NEDEN ?

https://plagiarism-turkish.blogspot.com


Yükseköğretimde Gözetim ve Denetim - Yasal Çerçeve ve Uygulamalar -
Devlet Denetleme Kurulu Raporu (2009) lütfen tıklayın
2547 sayılı Kanun’da öğretim elemanlarının disiplin suçlarına ilişkin yapılması düşünülen değişiklikler hakkında Bilim Akademisi’nin raporu (2016) lütfen tıklayın

10 Kasım 2014

Dr. Tansu Küçüköncü (*) - Akademik Sahtekarlık Nedir, Ne Değildir ?

Akademik sahtekarlık, hak etmeksizin akademiye kapağı atmak, oraya çöreklenmek, orada yükselmek, orayı yağmalamak, orada ele geçirilen avantajlarla akademi dışında da hak etmeksizin pozisyonlar elde etmek ve yağmalamayı sürdürmek için yapılan her tür sahtekarlıktır.
Akademik sahtekarlık, kendinin veya çıkar ilişkisinde bulunulan kişilerin hak etmeksizin özellikle lisansüstü diploma (doktora, yüksek lisans vb) sahibi olması için yapılan her tür sahtekarlıktır :
Hileli akademik tezler, hileli akademik tez jürileri, var olmayan akademik tezler, gizlenen – sansürlenen akademik tezler, hileli etik kurullar, hileli öğrenci kaydı, gerekli aşamaları hileyle atlatmak, resmi onaylı sahte diploma, sahte diploma vd.
Ülkemiz üniversitelerinde bunların hepsi sıradan, son derecede yaygın, çekinmeksizin aleni yapılıyor, ayıplanmıyor, aksine teşvik ediliyor, ödüllendiriliyor, korunuyor, ortaya döküp itiraz edenlere eziyet ediliyor. Diğer bazı türlerin daha yaygın olduğu pek bilinmese de ortalıkta en çok bahsedilen tür olması nedeniyle “intihal”e akademi dışında da kulak aşinalığı giderek artmakta. 
Akademik sahtekarlık, hak etmeksizin özellikle akademik etiket (doçent, profesör gibi) ve kadro (doçent, profesör vd) sahibi olmak için yapılan her tür sahtekarlıktır:
Hileli makaleler (dergi - konferans) – kitaplar, var olmayan makaleler (dergi – konferans) – kitaplar, gizlenen – sansürlenen akademik özgeçmişler, hileli akademik kadro ilanları, hileli dergiler, hileli konferanslar, hileli atıflar, hileyle etiket (doçent, profesör gibi) ve kadro  vermek. 
Akademik sahtekarlık, düzgün akademik çalışma yapabilecek bilgi birikimine sahip olanın, ara sıra ya da bir yerden sonra, hırs, açgözlülük, ortamın elverişli olması gibi nedenlerle bir şekilde yoldan çıkıp hileli yollara sapıp, genelde “ya tutarsa” deyip şansını denemesidir. Ülkemizde kendini “buğday ambarına düşmüş aç tavuk” sanmaya başlayan ve kısa sürede “ruhunu şeytana satan” vasıfsızların tercihi akademik sahtekarlıktır. “Vasıfsız” derken, genelde iyi bir lise öğrencisinin o alandaki temel bilgi birikimine bile sahip olmayan fakat “uçuş serbest” gidenler, tepki görmedikçe uçtuklarına kendileri de inanan ve gerçeklik algısını tamamen yitirenler kastediliyor.

Hileyle diploma – akademik kadro sahibi olanın, hem kılıfına uydurmak hem bu kısır döngüyü devam ettirmek için ders veriyor – öğrenci yetiştiriyor görünmesi gerek, fakat olmayan bilgi birikimiyle bunları yapabilmesi mümkün değil, ne yapacak ? Ülkemiz üniversitelerinde çok yaygın olduğu üzere “derslere hiç uğramaksızın not verecek”, “dersleri alakasız konularla 'uçuş serbest' geçiştirecek”, “derslere genelde kendi gibi bir asistanı gönderecek”. Genelde öğrenciler bunu yadırgamayacak, hatta sevinecek, itiraz ettiklerinde ise dersin hocası, bölümdeki diğer bazı hocalar ve bölüm – fakülte – üniversite yönetimince tehdit edilecekler – sindirilecekler – püskürtülecekler.
  

