NEDEN ?

https://plagiarism-turkish.blogspot.com


Yükseköğretimde Gözetim ve Denetim - Yasal Çerçeve ve Uygulamalar -
Devlet Denetleme Kurulu Raporu (2009) lütfen tıklayın
2547 sayılı Kanun’da öğretim elemanlarının disiplin suçlarına ilişkin yapılması düşünülen değişiklikler hakkında Bilim Akademisi’nin raporu (2016) lütfen tıklayın

26 Kasım 2010

Yüksek Öğretim Kurumlarında Kopya Olayları ve Disiplin Cezası Uygulamaları (Cumhuriyet BT )

Prof. Dr. Levent Sevgi,  
Doğuş Üniversitesi Elektronik ve Haberleşme Mühendisliği Bölümü
Bugünlerde üniversiteleri ve yargıyı oyalayan ciddi bir sorun kopya olayları ve farklı ceza uygulamalarıdır. Aynı eyleme verilen farklı cezalar ve yetki aşımları doğal olarak öğrencileri yargıya yöneltmektedir. Yargı kararlarının farklı yorumlanması ise sorunu kördüğüm haline getirmektedir. Bu yazının amacı ne YÖK’ü ne de Öğrenci Disiplin Yönetmeliği’nin içeriğini; ne kopya çekmenin ahlaki boyutunu ne de cezaların yeterli/ yetersiz oluşunu tartışmaktır. Amaç sadece var olan yönetmelik kapsamında yaşanmakta olan kargaşayı gidermektir.
YÖK DİSİPLİN YÖNETMELİĞİ
YÖK Öğrenci Disiplin Yönetmeliği yükseköğretim kurumları içinde ve dışında uyulması gerekli hususları ve uymayan öğrencilere verilecek disiplin cezalarını düzenler. Bu yönetmeliğin 9. Maddesinin (m) bendi “kopya yapan veya yaptıran veya bunlara kalkışan” öğrencilere verilecek cezayı “yüksek öğretim kurumundan bir yarıyıldan iki yarıyıla kadar okuldan uzaklaştırma” olarak belirtilmiştir.
Yönetmeliğin 8. Maddesi “1 haftadan 1 aya kadar cezaları” (yani, bir alt derece ceza hükmünü), 10. Madde ise “okuldan çıkarmayı” (yani, bir üst derece ceza hükmünü) düzenlemekte. Örneğin, yükseköğretim kurumu içinde bildiri dağıtmak, afiş açmak (8f) “1 haftadan 1 aya kadar okuldan uzaklaştırma” cezası gerektirirken kanundışı kuruluşlara üye olmak (10e) veya uyuşturucu madde kullanmak (10f) “okuldan çıkarma” cezası kapsamındadır.
Yönetmeliğinin 30. Maddesi ise ceza verirken göz önüne alınacak hususları belirtir:
Disiplin cezalarını vermeye yetkili disiplin kurulları; bu cezalardan birini tayin ve takdir ederken, disiplin suçunu oluşturan fiil ve hareketlerin ağırlığını, sanık öğrencinin daha önce bir disiplin cezası alıp almadığını, davranış, tavır ve hareketlerini, işlediği fiil ve yaptığı hareket dolayısıyla nedamet duyup duymadığını dikkate alırlar.
Başka yükseköğretim kurumu öğrencileri ile birlikte, kendi yükseköğretim kurumunda disiplin suçu işlenmesi halinde (bunu bir ağırlatıcı neden sayarak) bir üst derece disiplin cezası verilir. Toplu olarak işlenen disiplin suçlarında, suçluların münferiden tespit edilemediği hallerde, topluluğu oluşturan öğrencilerin her birine yetkili amir veya kurullarca uygun görülecek cezalar verilir. Madde 30(a) bendinde ceza verirken sayılan hususların göz önüne alınması gerektiği belirtilirken, 30(b) bendinde bir üst dereceden ceza verileceği açıkça belirtilmiştir. Bunun anlamı açıktır: Madde 30(a) cezanın alt ve üst sınırlarıyla ilgilidir, Madde 30(b) ise bir üst ceza ile ilgilidir.
YARGI KARARLARI
