Türkiye'deki akademik camianın "intihal" suçlaması nedeniyle daha önce de sarsıldığı biliniyor. 2007 yılında Nature dergisinde yayımlanan bir makale, aralarında 18 Mart Üniversitesi Fen Fakültesi Dekanı İhsan Yılmaz'ın, iki ODTÜ Fizik Bölümü doktora öğrencisinin de bulunduğu 14 kişinin 65 makalesi, intihal gerekçesiyle fizikteki en büyük makale sunucusu olan arxiv.org'dan silinmişti. Bu vakanın önde gelen ismi, ODTÜ Fizik Bölümü'nden Mustafa Saltı 22 ayda 40 tane makale yazdığını iddia etmişti.
Ekşisözlük'teki intihal iddiasının ardından Yıldırım'ın kişisel Facebook sayfası olduğu iddia edilen bir hesaptan açıklama geldi. Yıldırım, ne kadar zorluklar içerisinde büyüdüğünü, kayıt yaptırdığı lisenin kayıt parasını ayakkabı boyacılığı yaparak ödediğini anlatırken, "şerefli bir vatan evladı" olduğunu söylemeyi de unutmuyor. Yıldırım, "nonlinear science" isimli ekibi 15 ülkeden 50 kişiyle kurduklarını da itiraf ediyor. ABD'ye misafir olarak gittiği zaman, bir hocanın kendisini odasından kovduğunu, hocanın "Ermeni" olduğunu vurgulayarak söylüyor.
Olayın duyulmasının ardından ise, Ahmet Yıldırım'ın intihar ettiği iddiası yayılmaya başladı. Yıldırım, Facebook hesabından şu iletiyi paylaştı:
"CANIM KARIMA, ELVEDA.
COK DENEDIM OLMADI,SEN HEP DERDIN YA ALLAH SAGLIK VERSIN, BANA SAGLIK YETMEDI BIRTANEM.BEN MENENJIT OLDUM 1 YASINDA AMA HALA KENDIME GELEMEDIM,HALA DELIYIM O GUN BUGUNDUR.
SEN VE BEBISIM MIRZAYI UYANDIRMA KIYAMADIM,MEMLEKETTE HERYER AYDINLIKTIR SIMDI,BURADA ZIFIRI KARANLIK.
SABAH NAMAZINA KADAR BEKLEYEMEDIM,OLUR DA MIRZA UYANIR BENI GORUR VAZGECERIM DIYE.OYSA NE GUZEL ALISMISTIM BURADA SABAH NAMAZLARINA.HEM SOSYALIST HEM DINCIYIM HEM DE KURT.AL BIRINI VUR OTEKINE.
BEBEGIME IYI BAK.1.5 YASINA GELDI AMA HALA SIVI YIYEBILIYOR.
NEDIR BUNDAN CEKECEGIN BAKALIM.
BABASINDAN MATEMATIK DERSLERI ALMA FIRSATINI KACIRDI VELET.
BENDEN SONRA INSALLAH KATI BIRSEYLER YER.
GUZEL ASKIM SENI IDARE ETCEK KADAR PARA VAR BANKADA.
BANKA VE DIGER BILGILER BILGISAYAR MASASINDA.
SU LANET TELEFON NUMARASINI BIR TURLU EZBERLEYEMEDIM.
+1 813 418 93 25
SEN DE BENDEN FARKLI DEGILSIN.SANA ULASMAK ISTEYEN YAKINLARIMIZ ICIN FACEDE ILAN EDIYOM.DUN SALAK GIBI SATICIYA DA YANLIS NUMARA VERDIM.GITMEDEN SANA O KUPELERI ALDIM YA, BANA SEVINDIGINI SOYLEDIN YETER.
KENDINE VE YAVRUMA IYI BAK NILUFER.
SENI SEVIYORUM.OLUMUMDEN KIMSE SORUMLU DEGILDIR.BENIM DE VATAN ICIN ODEYECEGIM BEDEL BUYMUS.
