29 Mart 2011
Akademik Hırsızlık ( Güncel Anestezi )
Son yıllarda gerek yurtiçi gerekse yurtdışı bilim çevrelerinde bu söz sıkça duyulmaya başlandı. Yazılar geri çekildi, istifalar gündeme geldi, özürler dilendi. Bu durum yazarlara olduğu kadar tanınmış yayın kuruluşlarına da saygınlık kaybettirdi. Artık bilim literatüründe yer alacak yazılı materyal çok yakından takip ediliyor. Anesthesia & Analgesia Mart 2011 sayısında geniş bir bölümü bu konuya ve yeni yayım politikalarına ayırdı. Baş editör Dr. Steven L. Shafer’in “Yakalanırsınız” başlıklı yazısı konuyu derinlemesine ele alıyor. Konunun güncelliği nedeniyle bu yazıdan alıntılar sunuyoruz:
“Oxford English Dictionary” akademik hırsızlığı (intihal; İng: plagiarism) şu şekilde tarif etmektedir: Başka birine ait olan çalışma veya fikirleri alıp onları kendisine aitmiş gibi sunma işlemi. Akademik hırsızlığı Anesthesia & Analgesia dergisinde en çok rastlanan uygunsuzluk olarak saptanmıştır.
Kabaca intihal 5 değişik gruba ayrılmaktadır:
Fikri hırsızlık (intellectual theft),
Fikri tembellik (intellectual sloth),
Bilimsel ingilizce için intihal (plagiarism for scientific English),
Teknik intihal (technical plagiarism) ve
Kendi kendini intihal (self-plagiarism).
Fikri hırsızlık, bir yazarın daha önce başka bir yazar tarafından yayımlanmış olan kelimelerinin ve düşüncelerinin kendisine aitmiş gibi sunulmasıdır. Sözlükteki tarife en çok uyan intihal şekli fikri hırsızlıktır. Başka bir yayından öngörülü bir analizi kopyalamak, başka bir yazarın geliştirdiği sıra dışı ve zekice bir metaforu kullanmak, veya orijinal yazarın bilimselliğini çalan ona ait metinden geniş blokların kopyalanması fikri hırsızlık kapsamına giren örneklerdir. Bunlar atıf yapılmaksızın kullanılır; dolayısı ile elde edilen itibar daima intihalcinin leyhine kaydedilmektedir.
Fikri hırsızlık intihalin en ciddi olanıdır diyor Dr. Shafer ve ekliyor: “Eğer hakem olarak bir yazıyı değerlendirirken fikri hırsızlığa rastlarsam, o yazarın bağlı olduğu kuruma ve kurumun ilgili mercilerine bir uyarı yazısı gönderirim. Fikri hırsızlık kapsamında intihal içeren yayınların geri çekilmesi gerekir. Bereket versin ki, fikri hırsızlıklara fazla rastlanmamaktadır.”
Fikri tembellik yeni bir metin yazma zahmetinden kurtulmak amacı ile başka bir yazarın kelimelerinin kullanılmasıdır. Örneğin, bir sinir bloğunun tarif edilmesi için çeşitli yollar vardır. Yazarlar bir sinir bloğunu tarif edecekleri zaman kendi kelimelerini kullanmalıdırlar; alıntı yapılması halinde diğer yazarın tarifine uygun bir şekilde atıfta bulunulmalıdır (örn. Wikipedia’da tarif edildiği şekilde deyip dipnota Wikipedia sayfası eklenmelidir). Ancak şaşılacak sıklıkta yazarların mevcut bir metinden kesip kopyalama işlemi yaptıkları görülmektedir. Bu fikri bir hırsızlık sayılmaz; zira kopya edilen metin jenerik olup, serbest metin sayıp yayın ve dağıtımı izin gerektirmez. Ancak, yazar metni kendi kelimeleri ile şekillendirmek için tembellik etmekte, kaynağını uygun bir biçimde tarif etmeksizin sadece internet üzerinde mevcut metni kopyalayıp yapıştırmayı yeğlemektedir. Dr. Shafer kendisine gelen yazılarda fikri tembellik kaynaklı intihale rastladığında, şartlara göre, ya bu yazıyı reddettiğini veya yazarları yayının dikkate alınabilmesi için, intihal edilen metnin tekrar kaleme alınması konusunda uyardığını belirtiyor. Tembellik ile hırsızlık arasındaki sınır her zaman çok kesin olmayıp, her vaka kendi şartlarına göre değerlendirilmelidir. Yayın sonrası farkedilen fikri tembellik şeklindeki bir intihal ya bir geri çekme, veya bir düzeltme yahut da yazarlardan bir özür mektubu gerektirir.
