NEDEN ?

https://plagiarism-turkish.blogspot.com


Yükseköğretimde Gözetim ve Denetim - Yasal Çerçeve ve Uygulamalar -
Devlet Denetleme Kurulu Raporu (2009) lütfen tıklayın
2547 sayılı Kanun’da öğretim elemanlarının disiplin suçlarına ilişkin yapılması düşünülen değişiklikler hakkında Bilim Akademisi’nin raporu (2016) lütfen tıklayın

5 Haziran 2017

Şahin Aybek - YÜKSEKÖĞRETİM, ÜNİVERSİTELER VE İNTİHAL (Eğitim Ajansı)

Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz kısa bir süre önce; lisans tezlerinin 2-3 bin, yüksek lisans tezlerinin 3-10 bin TL arasında, doktora ve doçentlik tezlerinin de 5 binden başlayıp 20 bin TL’ye kadar alınan ücretlerle yazan sektörün patlama yaptığına dair sorularla ilgili, “Parayla tez yazdıranlar kendilerine kötülük eder.” demişti. Aynı konuyla ilgili YÖK de “Parayla tez yazanların akademisyenlikten çıkarılacağını, para karşılığı tez yazdırılmasının da bir intihal olduğunu” açıklamıştı. Geçen sene haziran ayında açıklanan Boğaziçi Üniversitesi’nde yapılan bir araştırma da yüksek lisans ve doktora tezlerinin %34’ünde ağır intihal; yani bilimsel hırsızlık olduğunu ortaya koymuştu. Bu çalışmayı yürüten Boğaziçi Üniversitesi Eğitim Politikaları Araştırma ve Uyguluma Merkezi (BEPAM) bu kapsamda 2007-2016 yılları arasında yazılmış 470’i yüksek lisans ve 130’u doktora tezi olmak üzere 600 tezi incelemişti. Bilimsel çalışmaların orijinal olmadığını gösteren benzerlik indeksinde de dünya ortalaması %15 iken bu oran ülkemizde %28,5 çıkmıştı. Buradan ülkemizde yapılan akademik çalışmalarda ortaya yeni bir şey konmadığını, yapılan çalışmaların birbirini tekrar eden araştırmalar olduğunu anlıyoruz. Araştırma sonucunda her 3 tezden birinin çalıntı olduğu da ortaya konmuştu.
Demek ki Bu İşler Sadece Üniversite Sayısını Arttırmakla Olmuyormuş!
Yukarıdaki verileri birleştirdiğimizde ciddi bir ahlak sorunuyla karşı karşıya olduğumuzu görüyoruz. Parayla tez yazdıranlar, bilim hırsızlığı; yani intihal yapanlar, tez yazmayı bilmeyen öğrenciler, tez yazdırmayı bilmeyen akademisyenler… Demek ki neymiş; bu işler sadece üniversite sayısını arttırmak ve bununla övünmekle olmuyormuş. Akademi nicelikten ziyade niteliğe bağlıdır. Lise açar gibi tabela üniversitesi açmakla akademik başarı yakalanmaz. Nitelik, bilim etiği ve kurumsal tecrübe gerektirir. Şimdi bilimsel hırsızlık diye de ele alabileceğimiz intihal konusunu ele almaya çalışalım.
Üne Kavuşma İsteği İntihale Yol Açıyor.
İntihal en genel anlamıyla araştırmacının kendi çalışmasında başkalarının çalışmalarını ilgili kişiyi bilgilendirmeksizin, kaynakça ve dipnot göstermeksizin kopyalaması veya alıntı yapmasıdır. İntihalin kişinin bilimsel araştırma yöntem ve tekniklerini bilmemesi, ünlenmek istemesi, fazla sayıda yayın yaparak para kazanmak istemesi gibi pek çok nedeni olabilir. Maalesef intihal bizim yükseköğretimimizde de önemli bir sorun olarak yer almaktadır. Ülkemizde intihali yani bilimsel hırsızlık ve sahteciliği önleme konusundaki yetki ve sorumluluklar YÖK’tedir. Bilimde pek çok etik dışı davranış vardır; ama intihali diğerlerinden ayıran özellik atıftır. Diğer taraftan atıf yapılmadan da intihal yapılabilir. Peki o zaman intihal (aşırmacılık) nedir? Arapça kökenli bir kelime olan intihal TDK sözlüğünde aşırmak anlamında açıklanmaktadır. Yani bir eserden, araştırmadan, çalışmadan kaynak göstermeden alıntı yapmaktır. İntihal sadece yükseköğretimde değil; eğitim öğretimin her aşamasında olabilir.
İntihalin Sebebi Nedir?
Aslında bu bir tarafıyla da sistem içinde öğretilen, öğrenilen bir davranıştır. İlköğretim ve ortaöğretimde öğrencilerimizin kopya çekmeleri, ödevlerini kes-kopyala-yapıştırla internetten alarak yapmaları ya da satın almaları adeta yükseköğretimde yapılacak intihalin sinyalleridir. Kişi intihalle ilgili farkındalığı olmadığı için de intihal yapabilir. Çocukluktan itibaren bu bilincin eğitim öğretim sistemi içinde verilmesi gerekmektedir. Bir toplumda hırsızlık olağan karşılanıyorsa doğal olarak insanlara intihal de normal gelecektir ve akademik yükselmeler için Makyavelist bir yöntem benimsenecektir. İnsanların aşırı hırslı olmaları, kendilerini ön plana çıkarmak istemeleri, akademik çevrelerde saygınlık kazanabilmek için fazla yayın yapmak istemeleri ve proje-sanayi desteği almak; yani maddi çıkar sağlamak isteği de intihale yol açabilmektedir.
Krallar Değil; Kurallar Ön Plana Çıkmalıdır.
Bir yerde liyakat, bilgi, tecrübe önemsenmiyorsa ve kurallar net değilse ve kuralları çiğneyenlere karşı sert yaptırımlar uygulanmıyorsa, herkes bir an önce yükselmek ve köşeyi dönmek için her türlü etik dışı yönteme başvurabilir ve kral olmak isteyebilir. Bu nedenle krallar değil; kurallar ön plana çıkmalıdır. YÖK ve MEB intihalle ilgili sürdürülebilir strateji ve politikalar belirleyip, istikrarlı bir şekilde uygulamalıdır. İntihalle ilgili öncelikle intihalin gerçekleşmemesi için gerekli bilincin, farkındalığın oluşturulması gerekmektedir. Diğer boyutu da intihal olduktan sonra yapılabileceklerdir. İntihalin özellikle yükseköğretimdeki boyutuyla ilgili olarak genç akademisyenler bu konuya dair yeterli eğitim almalı, akademisyenler üzerindeki baskı azaltılmalı ve intihale yol açabilecek maddi sorunlar çözülmelidir. İntihal engelleme yazılımları yaygın bir şekilde kullanılmalıdır. Etik derslerine eğitim öğretim sürecimizin her aşamasında ağırlık verilmelidir. Akademisyenlere ve öğrencilere caydırıcı cezalar uygulanmalıdır.