Kılıfına uydurmak ve bu kısır döngüyü devam ettirmek için “ders veriyor – öğrenci yetiştiriyor görünme” gereğini azaltmak ve daha çok kazanmak gerek, ne yapacak ? Yöneticilik kapacak, yükselecek, para musluklarının başına geçecek. 
Vasıfsızlara saltanat alanı sağlamak için bölüm açılması, vasıfsızların bölüm kadrolarına doldurulması, vasıfsızların tekelindeki bölümlere, 1-2 hocalı olsa bile, doktora programı açma izni bile verilmesidir, akademik sahtekarlık. 
Vasıfsızların ele geçirip yağmaladığı üniversitelerde işini düzgün yapan dürüst akademisyenlere tahammül edilememesi, yaşama şansı verilmemesidir, akademik sahtekarlık. 
Devam edelim, biraz daha açalım : Hileyle diploma – akademik kadro sahibi oldu – yapıldı ; üniversiteyi yağmaladı, yetmedi, ne yapacak ; akademi dışında da hak etmeksizin pozisyonlar elde etmek ve yağmalamayı sürdürmek için uğraşacak ; iş üretilmeyen, hesap sorulmayan, mesaisi az, kazancı yüksek pozisyonlara, resmi kurumlara, arpalıklara yönelecek. 
Akademideki çürümenin logaritmik olarak hızlanması, gelenekselleşmesi ve normal kabul edilmesi, benimsenmesidir akademik sahtekarlık.
Dünyada juristokratken, parlamenterken, bakanken, cumhurbaşkanıyken doktora tezi iptal edilen ve istifa eden örnekler var.
Akademik sahtekarlık, internetle birlikte dünya genelinde yaygınlaşan bir sorundur.
Türkiye'deki tablo : KORKUNÇ !
Dünyadaki örneklerde, Türkiye'de alışılagelenin aksine, akademik sahterkarlıklar örtbas edilmediği gibi, akademik sahterkarlıkları ortaya döken resmi raporlar gizlenmeyebiliyor ve resmi internet sitelerinde yayınlanabiliyor – dünyaya duyuruluyor !
Danıştay'ın 1980'lerdeki bir kararında üniversite sınavında kendi yerine başkasını kişinin üniversiteye kaydını iptal ettirmemesi, yerine sınava soktuğu kişiye ceza verdirmemesidir, akademik sahtekarlık.
Hileli tezler - makaleler nedeniyle verilen cezaların 1 saate çıkartılan mahkeme kararlarıyla iptal edilmesidir, akademik sahtekarlık.
Yurtdışında yayından atılan 40 ve 29 makalenin sahiplerine verilen cezaların bile mahkeme kararıyla 2 ayda iptal edilmesidir, akademik sahtekarlık.
Danıştay üst kurulunun “ceza verilemez” dediği, bu duyurulurken tüm akademiye “ceza vermeyin” diye emredilen şeydir, akademik sahtekarlık.
Ülkemizde “karşı çıkanlara” – “karşısında tehdit olarak görülenlere” sınırsız eziyet edilmesi, yıllarca mahkemelerde süründürülmesi, hayatlarının kaydırılmasıdır, akademik sahtekarlık.
“Akademik tez – makale – yayın listesi” “bilgi edinme hakkı” isteği başvurularında bile “gizli, yasak” kararları verilmesidir, akademik sahtekarlık.
Üniversitelerde ders veriyor gözüken – gösterilen hocaların bile ne idüğünün bilinmesine izin verilememesidir – gizlenmesidir, akademik sahtekarlık.
30'lu yaşlardaki lise mezunu kadını 2000'li yıllarda “ordinaryus profesör” diye üniversitede çalıştırmak ve reklamını yapmaktır, akademik sahtekarlık.
Böyle üniversitelerden, böyle hocalara teslim edilerek mezun edilenlerin, o alanda güvenilir bilgi sahibi olmalarının, düzgün iş üretebilmelerinin beklenmesinin anlamsız olmasıdır, akademik sahtekarlık.
Uluslararası rüşvet – yolsuzluk – çürüme vb raporlarında başa güreşmenin kaçınılmaz olmasıdır, akademik sahtekarlık.
Akademide her türlü “musibet yapının – gurubun kadrolaşması”nın temeli – ana unsuru – kilidir, akademik sahtekarlık.
Akademi dışındakilerin kendinden olanlar yapınca görmek – duymak – konuşmak istemediği, sadece kendinden olmayanlar yapınca ilgilendiği, fakat homurdanmaktan öte tepki göstermediği şeydir, akademik sahtekarlık.
Akademideki gırtlak gırtlağa oldukları sanılan gurupların örtbas etmede anında hemfikir oldukları şeydir, akademik sahtekarlık.
Ortopedi profesörünün platin yerine saniyede tornacılara yaptırdığı demiri hastasının bacağına takıp hastasını öldüremeyip sakat bırakmasıdır akademik sahtekarlık.
İnşaat mühendisliği profesörlerinin depremde ağır hasar görüp yıkılmak üzere olan binalara sağlam raporu satmasıdır akademik sahtekarlık.
Öldürülen kişileri intihar etmiş gibi göstermek için kurşun kafatasına ensesinden girip suratından çıktığı halde, şakağından girip öteki şakağından çıkmış diyen otopsi raporu yazmaktır akademik sahtekarlık.
Amerikalı meşhur çocuk doktorunun çok meşhur kitabını İngilizceden Türkçeye çevirtip kendi yazmış gibi yayınlayan intihalciye 50 yıldan uzun süre ülkemiz üniversitelerini teslim etmek ve o intihalcinin adını dünyada ilk ve tek örnek olarak bir üniversiteye vermektir akademik sahtekarlık.
Yapanlardan ve çanakdaşlarından başkasına fayda getirebilecek bir şey değildir, akademik sahtekarlık.
Öyle sansalar da tepki göstermeyip seyirci kalanların, orta – uzun ve hatta bazen yakın vadede zararlarından kurtulabilecekleri – paçayı yırtabilecekleri bir şey değildir, akademik sahtekarlık.
Ülkeyi – toplumu, “batmaktan – yok olmaktan” başka bir yere sürükleyebilecek bir şey değildir, akademik sahtekarlık !
İyi “seyir”ler Türkiye !...
(*) Dr Tansu KÜÇÜKÖNCÜ : 2001 başından beri “elverişli eko sisteme yerleşen bakteri kolonisi benzeri hızla çoğalan zehirli sarmaşık gibi ülkemiz üniversitelerini kuşatarak boğan, çürüten, kokutan, ve çökerten” “akademik sahtekarlık gelenekçileri”ne karşı insan hakları mücadelesi vermektedir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Teşekkür ederiz.

!

Türkiye yırtıcı, şaibeli, sahte ve fake dergilerde en çok yayın yapan 3. ülke

Predatory journals: Who publishes in them and why? - Selçuk Beşir Demir Dünyanın en prestijli dergilerinden biri olan Elsevier tarafınd...

Predatory journals: Who publishes in them and why?

.....................................................................


...
...
...

* Rastgele Yazılar




.