Bilimsel İngilizce için yapılan hırsızlık, Anesthesia & Analgesia dergisine yapılan yayın başvuruları arasında en sık görüleni. Bilimsel İngilizce’ye yeterice hakim olmayan yazarlar çoğu zaman internete girip aynı düşünceyi diğer yazarların ne şekilde ifade ettiklerine bakmaktadırlar. Anesthesia & Analgesia dergisinin Aralık sayısından geri çekilen iki yazıda bilimsel İngilizce’ye tam vakıf olmayan yazarların intihal örneğine rastlanmaktadır. Her iki yazıda da yazarlar kendilerini düzgün dille ifade edebilmek için başka yayınlardan kelimesi kelimesine metin kopyalamışlardır. Her iki durumda da metinlerindeki intihali açıklamaları istendiğinde, yazarlar bozuk bir İngilizce ile verdikleri cevaplarında, düşüncelerini düzgün İngilizce ile ifade edebilmek için kelimesi kelimesine başkalarının metinlerini kullandıklarını belirtmişlerdir. Bilimsel İngilizce için yapılan bazı intihal örneklerinde metindeki hemen hemen her cümle yayımlanmış bir yazıdan kopyalanarak yapıştırılmıştır. Bunun adı bazen yama işi intihal olarak geçmektedir. Genelde, tek bir kaynaktan blok halinde bir metin bulunmaz; dolayısı ile böyle bir yayın klasik anlamda bir intihal örneği değildir. Ancak, yazarlar karma cümle ve cümle parçalarını düzinelerce yayın veya web sitesinden bir araya getirip kullanarak, doğru bilimsel ifadeli bir İngilizce metin ortaya çıkarmışlardır. Buna özellikle ana dili İngilizce olmayan ülkelerden gelen yayınlarda yaygındır ve Çin dergilerinde bir endişe kaynağı olmaktadır. Dr. Shafer bunu bir intihal saymadığını belirtmekte ve böyle karışık kesme-yapıştırmadan oluşan kolajın araştırmanın net ifade edilebilmesine engel olacağı yolunda endişesi olduğunu söylemektedir.
Teknik intihal durumunda kelime kelime alınan metin orijinal kaynağına referans olarak verilmiştir. İntihal edilen metin orijinal kaynağına refere edildiği için, başka bir yazarın düşünce ve tasarımlarını çalma olarak nitelendirilemez. Buradaki suç teknik niteliktedir: yazar metnini, orijinal yazarın metni için kredi alamayacağı şekilde yapılandırır. Yakın geçmişteki bir örnekte, bir yazar Alkire ve ark.’nın Science dergisinde çıkan makalesindeki bir metaforunu kendi yazısında kopyalamıştır. Yazar, Prof. Alkire’ın düşüncesini çalmaya niyet etmemektedir, zira Prof. Alkire’ı referans olarak göstermektedir. Ancak bu teknik olarak bir intihaldir. Zira, yazar, Prof. Alkire’a sarfettiği cümle için kredi vermemektedir. Bunun uygun bir şekilde belirtilmesi şöyle olmalı idi: “Prof. Alkire’ın ifade ettiği gibi….dir”. Yazar, Prof. Alkire’ın uygun ifadesinden faydalanmayı amaçladığı için, kendisine bu şekilde atıf yapmak sureti ile teknik intihali önlemeli idi. Teknik intihal metin hazırlamada bir yanlışa işaret eder, hırsızlığa delalet etmez. Dr. Shafer gönderilen metinde teknik intihale rastlanırsa, bir yanlış duyurusu yapılabildiğini veya yazardan bir özür mektubu göndermesi istendiğini söylemektedir.
Kendi kendini intihal durumunda yazar yeni bir makalesini yayın için sunduğunda önceki yazılarından birindeki metinlerden bire bir alıntı yapmaktadır. Kendi kendini intihal manasız bir şey olarak gözükmektedir, çünkü burada mümkün olamayacak bir şey, yani kendi kendinden çalma olayı olmaktadır. Herhangi bir alanda çalışan bir yazar için bir konsept veya tekniği onlar hakkında her yazdığında yeni baştan tarif etmesini beklemek gerçekçi bir yaklaşım değildir. Esasında sırf kendi kendini intihal etmemiş olmak için çok uygun bir tariften vazgeçmek daha önce yapılmış olan doğru bir tanımlamayı bozma riskini taşır.