HERSEY GIBI OLUMDE YENI BIR BASLANGICTIR, BEN KAVGADAN KORKMADIM AMA 2 YILDIR CEKTILERIM ARTIK DAYANILMAZDI,GUCUM KALMADI YARABBIM, SEN BENIM GUNAHLARIMI AFFET..."
Zaman gazetesine 5 Aralık 2010 tarihinde röportaj veren Ahmet Yıldırım, Zaman tarafından şöyle tanıtılmıştı:
"Yıldırım, uluslararası dergilerde yayımlanmış 200 makaleye sahip, sempozyumlarda 130'a yakın bildiri sundu. Yayınları binden fazla atıf aldı, dergilerin yayımlayacağı 150'ye yakın esere hakemlik yaptı. Halen sekiz uluslararası dergide editörlük görevi yürütüyor, 10 ülkeden 40 araştırmacıyla çalışıyor. EÜ'de 2010 yılında binden fazla akademisyenin hazırladığı yayınların yüzde 17'si Yıldırım'a ait. Kendi fakültesindeki yayınların da yüzde 40'ında imzası var. Bu kadar başarı, yine de Yrd. Doç. Dr. Yıldırım'ın Türkiye'de doçent olmasına yetmiyor. 2009 Nisan ayındaki doçentlik başvurusu, Üniversiteler Arası Kurul'un oluşturduğu beş kişilik jüri tarafından oyçokluğuyla reddedildi."
"...Size önceden sorunumdan bahsetmiştim biraz.
Buradakiler beni yıldırmak için soruşturma açtırmışlardı.
Bu aralar da benim soruşturma jürimde olanlar. Kahve sohbetlerinde ve çay odalarında beni AK Partili diye yerden yere vuruyorlar
Bu adamlardan nasıl bir düzgün karar çıkar şüpheliyim.
Cumhurbaşkanımız Abdullah Gül bana daha önce birkaç kez mektup yollamıştı. Bunlar da; 'vay efendim bu adamlar nasıl böyle mektuplaşıyorlar diye iyice hazımsız davranıyorlar.
Beni çalıştığım bölümde yalnızlaştırıp benim buradan kopmam için sürekli uğraşıyorlar. Ağustos ayında 1 yıllığına ABD'den araştırma burs kazandım ve oraya gideceğim.
Benim danışmanımı bile ikna etmişler, o da bana; 'git ve bir daha buraya gelme' diyor. 'Aksi halde hem doçent olmamı hem de bölümde kalmamı engelleyecekler' diyor.
Kısacası ben bölümde yapayalnız kaldım. Ben de bu sorunları halletmek için YÖK Denetleme Kurulu Başkanımızdan randevu aldım.
31 Ocak saat 11.00de görüşmem var. Bu soruşturma yüzünden kafam biraz bölünmüş vaziyette.
Ben 10 ülkeden 40 adamla beraber çalışıyorum, o ekibi yönetiyorum ve kafam dağınık olunca çalışmalarım da oldukça aksıyor.
Ege Üniversitesinde, uzmanı olduğum alanda en çok bilimsel makalesi olan 2 kişiden birisiyim. Türkiye'de alanımda, uluslar arası hakemli dergilerde de en çok bilimsel sahibi olan ilk kişiyim.
Ama bu sahipsizlik ve yalnızlık duygusu beni derinden yaralıyor. Ben bilim yapamazsam ölürüm, gecelere kadar çalışıp bilim yaparken de, önümü tıkayan bu çeteleşmiş yapı ile uğraşamıyorum. Bu işi çözecek olan Rektörlük de, bana zaman zaman destek verdiklerini söylüyorlar ama Rektör Bey, beni bir kez bile çağırıp, bu konu ile ilgili benimle konuşmadı ki ben defaatle kendisinden randevu talebinde de bulundum."
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Teşekkür ederiz.