NEDEN ?

https://plagiarism-turkish.blogspot.com


Yükseköğretimde Gözetim ve Denetim - Yasal Çerçeve ve Uygulamalar -
Devlet Denetleme Kurulu Raporu (2009) lütfen tıklayın
2547 sayılı Kanun’da öğretim elemanlarının disiplin suçlarına ilişkin yapılması düşünülen değişiklikler hakkında Bilim Akademisi’nin raporu (2016) lütfen tıklayın

11 Kasım 2007

Bilim ve Ütopya - Erdem Ergen: Yalancının Mumu

Geçtiğimiz ay uluslararası bilim kamuoyu ciddi bir intihal karmaşası ile çalkalandı. Karmaşa dememizin sebebi at izi ile it izinin birbirine karıştırılması- bilinçli ya da değil bunun yorumunu dosyamızın kapanışında okura bırakıyoruz- sonucu söz konusu olaya ismi karıştırılan bilim adamlarının "suçları" sabitlenmeden verilen hükümden kaynaklanıyordu.

İntihalin Savunması
İntihal dünyanın hiçbir yerinde aklı başında kişiler tarafından savunulamaz. İntihali ancak hırsızlar savunabilir. Ülkemizde çalıntı tezlerle doktor olmuş ve sonra da yüksek öğretiminin başına konmuş kişileri görmedik mi? Elbette gördük, ama o kişiler Türk akademik geleneğinin değil, 12 Eylül "demokrasisi"nin bir sonucu olarak tarihe kaydedildiler. Çünkü bu mevkilere darbelerle, akademik kıyımlarla geldiler. Bu tip sarsıntılı dönemlerin yarattığı bu kişilerin dışında olanlarla çıkar birlikteliğinde olmayan ve bilim adamı olmanın erdemini kavramış ezici bir çoğunluk dünya görüşü ne olursa olsun, Türk üniversite hayatını olanca güçlüklere rağmen ayakta tutuyorlar.

Haberin Kaynağı
Geçtiğimiz ay dört üniversitemizden ondört akademisyenin ismi yetmiş kadar çalıntı makaleye imza atmak suçlamasıyla, fizik alanında uluslararası atıf indexlerinden olan arXiv'in kurucusu Paul Ginsparg tarafından kamuoyuna açıklandı. Bilim ve Ütopya'nın matbaaya gönderilmiş olduğu döneme rastgelen bu süreçte yaşanan kimi önemli makale ve görüşleri dergimizin bu sayısında sizlerin önüne taşıyoruz. Bizden önce, ülkemizde konuya duyarsız kalmayan basınımızın en popüler markaları hep bir ağızdan neredeyse ciddi bir orkestranın enstrümanları gibi hareket ederek bu ondört akademisyeni kamuoyu önünde bilinçlerde "mahkum" edecek bir kampanya başlattılar. Aynı çizgiyi izleyen bu yayın organlarında ortak olan nokta ise suçlanan bilim adamlarımıza bir kendini savunma hakkı dahi tanınmamış olmasıydı. Radikal gazetesindeki koca haber içindeki iki satırı saymazsak.


Biz bir bilim dergisi olarak taraf olmayı bilimden ve gerçeklerden taraf olmak olarak algıladık. Bu bizim için sine qua non (olmazsa olmaz şey)dir. Çünkü gerçeklik düzlemi üzerine inşa edilmeyen her şey çökmeye yerle yeksan olmaya mahkumdur. Bu yüzden elimizden geldiğince bu ciddi olayı tüm yönleriyle size aktarmayı uygun gördük. Olay ciddidir çünkü eğer, suçlayanlar ve bunu büyük bir kampanya ile yayanların yazdıkları yalanlanırsa kamuoyu yanıtları çok ciddi olarak merak edecektir. Bu dosyamızla sadece bir meselenin teknik boyutuna dair değil, bilim ahlakına dair de siz sayın okurlarımıza ve kamuoyuna görevimizi yerine getirmeye çalıştık. Hiçbir gerçek gizli kalmamalı, hiçbir şey çarpıtılmamalı ve bilim dünyası intihalcilik de dahil olmak üzere her türlü irinden temizlenmelidir.


Çünkü bilim ve bilimadamları kimsenin ucuz hesaplarına kurban edilmeyecek kadar kıymetli ve bir toplumun geleceği bakımından hayatidir.




Türk fizikçiler intihalcilik suçlamasıyla yüzyüze

Türkiye'nin dört üniversitesinden sayıları bir düzineyi aşan teorik fizikçi, büyük bir intihalcilik skandalına karışmış görünüyor.
 
On beş yazar tarafından yazılan yaklaşık yetmiş makale, arXiv adlı, pek çok basılmayı bekleyen makalelerini gönderdiği, ünlü sunucunun yöneticileri (moderatörleri) tarafından silindi, iddiaya göre makaleler, daha önce başkaları tarafından yazılmış olan makalelerden ya tamamen çalınmış ya da kabul edilemeyecek büyüklükte örtüşmeler içeriyor. New York'taki Cornell University of Ithaca'da fizikçi olan arXiv'in kurucusu Paul Ginsparg'a göre bu vaka, bu sunucu (server)' da görülmüş bu türdeki en büyük olaydır. Ginsparg, bu işi yapanların çizmeyi çok çok aştıklarını belirtti.