Yeni yazısında, yazar eski metinlerden ne kadarını kullanabilmelidir? Samuelson bazı insanların % 30 prensibini kullandıklarını belirtmektedir (yani önceki makalesinden % 30’dan fazlasını kullanmıyorsa, uygundur prensibi). Bu bana biraz gri alan gibi gelmektedir. Dr. Shafer bu orandan fazla bir kullanımı kesinlikle tavsiye etmeyeceğini hatta tekrar kullanım için izin alınmadığı takdirde çok muhtemelen daha az bir kullanımı tavsiye edeceğini vurgulamaktadır. Kravitz ve Feldman, yaptıkları gayrı resmi araştırmada bir çok uzmanın % 10’luk geridönüşüm oranını kabul ettiklerini belirtmektedir. Az sayıda uzman % 15-20 tekrar sınırından bahsetmişlerdir; ancak hiç kimse % 30 üzerinde tekrara onay vermemiştir.
Anesthesia & Analgesia dergisi yazıların metot bölümünde yer alan kendi kendini intihal kısımlarını kabul etmekte, ancak diğer kısımlarda bu yöntemin kullanılmasını onaylamamaktadır. Nitekim bu nedene dayanarak geri çekilmiş yazı mevcuttur.
Bir uç nokta olan mükerrer yayın ise çok değişik bir durumdur. Mükerrer yayın, orijinal olması gereken bir metin başvurusunun namuslu olmayan bir saptırmasıdır. Bir yayını, mükerrer olduğu halde yeni gibi sunmak, yazarı açısından da ciddi bir etik yanlışlığa delalet edip, yazının geri çekilmesini gerektirir.
Anesthesia & Analgesia intihal konusunda çok katı bir tutum izlemektedir; bu son zamanlarda çok sayıda yazının geri çekilmesiyle sonuçlanmıştır. Baş editör Dr. Shafer kendisi de dahil, herkesin duruma üzüldüğünü, çünkü amacın başta gelişmekte olan ülkelerdekiler olmak üzere, akademisyenlerin gelişmelerine katkıda bulunmak ve onları desteklemek olduğunu ifade etmektedir. Ancak intihal edilmiş metinleri içeren bir yayın geri çekilmezse, bu ‘sapmaları normalleştirmek, olağanlaştırmak’ anlamına gelecektir. Aynı zamanda bu durum çoğu zaman da bir telif hakkı ihlali oluşturmaktadır. İntihal ile ilgili kuralları anlamayıp intihal içeren metinleri makalelere ekleyen yazarlar yüzünden bu eklemelerden haberdar olmayan makalenin ana yazarı çok yıkıcı bir durumla karşı karşıya kalabilir.
Ancak iyi bir haber olarak Anesthesia & Analgesia’nın yayın için sunulan bütün makaleleri intihale karşı bir bilgisayar programı ile kontrol ettiği bildirilmektedir. Cross-Check isimli son derece geniş kapsamlı program metinleri yayınlanan bütün dergilere karşı kontrol etmektedir. Ayrıca çok geniş sayıda internet kaynağı da sunulan makaledeki metinlerde tekrar edilen kısımlar var mı diye kontrol altında tutulmaktadır. CrossCheck sayesinde adı hiç duyulmamış tıbbi dergilerden, internet bazlı CME kurslarından ve henüz yayımlanmamış ancak internet üzerine geçmiş doktora tezlerinden kelime kelime metinlerin alındığı, yani intihal yapıldığı tespit edilmiştir.
Hafer her 10 yayın müracaatından takriben birinde kabul edilemez oranda atıf yapılmış metin saptandığını bildirmektedir. Bunların içinde bahsedilen tüm intihal türleri görülmüştür. En çok rastlanan intihal şekli bilimsel İngilizce için yapılan intihal olmaktadır. Baş editör bu tip intihallerde fazla yargılayıcı olmak istemediğini, zira yazarların konuşmadıkları bir dilde yazı yazmaya mecbur olmalarının nasıl bir korkulu rüya olabileceğini tahmin ettiğini ifade etmektedir. Böyle durumlarda genelde yazara bir ön karar yazısı yollayıp alıntı yapılmış olan metnin tekrar yazılmasını talep ettiğini belirtmektedir.