4 Haziran 2017

İlber Ortaylı: "Maalesef intihal Türk akademik hayatında sosyal bilimler dalında ayyuka çıktı" (DİKEN)

Master tezlerinde bilgisayar üzerinden hem de tarama yöntemiyle blok blok göçürmeler normal hale geldi. Koca adamlar ve kadınlar lisans talebelerinden daha hızlı aşırmacılar. Doktora ve hatta doçentlik gibi tezlerde de dedikodu dışında gerçek şikâyet ve YÖK nezdinde başvurular sayısız.  
Son günlerde gazetede yine böyle bir haber çıktı. Habere göre Doç. Dr. Erkan Göksu’nun herkesin rahatlıkla ulaşabileceği bir kitabı, çok az değişiklikle tez olarak sunulmuş ve kabul edilmiş. İddia şayet doğruysa, YÖK’ün Ulusal Tez Merkezi sisteminde de erişime açılmış. 
Eğer YÖK, gerekli organlarıyla acımasız davranmaz ve şikâyetleri doğru ve ciddi olarak değerlendirmezse umutsuz noktalara gideriz. İş bu kadarla bitmez. Adli teşkilatta da mahkemelerin bu gibi davaları daha ciddi ve titiz şekilde bilirkişilere havale etmesi ve karar alması gerekiyor. 
Maalesef intihal Türk akademik hayatında hem de halkın en çok ilgi duymaya başladığı sosyal bilimler dalında ayyuka çıktı. Rastgele suçlamalar kadar ciddi takibatın da resen yapılması gerekiyor. Her evin avlusuna bir üniversite açacak raddeye geldik ama kurumlarımızın gözetlenmesi, disiplinin hakkaniyetle sağlanması yöntemini pek beceremedik.  İlber Ortaylı’nın yazısı

