8 Ocak 2011
Akademi ve İntihal - AHLAKSIZLIĞIN TÜRKİYE ÇEHRESİ (BirGün - kiTaP)
Baybars Külebi, Alper Hançerlioğlu, A. Murat Eren, Togan Kafesoğlu
BirGün - kiTaP, Yıl:4, Sayı:92, Sayfa:19-27, 8 Ocak 2011
İnternet devriminin yarattığı imkanlar, bilgiye ulaşım ve fikri mülkiyet haklarını çağımızın önemli çatışma alanlarından biri haline getirmiş durumunda. Ülkeler yerelinde ifade ve bilgiye erişim özgürlüğünü tehdit eden internet yasakları ve benzeri kısıtlayıcı mevzuatlar çevresinde gelişen bu tartışma, daha büyük boyutta da WikiLeaks'in yarattığı uluslararası kutuplaşmada kendini göstermekte.
Üniversitelerdeki bilgi üretim döngüsünün tıkanıklık gösterdiği noktaları inceleme altına aldğımız bu araştırma dosyasında, bulgularımızı büyük dönüşümde halkın çıkarlarının gözcülüğünü yapma sorumluluğunu üzerine almış olan öğrenciler, akademisyenler, aydınlar, sivil toplum kuruluşları, yasama organında faaliyet gösteren seçilmişler ve yürütme kademesinde faaliyet gösteren sorumlular ile paylaşmak istedik. Dosya, Türkiye'nin yükseköğretim politikasının yarattığı atmosferde yetişen araştırmacı profilinin ne gibi çarpıklıklara yol açtığını farklı açılardan ve derinlikli olarak inceliyor. Bilimde ahlaksızlık olarak tanımlanabilecek bu çarpıklıklardan hususi olarak intihal (aşırmacılık, fikri hırsızlık) ve vasıfsız yayınlara eğiliyoruz.
İlk bölümde intihalin kurumsal ve yasal tanımları Türkiye özelinde nelerdir, bunlardan bahsedeceğim. Yasalar ve yönetmelikler çerçevesinde tanımların yanı sıra, Devlet Denetieme Kurulu'nün intihal raporunun bilimde ahlaksızlığın denetlenmesinin önündeki en önemli engelin YÖK olduğundan bahsetmesi, intihal sorununun yapısal ve kurumsal boyutlarını ortaya koymakta.
İkinci bölümde birinci yazıda kurulan arkaplanın üzerine, intihale dair bir durum çalışması ile devam ediyoruz. Alper Hançerlioğlu bu bölümde, uluslararası bilim camiasında yankı bulmuş, 2007 yılında Türkiyeli fizikçilerin adının karıştığı intihal skandalinin geçmişini özetliyor, üniversitelerimizin ve bilim kurumlarımızın bu olaya karşı verdiği kararlardan ve vesile olduğu olumlu gelişmelerden bahsediyor. İntihalin nedenlerinin aslında atama kriterleri ve yarışmacı bir bilim ortamında diğer insanların önüne geçmek olduğuna atıfta bulunan bu yazının hemen ardından bu konuyu daha derinlemesine inceleyen A. Murat Eren'in yazısı geliyor. Akademik atama ve bilimsel değerlendirme kriterlerinin yayın sayısına endekslenmesinin zararları ve bu sistemin kısa ve uzun vadedeki sakıncaları tartışan Eren, konuya çok önemli ve orijinal bir durum çalışması olan WASET organizasyonu üzerinden eğiliyor. Daha önce kendi bloğunda ve NTV Bilim'de yayınlanmış bu yazının kapsamlı bir halini bizlere sunarak bilimde ahlaksızlığın ana akım medyada irdelenmesi konusunda bize yeni bir mevzi açıyor.
Dördüncü ve son bölüm ise, mevcut yasal çerçeve ve önceki yazılarda sayılan bilimde ahlaksızlık örneklerinden yola çıkarak bu durumlarla nasıl başa çıkıldığına odaklanıyor, ve ileriki mücadelelerde neler yapılabileceğini tartışıyor. Halihazırda başarıya ulaşmış olan mücadele şekilleri bize bilimde ahlaksızlığın çözümünün üniversitede sendikal örgütlenme ve bilgiye ulaşım olanakları ile doğrudan ilgili olduğunu gösteriyor. Genel bir çerçeveden bakıldığında, intihal ve bilimdeki ahlaksızlık, şu an bir çok alanda süregelen bilgiye erişim çatışması ile organik olarak bağlantılı.
Bolonya süreci bahanesiyle üniversitelerinin bütçelerinin kısıldığı, üniversitede üretilen bilginin kamunun denetiminden çıkarılarak, "refah için bilim" aldatmacasıyla piyasanın güdümüne sokulmaya çalışıldığı, ancak aynı zamanda bilginin dolaşımının intemetin katılımcı yapısı sayesinde demokratikleştiği ve yeni direniş mevzilerinin oluştuğu şu dönemde, üniversite işleyişinin tekrar gündeme gelmesi şaşırtıcı değil. Bizler, özgün bilimsel bilgi üretiminin farklı kulvarlarında faaliyet gösteren genç akademisyenler olarak ana akım medyanın yalnızca magazin kısmına ilgi gösterdiği bu güncel çelişkiyi, bu araştırma dosyasıyla gündeme taşımayı ve tarihe bir not olarak düşmeyi borç bildik.
Bu dosya içerisinde yer alan araştırmaların sonuçları intihalin aslında fikri mülkiyetin doğal bir arızası olduğunu gösteriyor. Bilgiyi çalınabilir, fasonlaştırılabilir yapan da, bilimsel araştırmayı akademik rant sağlamak için araçlaştırıp bir meta haline getiren de yükseköğretim sisteminin ta kendisidir. Üniversitede üretilen bilginin, temellük edilen saklı bir mal olarak değil de umumi bir fikir olarak erişime açılması, denetleme olanaklarını kendiliğinden geliştirecektir.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
!
Türkiye yırtıcı, şaibeli, sahte ve fake dergilerde en çok yayın yapan 3. ülke
Predatory journals: Who publishes in them and why? - Selçuk Beşir Demir Dünyanın en prestijli dergilerinden biri olan Elsevier tarafınd...
Predatory journals: Who publishes in them and why?
.....................................................................
...
...
...
* Rastgele Yazılar
.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Teşekkür ederiz.