Yüzde yüz intihal kontrolü derginin yazarlarına verdiği bir hizmettir. Bunun başarılı olması durumunda, artık hiç bir yazar Anesthesia&Anesthesia dergisinden intihal dolayısı ile bir yazınının geri çekilmesi durumu ile karşılaşmayacaktır. Dr. Shafer ülkeleri, anadilleri, bağlı oldukları kurum, akademik ünvanları ve yazar listesindeki anılma sıraları ne olursa olsun, bütün yazarların kendilerine düşen görevi yapmalarını ve yayınlarını intihal açısından kontrol etmelerinin şart olduğunu belirtmekte ve bir yazıda intihal olması halinde, o makalenin tüm yazarlarının sorumlu tutulacağını vurgulamaktadır. Derginin bu sayısındaki bir başka makalede adı geçen çok sayıdaki web sitesinde intihalleri tespit eden yüksek kaliteli ve ücretsiz program mevcuttur (Ochroch EA. Review of plagiarism detection freeware. Anesth Analg 2011;112:742–3). Metinleri bu programlarla intihale karşı kontrol etmenin hiç bir dezavantajı, veya zayıf noktası bulunmamaktadır. Yayının dergiye sunulmadan önce bu şekilde kontrol edilip intihal tespit edilirse, ana yazarın, yardımcı yazarların, bağlı oldukları kurumların, hatta ülkelerinin sonradan tespit edilecek bir intihalin ve akabidindeki geri çekmenin sebep olacağı utancı yaşamamalarını sağlayacaktır.
Internet ve Google çağında yaşıyoruz. Tıbbi dergiler arşivlerini dijital ortama aktarmakta ve bunları Google, Yahoo, Bing ve diğer arama motorlarında indekslenecek şekilde internet ortamına taşımaktadırlar. Deja Vu (http://spore.vbi.vt.edu/dejavu/) gibi programlar vasıtası ile tıbbi literatür taranarak mükerrer yayınlar aranmaktadır. Bugünkü dijital çağda onlarca yıllık intihal vakaları bile yakalanabilmektedir. Bunlara ilaveten internet vasıtası ile on binlerce yeni okuyucu en güncel dergilere ulaşabilmektedirler. Mükerrer metinler eninde sonunda ortaya çıkacaktır; zira intihaller dünyaya sonsuza kadar açık bir şekilde yakalanmayı beklemektedir…..Dr. Shafer yazısını “intihal yapmayın” diye sonlandırmaktadır!
Çalmadan, çalınmadan literatüre katkıda bulunmak dilegiyle.
Selim Seyhan’ın katkılarıyla hazırlanmıştır.
7 Mart 2011
Prof. Dr. Rıdvan Karluk - Alman Bakan’dan Onurlu Çıkış: “Doktor Unvanımı Geri Alın!” ( Sakarya Gazetesi )
Anadolu Ajansı 22 Şubat 2011 tarihinde, Türkiye’de intihal ile suçlanan bazı öğretim üyelerine örnek olacak bir haber yayınlamıştır: “Doktorasında intihalle suçlanan Almanya Federal Savunma Bakanı Karl-Theodor zu Guttenberg, doktora tezini tamamladığı Bayreuth Üniversitesi'nden akademik unvanının geri alınmasını istedi.”
Alman Bakan’ın doktora tezinde bilimsel hırsızlık yapıp yapmadığı henüz oluşturulan bir bilimsel kurul tarafından tespit edilmemesine rağmen doktor unvanını ortaya çıkan iddialar karşısında kullanmayacağını belirtmesi, bir batılının davranış biçimini ortaya koyması açısından çok önemlidir.
Guttenberg, tezinde bazı hatalar bulunduğunu kabul ederek sorunun açıklığa kavuşması için her türlü işbirliğine hazır olduğunu, ancak görevinden istifa etmeyi düşünmediğini, sonuç belli olana kadar da doktor unvanını kullanmayacağın söylemiştir.
Muhalefet partileri Guttenberg'in Savunma Bakanlığı görevinden istifasını isterken, Merkel Guttenberg'e sahip çıkmıştır ama intihal yapmadığı konusunda da bir şey söylememiştir.
Başbakan Merkel, Guttenberg'i savunarak, kendisinin doktor unvanlı birisini değil, bir Savunma Bakanı atadığını, bu görevi de Guttenberg'in mükemmel yaptığını belirtmiştir.
Guttenberg, Frankfurt yakınlarındaki Kelkehim kentinde yaptığı bir konuşmada, doktora tezinde kaynak belirtmesi konusunda hatalar yaptığını kabul ederek, "Hafta sonunda doktora tezim ile ilgilendim. Doktor unvanını kullanmayacağımı söylemem doğruydu. Bu çalışmayı kendim yazdım. Bunun arkasındayım. Çalışmada yazdığım saçmalığın da arkasındayım" ifadesini kullanmıştır. Guttenberg'in, 2006 yılında verdiği, 2007'de Bayreuth Üniversitesi tarafından en iyi doktora tezi seçilen çalışmasının birçok yerinde, başka yazarlardan alıntı yaptığı ve bunu tezinde belirtmediği iddia edilmişti.