!

Türkiye yırtıcı, şaibeli, sahte ve fake dergilerde en çok yayın yapan 3. ülke

Predatory journals: Who publishes in them and why? - Selçuk Beşir Demir Dünyanın en prestijli dergilerinden biri olan Elsevier tarafınd...

Predatory journals: Who publishes in them and why?

.....................................................................


...
...
...

* Rastgele Yazılar


  • Numaracı Serkan - (VATAN)

    >>>Türk basınını da kandırdıAnılır, Türkiye’de birçok bilim konferansında katılımcı olarak yer aldı. Birçok TV kanalına röportaj verdi. İşte Türk basınında şimdiye kadar Anılır ile ilgili çıkan haberlerin başlıklarından örnekler:* Japonya’daki süper beynimiz. * İlk Türk astronot adayı* Türk... DEVAMI>>

  • Mustafa Helvacı - Ekşi Sözlük

    Helvacı olayı elbet ki; fizikte bilimsel aşırma skandalı ve Serkan Anılır olayları ile parallellik göstermekle birlikte çok daha vahimdir. Nedeni de Helvacı'nın politik bağlantıları. Abdullah Gül danışmanlığı, Tübitak eş danışmanlığı derken, Avrupa Birliği yedinci çerçeve fonlarının incelendiği bili... DEVAMI>>

  • Hesabını kim verecek? (Cumhuriyet)

    Türkiye Diyanet Vakfı skandala imza atan Helvacı’nın sorumluluğunu almadıTürkiye Diyanet Vakfı Genel Müdürü Akçeşme, skandala imza atan Mustafa Helvacı’nın ‘bilgisini, görgüsünü geliştirmek için’ ABD’ye gittiğini, kendisine yardım etmek için burs verdiklerini söyledi. FIRAT KOZOKANKARA - Türkiye... DEVAMI>>

  • Orhan Bursalı - Paris’e Zero G Uçuşu (Cumhuriyet)

    Akdeniz Üniversitesi (AÜ) Rektörü İsrafil Kurtcephe, bu yılın ocak ayında çok iddialı bir çıkış yaptı, Akdeniz Üniversitesi’nde Uzay Bilimleri ve Teknolojileri Bölümü kurmak için çalışmalara başladıklarını, başına da “doktorasını NASA’da yapan ve bir süre önce kadroları arasına kattığı Yrd. Doç. Dr.... DEVAMI>>

  • YÖK 'Sahte NASA doktorası'nı inceliyor (Radikal)

    ANKARA - Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün Başbakanlığı ve Dışişleri Bakanlığı döneminde özel kalem müdürlüğü ve TÜBİTAK’ta da başdanışmanlık yapan Akdeniz Üniversitesi öğretim üyesi Mustafa Helvacı’nın ‘NASA’da yaptığı’ doktoranın sahte olduğu öne sürüldü. YÖK iddialar  üzerine inceleme başlatt... DEVAMI>>

  • Sahte doktoraya tepki (Cumhuriyet)

    Diyanet’ten burs alıp sahte doktora tezi hazırladığı ortaya çıkan Mustafa Helvacı’nın yargılanması gerektiği belirtildi ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Diyanet İşleri Başkanlığı’ndan aldığı 10 binlerce dolarlık bursla sahte bir doktora tezi hazırladığı ortaya çıkan Mustafa Helvacı, akademik çevre... DEVAMI>>

