NEDEN ?

https://plagiarism-turkish.blogspot.com


Yükseköğretimde Gözetim ve Denetim - Yasal Çerçeve ve Uygulamalar -
Devlet Denetleme Kurulu Raporu (2009) lütfen tıklayın
2547 sayılı Kanun’da öğretim elemanlarının disiplin suçlarına ilişkin yapılması düşünülen değişiklikler hakkında Bilim Akademisi’nin raporu (2016) lütfen tıklayın

5 Aralık 2011

Ercüment Tunçalp - İntihal, Derleme, Çeviri (RetailNews)

Son zamanlarda etik dışı yayıncılık rekora koşuyor. Kitap kapağına adını yazan kişiye ait içinde bir tek cümle fikre rastlanmayan sözde eserler rafları süslüyor.
Bu etik dışı davranışların en ağır cezalandırılması gereken şekli intihaldir.
İntihal, sahtekarlık ve hırsızlıktır. Türk Dil Kurumu sözlüğündeki karşılığı ise tek kelimeyle “aşırma” dır.
Zaman ve emek harcanarak hazırlanmış bilgiyi çalmak, para veya değerli bir eşyayı çalmaktan daha büyük suçtur. Ancak ne yazık ki, önemli bir cezai karşılığı yoktur ve eylemi gerçekleştiren bu yüzsüzler toplum içinde önemli makamları işgal etmeyi sürdürmektedirler.
Diyelim ki; edindiğiniz bilgiyi nereden aldığınızı belirterek kullandınız. Bunun da sınırı olmalıdır. Elbette bilimsel yayınlarda birçok kaynaktan yapılacak katkı önemli hizmettir. Ancak kitabın tamamı böyle oluşmuşsa, o kitabın ‘yazar’ı yerine ‘derleyen’i sıfatı daha çok yakışır.
Derleme yazarı yeni bir üretim yapmaz, dolayısıyla kendinden de bir şey katmaz.
Yalnız bu çalışmada bile yazarın topladığı bilgilerden çıkarttığı bir görüş açısını ortaya koyması gerekir. Yani daha önce yapılmış çalışmalardan alıntı yaparak “ortaya karışık” karma bir şeyler çıkartmak, derleme sahibi olma hakkını bile vermez.
Biz bundan vazgeçtik, birçok saygıdeğer muhterem (!) basbayağı yazarı oluyor bu tip hazırlanmış yeni eserlerin.
Gençlik yıllarımda üniversite basımevinde çalışan bir arkadaşım vardı. Ziyarete gittiğimde gözlerime inanamazdım. İngilizce kitapların tercüme edilmiş hali yanında fotoğrafları bile aynen kopyalanıyordu. Daha sonra kitap ortaya çıktığında üzerinde ‘çeviri’ yazmıyor, çeviriyi yapan hocamızın ismi ‘yazar’ sıfatıyla yer alıyordu. Yani kitabın sahibi oydu !
İş yaşamı başladıktan sonra gördük ki; bazı ticari aksesuarların bizim ülkemiz gerçekleri ile ilgisi bulunmuyordu. Bunların neler olduğunu ortaya koysam çok ilginç bulunabilir ama kitabın ve yazarın afişe olması uygun düşmez. Üstelik hepimizin yaşamına girmiş bolca örnek zaten ortada durmaktadır.
Yine de çok genel bir örnek vereyim. Tarımsal ürün pazarlama dağıtım kanalı olarak birçok kitap 6 adet ilişki çeşidini ifade etmektedir. Aynı kaynaklardan elde edilen bu bilgilerin ülkemiz gerçeği ile uzaktan yakından ilgisi yoktur. Tarlaya, şehir haline girmeden, aracılarla konuşmadan, o güzergahlar da yaşamadan gerçeğin öğrenilmesi mümkün değildir. Benim tespit edebildiğim çok çeşitli dağıtım kanallarımızın sayısı ise 21 dir.
Kitap çeviri ise söylenecek söz yoktur, yazarını ve yaşadığı ülkeyi bağlar. Ancak yabancı yapım, yerli yapım haline gelince bütün hatalar sırıtmaya başlar.
En büyük dileğim, cezadan çok utanç duygusunun ağır basması ve caydırıcı olmasıdır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Teşekkür ederiz.

!

Türkiye yırtıcı, şaibeli, sahte ve fake dergilerde en çok yayın yapan 3. ülke

Predatory journals: Who publishes in them and why? - Selçuk Beşir Demir Dünyanın en prestijli dergilerinden biri olan Elsevier tarafınd...

Predatory journals: Who publishes in them and why?

.....................................................................


...
...
...

* Rastgele Yazılar




.