; o halde bilgi ve düşüncelerini başkalarıyla paylaşmaları iyi olacaktır. Bunlar böyle giderken işin içine Performans girince gene mahiyet değişir. Bir kere, “yayın” dedik de, nerede yayın? Öyle önüne gelen yerde yayın olur mu? Olmaz, olmamalı. “Bilgisini insanlarla paylaşması iyi olur” demiştik ama bu iş o kadar basit bir iş değil. Bir kere bilgisinin “bilgi” olduğu kesinleşmeli. Şöyle olur, böyle olur derken, olayın sırrı çözülmüş, formül bulunmuş: Citation Index!
“Bir yazım yayımlandı.” “Ya, nerede?” “Dergide.” “Dergi Citation Index’e giriyor mu?” “Ne bileyim ben? Herhalde girmiyor.” “O halde herhangi bir şey yayımlamadın.”
Performans, ciddi bir karakter. Onun yanından öyle çaktırmadan süzülüp geçmek yok. Kırtıpil görünüşü birini hemen tesbit ediyor: “Adınız ne?” “Adım Ahmet Hamdi Tanpınar, efendim.” “A, evet, hatırladım. Haftada kaç saat ders veriyorsunuz?” “Üç, efendim!” “Çok az, olmaz. Üstelik, öğrencilerden işitiyorum, İlyada’dan giriyormuşsunuz, mahur makamından çıkıyormuşsunuz. Öyle olmaz. Tek konu, tek amaç, iki hedefiniz olabilir, o kadar. Peki, yayın?” “Nasıl yayın?” “Yani bu yıl ne yayımladınız?” “Evet, bir roman yayımlamıştım, adı Saatleri Ayarlama Enstitüsü.” "Güzel. Citation Index’te yeri var mı?” “Ne buyurdunuz, efendim? Orası neresi?”
Mükâleme böyle gider.
Tanpınar’ın “performans”ı memnuniyet verici olmaktan uzaktır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Teşekkür ederiz.

!

Türkiye yırtıcı, şaibeli, sahte ve fake dergilerde en çok yayın yapan 3. ülke

Predatory journals: Who publishes in them and why? - Selçuk Beşir Demir Dünyanın en prestijli dergilerinden biri olan Elsevier tarafınd...

Predatory journals: Who publishes in them and why?

.....................................................................


...
...
...

* Rastgele Yazılar


  • NATURE NE YAZDI?

    Cumhuriyet Bilim Teknik 14.09.2007Nature'daki yazıda özetle şöyle deniyor: Sorunlar geçen kasım ayında Saltı ve bir diğer ODTÜ mezunu Oktay Aydoğdu'nun doktora derecesi için girdikleri sözlü sınavında başladı. Aynı üniversiteden Dr. Özgür Sarıoğlu gözlemlerini şöyle açıklıyor: "İkisi de yerçekimsel ... DEVAMI>>

  • Prof. Dr. Celal Şengör - Nature'un Haberi ve Düşündürdükleri (CBT)

    Nature'un ilan ettiği rezâlet, Türkiye'yi içten kemiren bir olgunun mini mini bir göstergesidir. Bu tür olaylar daha pek çoktur ve yakalanıp teşhir edilenler giderek artacaktır.Darwin kuramıyla akıllı tasarım zırvalığını bir arada düşünebilen ve yaradılış masalının biyoloji ders kitaplarına konmasın... DEVAMI>>

  • Türk Fizikçilere İntihal Suçlaması (CBT)

    Dünyanın saygın bilim dergilerinden Nature'ın 6 Eylül 2007 tarihli sayında yer alan habere göre, bir düzineden fazla Türk fizikçisinin adı intihal skandalına karıştı. ODTÜ'den iki doktora öğrencisine bir yıl uzaklaştırma cezası verildi. arXiv sitesinde 40 makale ile doktora dönemlerinde gay... DEVAMI>>

  • ODTÜ'den intihal yapan doktora öğrencilerine iki dönem ceza (Milliyet)

    ODTÜ Rektörü Prof. Dr. Ural Akbulut, aralarında ODTÜ’de doktora yapan iki kişinin de adının geçtiği "intihal" olayı ile ilgili olarak, "üzerlerine düşeni yaptıklarını, şu anda her iki kişinin de üniversite ile ilişkilerinin bulunmadığını" söyledi. Akbulut, AA muhabirine yaptığı açıklamada, "int... DEVAMI>>

  • İntihale adı karışan Türk fizikçiler açıklandı (NTV-MSNBC)

    İSTANBUL - Nature dergisinin ortaya attığı, NTVMSNBC’nin gündeme taşıdığı intihal olayına adı karışanların isimleri açıklandı. Hürriyet gazetesine konuşan arXiv’in kurucusu, Cornell Üniversitesi Fizik Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Paul Ginsparg ODTÜ, Çanakkale 18 Mart Üniversitesi, Diyarbakır Dicle... DEVAMI>>

  • İntihal skandalının yankıları

    Dr. Kaan Öztürk Türkiye’den bazı fizikçilerin dahil olduğu intihal vakası her ne kadar üzücü de olsa, yarattığı skandal ve tepki sevindirici. Daha önce böyle şeyler umursanmaz, kabahat sayılmaz, haber konusu olmazdı. Olay geçen hafta Türk üniversitelerini çalkaladı, ama ülke çapında haber olmas... DEVAMI>>

  • “Bizi Rezil Ediyorsunuz” Demekle Olmaz, Bilim Piyasa Kurallarından Kurtarılmalı! (Öğrenci Kollektifleri)

    Önce “Türk fizikçilere intihal suçlaması” haberiyle duyurulan bilimsel makale hırsızlığı haberine şimdi de “matematikçiler” eklendi. Daha önce de İ.Ü eski rektörü Kemal Alemdaroğlu’ndan, Sivil Toplum Kuruluşları Birliği Başkanı Prof. Necla Arat'a kadar pek çok tanınmış sima hırsızlıkla suçlanmış ve ... DEVAMI>>

  • İntihal iddialarına ODTÜ Rektörü'nden açıklama (AA)

    Ankara - ODTÜ Rektörü Prof. Dr. Ural Akbulut, aralarında ODTÜ'de doktora yapan iki kişinin de adının geçtiği "intihal" olayı ile ilgili olarak, "üzerlerine düşeni yaptıklarını, şu anda her iki kişinin de üniversite ile ilişkilerinin bulunmadığını" söyledi. Akbulut, "intihal" olayında "ODTÜ'lü" old... DEVAMI>>

  • Rektör Kandemir intihal'i araştırıyor (AA)

    Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ) Rektörü Prof. Dr. Ali Akdemir, intihal (aşırma) iddialarının üniversitenin etik kuruluna intikal ettirildiğini bildirdi.Rektör Akdemir, bugün ulusal bir gazetede yer alan ve ÇOMÜ Fen Edebiyat Fakültesi öğretim üyelerinin de adının geçtiği bilimsel makaleler... DEVAMI>>

  • İntihal tartışması üniversiteleri böldü (Hürriyet)

    Türk fizikçilerin intihallerini dünyaya duyuran arXiv’in kurucusu Prof. Dr. Paul Ginsparg, suçlanan 14 ismi açıkladı. Listedeki isimler arasında 18 Mart Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. İhsan Yılmaz da yer alıyor. Prof. Dr. Ginsparg, "Olay benim değil, ODTÜ’lü hocaların sayesinde... DEVAMI>>

.


.