3 Mart 2011
Metin Münir - Martin Luther’in ülkesinde bir istifa
Başbakan Tayyip Erdoğan Almanya’ya yaptığı ziyaret sırasında Türkiye’nin Avrupa Birliği üyeliğinin neden engellendiğini hiddetle sorgularken Almanya Savunma Bakanı Karl-Theodor zu Guttenberg istifaya hazırlanıyordu.
Guttenberg bir süreden beri doktora tezinde intihal yapmak, yani kaynak göstermeden başkalarının çalışmalarını kendi tezinde kullanmakla suçlanıyordu.
Bayreuth üniversitesi geçen hafta Guttenberg’in doktorasını geri aldı. Sayıları 17 bini aşan akademisyen Şansöyle Angela Merkel’e açık mektup yollayarak intihal skandalının Alman üniversitelerini “gülünç” duruma düşürdüğünü bildirdi.
Guttenberg Alman parlamentosundan özür diledi. “Büyük hatalar” yaptığını ama isteyerek kopyacılık yapmadığını savundu. Ama ne dediyse aleyhinde kabaran dalgayı yatıştırmadı.
İşler böyle yürüyor
Guttenberg sadece kabineye değil, muhtemelen siyasi hayata da veda etti. Oysa bu skandal patlak vermeden önce bir gün gelip şansölye olabilecekler arasında sayılıyordu. Tevekkeli değil, salı günü istifa ederken “Bu hayatımın en acılı kararı oldu” demesi.
“Demek ki Martin Luther’in ülkesinde işler böyle yürüyor” oldu akademisyen bir arkadaşımın tepkisi. “Almanya övünmeli.”
Guttenberg’in istifasından Erdoğan’ı haberdar ettiler mi bilmiyorum. Bu istifa bizde haber olur mu, onu da bilmiyorum.
Olmayabilir. Çünkü bizde intihal akademik hayatın doğal bir parçası sayılır. Çocuğun ağlaması veya futbolcunun tükürmesi gibi.
İntihal yapanın, ender haller dışında, akademik unvanı geri alınmaz.
İntihalci bakan ise istifa etmez, etmesi istenmez. Ortalık kalkıp oturmaz. On yedi bin değil, 17 akademisyen başbakana açık mektup yazmaz.
Akademik dürüstlük
YÖK ve üniversitenin etik kurulları intihal şikâyetlerinden hoşlanmaz. Bu tür şikâyetlerin genellikle üzeri örtülür.
İntihali ortaya çıkartan intihal yapandan daha çok hor görülür desem abartmış olmam.
Bizde, ne yazık ki, akademik dürüstlük üniversite hayatının sadece lafta olmazsa olmazlarındandır. Bu dürüstlüğü talep eden akademisyen sayısı da öğrenci sayısı da çok değildir. Bunun çok garip bir şey olduğunu fark edenler onlardan da azdır.
İntihale göz yummak, akademik hayatta hileyi ve yalanı mubah görmek, bazı suçların cezasız kalmasında bir sorun olmadığını kabul etmektir. Bir yorumcunun tarifi ile, “bilinçli bir şekilde kandırma, yalan söyleme, yasalara aykırı davranmaya” hoşgörü ile bakmadır. Bu da demokratik bir hukuk devleti olmamak demektir.
Türkiye bu ve bunun gibi sayısız nedenden dolayı Avrupa Birliği’ne alınmaz. Değer yargılarımız, ahlak konseptimiz, adalet ve dürüstlük anlayışımız ve daha birçok şeyimiz onlarınkinden çook ama çok farklıdır.
1 Mart 2011
İntihal istifa ettirdi
Doktora tezinde yaptığı intihal nedeniyle eleştiri oklarına hedef olan Almanya Savunma Bakanı Karl-Theodor zu Guttenberg bakanlık görevinden istifa etti. Zu Guttenberg milletvekilliğinden de ayrılmak istiyor.>>>
Merkel'e 'bilimle dalga geçiyorsunuz' sitemi
Doktora tezinde intihal yaptığı ortaya çıkan Alman Savunma Bakanı Karl-Theaodor zu Guttenberg üzerindeki baskı artıyor. Doktora eğitimi yapan 30 binden fazla akademisyen, Başbakan Merkel'e mektup göndererek sitem etti. >>>
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)
!
Türkiye yırtıcı, şaibeli, sahte ve fake dergilerde en çok yayın yapan 3. ülke
Predatory journals: Who publishes in them and why? - Selçuk Beşir Demir Dünyanın en prestijli dergilerinden biri olan Elsevier tarafınd...
Predatory journals: Who publishes in them and why?
.....................................................................
...
...
...
* Rastgele Yazılar
.