  • Orhan Bursalı - Helvacı’nın İlişkileri (Cumhuriyet)

    Diyanet Vakfı’ndan “Güneş Sisteminin Mekaniği ve Ayın Yörünge Analizi” konusunda doktora yapmak için ABD Kentucky Üniversitesi’ne giden ve 4 yılı aşkın süreyle burs alan, ancak orada başka işlerle uğraşan, döndükten sonra Diyanet İşleri Başkanlığı’na sahte bir doktora tezi veren Yard. Doç. Dr. ... DEVAMI>>

  • Orhan Bursalı - SAHTE DOKTORAYLA TÜM KAPILARI AÇTI (Cumhuriyet)

    DİYANETİ’in BURSUYLA SAHTE DOKTORA Fizik dünyamız bir dolandırıcılık savı ile çalkalanıyor. İktidarın has bilim insanlarından Dr. Mustafa Helvacı, Diyanet’ten ayda 1500-2000 dolar arasında dört yıl boyunca 100 bin dolara kadar tam burs aldı, ama karşılığında sahte bir doktora teslim etti!Abdu... DEVAMI>>

  • Dr. Hakan Özdener - Türk Üniversitelerinin Kanayan Yarası: Bilimsel Yayın ve Çalışmalardaki Etik Problemler - 2

    Bir onceki yazımızda Türk Ünıversitelerinde akademisyenler arasında mevcut olan bilimsel etiğe uymayan davranışlardan bahsetmiştik. Bugünkü yazımızın kaldığımız yerden devam edip ve çözüm için şahsi önerilerimizi sunacagız. Bilimsel yayın ve bilimsel çalışmalardaki diğer problem, meşhur olma isteğid... DEVAMI>>

  • Murat Bardakçı - Japonlara "Türkler hırsız" dedirten şarlatan (Gazete HABERTÜRK)

    Japonya’da yaşanan ve şimdiye kadar eşi-benzeri görülmemiş bir bilimsel sahtekârlığın kahramanı olan bir Türk vatandaşının yalanlarla dolu öyküsü...Japonlar’a “Bütün Türkler hırsızdır” dedirten fotomontajcı sahte astronotJaponya’da, geçtiğimiz ay bilim tarihinde eşi görülmemiş utanç dolu bir bilimse... DEVAMI>>

  • Prof. Dr. Kurtuluş Töreci - TIPTA YAYIN ETİĞİ -BİZDEN DE ÖRNEKLERLE (ANKEM)

    ANKEM Derg 2010;24(Sayı 1’e Özel Ek):1-41  >>>Bilim dünyasında plajiarizme beklenenden çok daha sık rastlanmaktadır. İleri ülkelerde araştırmada doktora öğrencilerinin aldığı pay çok büyük olduğundan, öğrencilerin yaptığı plajiarizm önemli bir konu haline gelmiştir; nedenleri ve önleme... DEVAMI>>

  • Murat Bardakçı - Bilim dünyamızın habis uru: İntihal! (HABERTÜRK)

    İNTİHAL, mâlumunuz, bir başkasının eserini “çalmak” demektir.Kelime sözlüklerde her ne kadar “başkasına ait eseri kendisininmiş gibi yayınlama” gibisinden “inceltilmiş” ve “kibar” bir şekilde ifade edilmekte ise de, intihal, basbayağı bir hırsızlıktır. Adamın cebinden parasını çalmakla, birinin evin... DEVAMI>>

  • Dr. Hakan Özdener - Türk Üniversitelerinin Kanayan Yarası: Bilimsel Yayın ve Çalışmalardaki Etik Problemler

    Bugünkü yazımızda ülkemizde bilimin gelişmemesine neden olan engellerin birisi belkide en önemlilerden olan ve Türkiye çıkışlı yayınlara uluslararası alanda duyulan güvensizliğin (en azından temkinli yaklaşılışın) ana nedenlerinden olan “bilimsel çalışma ve yayınlarda” yaygın ve sistematik olarak ya... DEVAMI>>

.


.