Bu konuda atıfta bulunulan en önemli karar Danıştay 8. Dairenin “5.3.1998, E. 1996/1016, K. 1998/810, DD, sayı. 97, s. 537” nolu kararıdır. Bir öğrencinin kopya nedeniyle bir yarıyıl okuldan uzaklaştırma cezası alması ve konuyu İdare Mahkemesine taşımasıyla başlamıştır. Mahkemenin cezayı onamasına karşın Danıştay 8. Daire’de görüşülen öğrencinin itirazıyla ceza bozulmuş ve “1 ay okuldan uzaklaştırma” cezası verilmesi gerektiği hükme bağlanmıştır. Oysa bu açıkça YÖK Öğrenci Disiplin Yönetmeliği ile çelişmektedir.
Danıştayın kararına göre “Madde 30(a) öğrencinin olumlu halinin ve geçmişte hiç ceza almamış olmasının, ceza tayininde dikkate alınarak eylemin karşılığı olan cezanın bir alt cezası olan ceza ile cezalandırılmasını öngörmektedir. Disiplin cezası verilirken öğrencinin daha önce hiç ceza almamış olması hali de dikkate alındığı halde bir alt ceza uygulamasına gidilmeyerek cezanın alt sınırı verilmiştir. Oysa disiplin hukukunda bir alt ceza uygulamasının anlamı, eylemin karşılığı olan cezanın alt sınırı değil bir alt ceza türüdür.”
Danıştay kararında bir alt ceza uygulamasının anlamına vurgu yapmaktadır. Danıştay Savcısına göre ise uyuşmazlığa konu disiplin cezasında davacının daha önce disiplin cezası almamış olduğu belirtilerek cezanın alt seviyeden uygulandığı belirtilmektedir. Oysa disiplin hukukunda bir alt ceza uygulamasının anlamı, eylemin karşılığı olan cezanın alt sınırı değil bir alt ceza türüdür.
Görüldüğü üzere, Danıştay 8. Dairenin kararı “cezanın alt sınırı” ve “bir alt derece ceza” terimlerinin hatalı kullanımıyla ilgilidir: “bir alt ceza veriyorum diyerek ilgili cezanın alt sınırının verilemeyeceğini” söylemektedir. Disiplin kurullarının “öğrencinin pişmanlığı göz önüne alınarak bir yarıyıl okuldan uzaklaştırma cezası verilmiştir” şeklindeki bir kararına Danıştay 8. Dairenin karşı çıkması söz konusu olamaz, olmamalıdır. Çünkü Yönetmelikte Madde 30(a) dikkate alınacak hususları belirlerken, Madde 30(b) açıkça bir üst derece ceza verilecek durumları belirlemiştir. Maddenin (a) bendi bir alt ceza uygulanacak hususlarla ilgili değildir; Disiplin Yönetmeliğinin böyle bir amacı olsaydı, (b) bendinde nasıl bir üst dereceden söz ediyorsa (a) bendinde de “dikkate alırlar” yerine “bir alt dereceden ceza verilir” ifadesi yer alırdı.
Nitekim, Disiplin Kurulu olarak karara bağladığımız kopya soruşturmalarından birinde “kopya olayına karışan ***** isimli öğrencinin daha önce disiplin cezası almamış olması nedeniyle Disiplin Kurulumuz 1 Yarıyıl okuldan uzaklaştırma cezasının verilmesine karar vermiştir.” diyerek verdiğimiz ceza hem İstanbul 7. İdare Mahkemesince hem de itiraz üzerine gidilen İstanbul Bölge İdare Mahkemesince oybirliği ile onaylanmıştır.
Sonuç Yükseköğretim kurumlarında kopya olayları çığ gibi artmaktadır. Kopyanın cezasının alt sınırı 1, üst sınırı 2 yarıyıl okuldan uzaklaştırmadır. Disiplin kurulları bu aralıkta ceza vermekle yetkili ve yükümlüdür. Bu yönetmelik olduğu sürece kopya cezası olarak, her ne olursa olsun, bir alt derece ceza (yani, 1 haftadan 1 aya kadar okuldan uzaklaştırma) verilmesi söz konusu olamaz. Olursa kopya çekmenin cezası “1 yarıyıl veya 2 yarıyıl okuldan uzaklaştırmadır” hükmünün hiçbir anlamı kalmaz. Üstelik alt ceza uygulanırsa “neden 1 hafta değil de 1 ay?” sorusu sorulurk ki sonuçta bu “kopya çeken öğrenciye 1 hafta ceza verilir” uygulamasına dönüşür.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Teşekkür ederiz.