Nature, baskıya girene kadar, skandala karışmış olan tüm araştırmacılara ve üniversitelere ulaşamadık. Fakat listeden çıkartılan en çok sayıda makaleye sahip olan, Ankara'da Ortadoğu Teknik Üniversitesi'nde yüksek lisans öğrencisi Mustafa Saltı suçlamaların "gülünç" olduğunu belirtti. Kırk kadar makalenin yazarlarından olan Saltı, "biz iyi bir işbirliği gerçekleştirdik; makalelerimizin pek çoğu fen bilimleri atıf indeksi dergilerinde yayımlandı. Şimdiye kadar kimse bizi kopyacılıkla suçlamadı" dedi.

Şüphe, geçen sene kasım ayında, Saltı ve diğer yüksek lisans öğrencisi Oktay Aydoğdu'nun girdikleri doktora sözlü sınavında ortaya çıktı. ODTÜ'den Doç. Dr. Özgür Sarıoğlu'na göre; ikisi de yerçekimi fiziği konusunda geniş bir yayın listesine sahiptiler ama en temel konularda lise düzeyindeki sorulara cevap verirken zorlandılar. Fiziğin temellerinden olan Newton mekaniğini bile bilmiyorlardı.

Şüpheli durum üzerine, Doç. Sarıoğlu’'nun çalışma arkadaşı olan Ayşe Karasu ikilinin yayın kayıtlarını araştırmaya başladı. Google tarayıcısını kullanarak, öğrencilerin, bazı büyükçe bölümler alıp kullandıkları izlenimi yaratan bir makaleye ulaştı. Fakülte üyeleri şubat ortası itibariyle arXiv'de bulunan düzinelerce makalenin, ya kısmen ya da tamamen çalıntı olduğunun teşhis edilmiş olduğunu söylediler.

Durumu Ginsparg'a ilettiler, o da kendi soruşturmasına başladı. Araştırmalar sonucunda tespit edilen altmışyedi makalenin yaklaşık yarısının düşük düzeyli dergilerde yayımlandığını ortaya çıkardı. Bu makaleler ODTÜ'lü bu iki öğrencinin yanında, Diyarbakır Dicle Üniversitesi, İçel Mersin Üniversitesi ve Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi'ndeki hocalar ve öğrenciler tarafından yazılmıştı. Sarıoğlu intihallerin çoğunun, birisi Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi ve diğeri de Mersin ve Dicle Üniversitelerinde bulunan iki rakip gruptan kaynaklandığının görüldüğünü söyledi. Makalelerin çoğu, genel göreliliğin Moller versiyonu olarak bilinen muğlak bir yerçekimi kuramıyla ilgili. Ginsparg'a göre, bu çalışmaların denetlenme olasılığı az. Bu nedenle, öğrenciler ve profesörler yakalanma korkusu olmadan yayın listelerini şişirebildiler. Bu onlar açısından en akıllıca stratejiydi. Sarıoğlu, bu iki öğrencinin İngilizcelerinin kötü, kendilerinin yalnızlık çekenkişiler olduğunu söyledi. Yayına ihtiyaç duyuyorlardı, bu nedenle intihal yaptıklarını tahmin ediyorum dedi.

Yakın zamanda yapılan bir analiz arXiv sunucusunda pek çok intihal örneği olduğunu göstermişti, (bkz. Nature 444, 524-525; 2006) Ginsparg İngilizcesi yetersiz olan bilim adamlarının makalelerinin giriş veya arka plan paragraflarında intihal ve atıfsız alıntı yapmalarının ender rastlanan bir durum olmadığını söyledi, ama çoğu kez uygun bir dipnot da verirlerdi. Ginsparg bu davranışların ahlaken sorgulanabileceğin! ama çok da acımasız olmamak gerektiğini söyledi.

İtalya'nın Trieste bölgesinde bulunan, gelişmekte olan ülkelerin fizikçileri ile ortak bir program yürüten, Uluslararası Teorik Fizik Merkezi müdürü, Katepalli Sreenivasan da bu fikre katılıyor. Katepalli; bazı kültürlerde intihal ayıplanacak bir şey olarak bile görülmüyor diyor. Katepalli, merkezlerine akademik dürüstlükle bağdaşmayan sorunların sıkça geldiğini, kendilerinin de bu sorunlarla tek tek ilgilendiklerini söyledi.

Fakat her ikisi de Türkiye'deki olayın açıkça çizmeyi aştığını düşünüyor. Ginsparg:"bu onursuzluk ve baştan savmacılıktır diyerek, normalde bu tip durumları kamuoyuyla paylaşmadıkları halde, bu vakanın büyüklüğünden ötürü istisna oluşturduğunu söyledi."

Sarıoğlu'na göre Saltı ve Aydoğdu iki dönemliğine okuldan uzaklaştırıldılar, fakat ODTÜ'nün öğrenciler için ahlâk politikaları intihal ile ilgili yaptırımlar içermediğinden, atılmaları olanaksız. Buna rağmen, üniversitede çalışmalara devam etmeleri çok da mümkün görünmüyor. Bu arada Saltı, kendisinin ve bazı yazarların arXiv'i dava etmeyi düşündüklerini belirtti. Olaya adları karışan diğer üç üniversitenin herhangi bir işlem yapıp yapmadıkları belirsiz kaldı.


Nature, Geoff Brumfield, sayı 449, 6 Eylül 2007, s.8.
Çev: Erdem Ergen

Bilim ve Ütopya,
Sayı:161, Sayfa:27
Yıl:14, Kasım 2007

editor@bilimutopya.com.tr





!

Türkiye yırtıcı, şaibeli, sahte ve fake dergilerde en çok yayın yapan 3. ülke

Predatory journals: Who publishes in them and why? - Selçuk Beşir Demir Dünyanın en prestijli dergilerinden biri olan Elsevier tarafınd...

Predatory journals: Who publishes in them and why?

.....................................................................


...
...
...

* Rastgele Yazılar




.