“İntihal” sözcüğünü ilk duyduğumda ya da bu sözün benim için değer taşıyan anlamını ilk fark ettiğimde yüksek lisans tezimi yazıyordum. Birilerinin intihal suçunu işlediğine ilişkin tartışmadan o yıllarda edindiğim izlenim, sözcüğün anlamının “kaynak göstermeme” olduğu şeklindeydi.
Gazetelerde yazanlardan ve hocalar arasındaki sohbetlerden çıkardığım bu anlama karşılık, hiçbir derste “bilim etiği” ya da “intihal” konusuna ilişkin herhangi bir açıklama ile karşılaşmamıştım.
Geçmiş yıllarda medyada farklı biçimlerde intihal konusu gündeme geldi. Doğrusu bir bilim insanı olarak eksikliğini hissettiğim pek çok konuyla birlikte bu konuda da araştırma yapma ihtiyacı duydum.
İki yıldır ise fakültemde verdiğim Sosyal Bilimlerde Araştırma Yöntemleri dersinde bu konuyu işlemeye ve lisans öğrencilerime açıklamaya başladım.
AKADEMİK HIRSIZLIK
İntihal eski bir sözcük. Bunun yerine “akademik hırsızlık” sözcüğünü tercih etmek de mümkün. Türk Dil Kurumu Sözlüğü’nde “intihal”, “aşırma” sözcüğüne karşılık geliyor. “Bir kişinin eserinde başka kişilerin ifade, buluş ya da düşüncelerini kaynak göstermeksizin kendisine aitmiş gibi kullanması” şeklinde açıklanıyor. Bu nedenle intihal, bir tür sahtekârlık ve hırsızlık olarak da nitelenebiliyor.
Bir akademik çalışmada araştırmacının başka kaynaklardan bilgi alırken neyi, nereden ve nasıl aldığını belirtmesine “kaynak gösterme” deniliyor. Alıntı ifadeler ve fikirler için kaynak göstermemek, ödünç alınan ifadeleri tırnak içinde yazmamak ve kaynak göstermemek ise “intihal” olarak yorumlanıyor.
Bilimsel literatürde intihalin üç türü; “aynen kopyalamak”, “değiştirerek yazmak” ve “düşünceyi çalmak” şeklinde sıralanıyor.
Örneğin herhangi bir yerde yayınlanmış başkasına ait bir yazıyı “tümüyle” ya da “kısmen” kaynak belirtmeksizin “kelimesi kelimesine” aynen kopya etmek aşırmanın en bariz uygulamalarından birini oluşturuyor. Öğrencilerin internetteki çeşitli kaynaklardan buldukları ödevleri kopyalayarak, kendilerinin hazırladığı bir çalışma gibi kaynak göstermeden ders ödevi hazırlamaları bu türde bir “aşırma” anlamına geliyor.
DEĞİŞTİREREK YAZMAK
Yine, başka bir kaynakta yayınlanmış bir açıklama ya da düşünceyi dilsel ve yapısal anlatımını değiştirerek, kaynak göstermeden kullanmak da “değiştirerek yazmak” şeklindeki intihal suçunu oluşturuyor. Örneğin öğrencilerin başkasının yazdığı bir çalışmayı alıp, kimi paragraflarını ya da kimi cümlelerini değiştirerek, kimilerini çıkararak, ifade biçimlerini kendi üsluplarına uydurarak yeniden yazmaları ya da düzenlemeleri ve kaynak göstermemeleri bu türde bir “suç”.
Üçüncü tür aşırma suçu ise, “fikri haklar” çerçevesinde de değerlendirilebilecek “düşünceyi çalma” şeklinde karşımıza çıkıyor. Başka birinin düşüncelerini temel alıp, onun üzerine yazı yazmak ve o görüşe ilişkin kaynak göstermemek intihal suçu sayılıyor. Başka bir deyişle, yazıdaki dil ve anlatım yazan kişiye ait olsa bile, temel alınan düşünceler başkasına ait olduğu için onlara dipnot verilmesi ve kaynak gösterilmesi gerekiyor.
Aynı şeklide, başka bir çalışmaya özgü istatistik, grafik ya da şekillerin, tabloların ya da herhangi bir içeriğin kısmen ya da tamamen alınarak kaynak gösterilmeksizin kullanılması da fikir ya da düşüncelerin alınması ile eş değerde “intihal suçu” olarak kabul ediliyor.
KAYNAK GÖSTERMEK
Bu arada, kimi akademik olmayan çevreler tarafından dillendirilen bir soru ya da eleştiri var: “Bir çalışmada kaynak göstermek neden gerekiyor; çalışmanın özgünlüğü dipnotlarla bozulmuyor mu?”
Kaynak göstermek en başta “yararlanılan kaynakların yazarlarına kredi vererek, ahlaki ve yasal kurallara uymak” adına önem taşıyor. Dolayısıyla en başta ahlaki bir değer ve saygı ifadesi. Bu nedenle, fikrin özgün sahibine, o hakkı teslim etmek adına kaynak göstermek gerekiyor.
