16 Mart 2012
Kaan Doğan Erdoğan - Bilim Etiği (ADAMANŞET)
Avrupa ve Türkiye’de son dönemlerde patlak veren, önemli kademelerinde görevli insanlar hakkındaki intihal skandalları dünya gündemini bilim etiği üzerine tartışmalar, siyasi çalkantılar ve istifalarla uzunca bir süre meşgul etti.
Nitekim bu dönem, mevcut suçlamaların hukuki ve siyasal sürecin yanında insanların etik, ahlak, hukuk üzerine kendi iç hesaplaşmasını yapması açısından büyük önem taşır.
David B. Resnik’in Bilim Etiği adlı kitabında felsefeci kimliğini kısmen ön plana çıkararak görüşlerini, sade anlatım, yerinde sorular ve örneklendirmeler yardımıyla felsefik temellendirmeler üzerine ustaca inşa etmesi ve bunun ışığında geçmiş, günümüz ve gelecek üzerine rasyonel çıkarımlar yapması bakımından Bilim Etiği kitabı mevcut dönemi yorumlamak, kavramları tartışmak ve ideali aramak konusunda bize yardımcı oluyor.
Resnik’in bahsettiği, küçük yaşlardan itibaren edinilen etik ve temel ahlaki değerlerin, lisans ve yüksek lisans eğitimiyle birlikte geliştirilmesinin ve denetlenmesinin üzerinde durması oldukça önemlidir. Çünkü intihal mazeretlerinin çoğunluğunu lisans ve yüksek lisans düzeyi eğitiminde bilim etiği hakkında yeterince bilgilendirilmemek oluşturmaktadır. Akademik dünyaya adımını yeni atmış, büyük bir heyecanla yönetecekleri ilk projeyi, yazacakları ilk makaleyi bekleyen gençlerin çıktılarının değerlendirilmesinde intihal olup olmadığı tespit edilip ortak bir tavırla daha en başında cezalandırılmadığı, titiz ve özgün çıktıların ödüllendirilmediği sürece alışkanlıklar değişmeyecek ve hep kolaya kaçılacaktır. Denetim mekanizmasının gerekliliğinden bahsederken uygulanmasında büyük çapta sıkıntılar yaşanmaktadır. Resnik’in yüksek öğrenim tahlilleri Amerika düzeyinde olduğundan ülkemiz ile karşılaştırıldığında denetim konusunda sıkıntıların yaşanması ve devamında intihal durumlarının yaşanması çok olasıdır. Amerika’da bir öğretim üyesinin dönem içerisinde iki farklı ders alması, idari yönetimde bulunması ve akademik araştırmalarda bulunmasının denetimi yavaşlattığından bahsedilirken ülkemizde zaman zaman idari görevlerin, araştırma faaliyetlerinin, jüri üyeliğinin ve bir bölümün tüm lisans, yüksek lisans ve doktora ders yükünün 3-4 öğretim üyesinin üzerine yüklendiği bir akademik yapıda sürpriz işler yaptıklarını ve bu işlerin taktire şayan olduğunu belirtmek gerek.
Türkiye, yapısal eksikliklerin dışında yıllarca bilim etiğiyle çelişen uygulamalar nedeniyle de akademik alanda oldukça yara almış bir ülkedir. Bilinen resmi işlemlerin takibi ve insanların hayat hikayelerine ilaveten arama motorlarında ‘Plagiarism in Turkey’ ya da ‘Türkiye’de Bilim Sahteciliği’ sözcüklerini arattığınızda Türkiye’nin önde gelen yazarları ve bazı akademik çalışanlarca hep dillendirilen intihal durumlarını ve trajikomik hikayelere ulaşabilmek mümkündür.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
!
Türkiye yırtıcı, şaibeli, sahte ve fake dergilerde en çok yayın yapan 3. ülke
Predatory journals: Who publishes in them and why? - Selçuk Beşir Demir Dünyanın en prestijli dergilerinden biri olan Elsevier tarafınd...
Predatory journals: Who publishes in them and why?
.....................................................................
...
...
...
* Rastgele Yazılar
.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Teşekkür ederiz.