Ayrıca araştırma konusu çerçevesinde var olan birbirinden farklı görüş ve olguları ortaya koymak ve araştırmacının bu farklı görüşleri göz önüne aldığını kanıtlamak için de kaynak göstermek bir zorunluluk.
Okuyucu açısından ise kaynak göstermek, okuyucuya alıntıların asıl kaynağa uygunluğunu denetleme imkânı vermek ve onların güvenlerini kazanmak adına önem taşıyor. Asıl kaynak ya da orijinal eserin belirtilmesi, okuyucunun daha ayrıntılı bilgi almak istediği durumlarda o eseri bulmasına yardımcı oluyor. Bununla birlikte okuyucunun zihninde uyanan farklı soruların yanıtlanması anlamında da asıl kaynağın tanımlanmış olması gerekiyor. Okuyucuya, aynı konuda yararlanabileceği öteki önemli kaynakları tanıtmak adına kaynak göstermek, yol gösterici ya da rehberlik edici bir niteliğe sahip.
Ayrıca, hazırlanan metinde ifade edilen düşüncede bir yanlış ya da bu düşünceye yönelik bir itiraz ya da eleştiri varsa; kaynak göstermek, o itirazın asıl ve ilk olarak kime ya da nereye yapılacağını anlamında da değer taşıyor.
İNTİHAL KAZAYLA OLABİLİR Mİ?
Peki, intihal nasıl oluyor? İntihalin meydana gelme biçimleri literatürde iki şekilde tanımlanıyor: İntihal, bilinçli olarak yani “kasten” yapılabileceği gibi “farkında olmadan” ya da “kazara” gerçekleşebilir.
Bilinçli olarak intihal yapılması, “aldatma amacı” taşıması anlamına geliyor. Çünkü başkasının eserinden yapılan alıntının bilinçli olarak kaynak gösterilmeden ya da alıntı yapılan kaynak yokmuş gibi davranılarak, kendisinin eseriymiş gibi sunulması intihal suçu olarak yorumlanıyor.
Farkında olmadan gerçekleşen intihal olayları ise uygun şekilde ya da açık bir şekilde referans ya da dipnot verilmemesi, kaynak gösterilmemesi yoluyla gerçekleşiyor. Örneğin elektronik ortamda internetten kopyalanan bir metnin, başka bir yerde kullanılması sırasında dipnotların kopyalanmasının bir şekilde “unutulması” ya da dipnotların kopyalanmadığının “fark edilememesi” bu türde bir suçun ortaya çıkmasına neden olabiliyor. Tabi “fark edilmeden” yapılmış olsa da bu gerekçe, sonuçta intihal suçunu ortadan kaldırmıyor.
ALINACAK ÖNLEMLER
İntihali önlemek için ne yapmak gerekiyor? Literatürde buna ilişkin kimi önerilere rastlamak mümkün. Genç akademisyenlere, ödev ya da rapor hazırlayanlara yol göstermesi açısından sıralayalım:
Daha hazırlık aşamasında başkalarının fikirlerini not alırken yanlarına işaret koymak ve hangi kaynaktan aldığını not etmek gerekiyor.
Yazım aşamasında orijinal kaynağa bakmadan kendi cümlelerimizi kullanmak, daha sonra orijinal cümlelerle içerik, doğruluk ve yanlışlıkla alınan ifadeler bakımından karşılaştırmak, değiştirilemeyen ya da aynen kalmasını istediğimiz ifadeleri tırnak içine alarak göstermek ve kaynağını belirtmek intihal suçunun oluşmasını önlemeye yardımcı oluyor.
Çalışmanın başından sonuna, hangi düşüncenin hangi kaynaklara ait olduğunun teker teker ve titiz bir çalışma ile gözden geçirilerek denetlenmesi ise yapılabilecek son uyarı şeklinde.
Özellikle yurt dışındaki çalışmalarda intihal konusuna büyük önem verildiğini ifade etmeden bu yazıyı tamamlamak istemiyorum. İlgilenenler internetten bu konuda “plagiarism” anahtar sözcüğüyle arama yaparlarsa uzun bir liste ile karşılaşacaklar ve bir yığın organizasyonun varlığını görecekler. Üniversitelerin öğrencilerine yaptığı bu konudaki uyarıları, bu suç nedeniyle ceza alan akademisyen ve öğrencileri, aldıkları cezaları bulacaklar.
Bu çalışmada “intihal” suçu işlememek adına yararlandığım kaynakları ise şu şekilde sıralayabilirim:
Serengil, Yusuf. “İntihal”,
http://www.universite-toplum.org/textphp3?id =264
http://forum.memurlar.net/topic.aspx?id=247090
http://tr.wikipedia.org/wiki/%C4%B0ntihal
http://www.indiana.edu/~wts/pamphlets/plagiarism.shtml#terms
-------------------------------
Doç. Dr. Erkan Yüksel
eyuksel@anadolu.edu.tr
Anadolu Üniversitesi Öğretim Üyesi
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Teşekkür ederiz.