!

Türkiye yırtıcı, şaibeli, sahte ve fake dergilerde en çok yayın yapan 3. ülke

Predatory journals: Who publishes in them and why? - Selçuk Beşir Demir Dünyanın en prestijli dergilerinden biri olan Elsevier tarafınd...

Predatory journals: Who publishes in them and why?

.....................................................................


...
...
...

* Rastgele Yazılar


  • ODTÜ Fizik Bölümü'nde Bilimsel Hortumculuk (Gazete ODTÜLÜ)

    Geçtiğimiz yıl Kasım ayında, iki Yüksek Lisans öğrencisinin çeşitli makalelerden yaptıkları alıntıları kaynak göstermeden kullandıkları iddiasıyla başlatılan soruşturma ve verilen cezalarla ilgili olarak süren tartışmalar dinmiyor. Konu uluslararası bilim kuruluşları ve dergiler tarafından tartışılm... DEVAMI>>

  • Metin Münir - Çalıntı makale skandalında ODTÜ fizik bölümü sınıfta kaldı

    Orta Doğu Teknik Üniversitesi fizik bölümünün profesörlerinden biri geçen aralıkta üniversite kaynaklı yayınların listesini inceliyordu. Gözüne acayip bir şey çarptı.Fizik bölümündeki iki doktora öğrencisinin listede beş makalesi vardı. Makalelerden biri yüksek enerji fiziğinin en saygın dergilerind... DEVAMI>>

  • İntihal= Akademik intihar (AKTÜEL)

    Ayşe KoraÖnceki hafta 14 Türk akademisyenin makale hırsızı olarak dünyanın en prestijli bilim dergisi Nature'de teşhir edilmesi beni bu hafta üniversitede kopya çekme ve intihal konusunda yazmaya yönlendirdi.>>>. DEVAMI>>

  • Rektörlükten intihal açıklaması (Hürriyet)

    A.A.Mersin Üniversitesi (MEÜ) Rektörlüğü, kamuoyunda gündeme gelen ve makalede “intihal” (aşırma) iddialarıyla ilgili soruşturmayı 9 Mart 2007 tarihinden itibaren sürdürdüklerini bildirdi.MEÜ'den yapılan yazılı açıklamada, son günlerde bazı basın organlarında yayınlanan “intihal” iddialarıyla ilgili... DEVAMI>>

  • Metin Münir - ODTÜ Rektörü Akbulut'un intihal konusundaki mektubu

    Sayın Münir, Nature dergisindeki intihal ile ilgili yazınız için teşekkür ederim. Ancak verdiğiniz bazı bilgiler çok sağlıklı değildir. Rektörlük olarak 15 Ocak 2007'de Fizik Bölüm Başkanlığı ve Etik Komitesi'nin bilgilendirmesi ile incelemeyi başlattık. 18 Ocak 2007 tarihinde Etik Komisyonu ilk to... DEVAMI>>

  • Yine Rezil Oluyoruz Dünyaya Ama Kimin Umrunda?

    From America with LoveBatı'da yaşayan Türklerin en büyük ıstırabı memleketimizin dışarıdaki imajıdır. Türkiye ne zaman haber olur Batı'da? Yalnızca kötü bir şey olduğunda, mesela bir deprem vurduğunda veya siyasi kriz yaşandığında. Anlaşılan şimdi bu listeye bir de akademik hırsızlık eklenmiş. Geçe... DEVAMI>>

  • Prof. Dr. Mehmet Altan - Türban ve hırsızlık (Star Gazete)

    Dün sabah televizyondan Rektörler Komitesi’nin olağanüstü toplanacağını öğrenince, birkaç zamandır yeryüzü bilim dünyasında Türkiye’nin rezil olmasına neden olan ‘bilimsel hırsızlık’ olayını görüşeceklerini sandım. Yanılmışım.Sivil anayasa çalışmalarını değerlendirnek için toplanıyorlarmış. Gündemi... DEVAMI>>

  • Metin Münir - YÖK intihal konusunda yaz uykusundan uyanıyor mu?

    Yüksek Öğretim Kurumu YÖK Disiplin Kurulu cuma günü 14 akademisyenin "çalıntı" suçlamasıyla uluslararası yayınlardan kaldırılan fizik yazılarıyla ilgili skandalı görüşmek üzere toplanıyor.YÖK'ü her şeyle suçlayabilirsiniz ama bu konuda müthiş bir acelecilikle davranmakla suçlayamazsınız. Kurum konud... DEVAMI>>

  • Umur Talu -“İntihal”de birleşme….

    Bakın; Eğer, muhafazakar demokrat bir Başbakanlık Müsteşarı akademisyen ile sıkı Kemalist - cumhuriyetçi bir üniversite rektörü profesör, iki farklı cepheden atıp tutarken dahi; “İntihal” de, bilimsel hırsızlıkta, aşırmada, kandırmada, kakalamada, yutturmada birleşiyorlar, aynı kaba ne “bilim” şey e... DEVAMI>>

  • YÖK rezaleti seyrediyor (YeniŞafak)

    Uluslararası elektronik makale arşivi arXiv 15 Türk fizikçinin toplam 67 makalesini 'intihal' gerekçesiyle yayından kaldırdı, YÖK'ten ise hala hiçbir ses yok. HABER MERKEZİ / ANKARADört üniversiteden 15 Türk fizikçinin toplam 67 makalesinin intihal olduğunun ortaya çıkması ve uluslararası elektroni... DEVAMI>>

  • Nuran Çakmakçı - Bilimde kes-yapıştır dönemi (Hürriyet)

    Geçen hafta fizik ve matematik alanında akademik dünyada patlak veren intihal skandalları, Türkiye’de aşırmacılığın hangi boyutlara vardığını gösterdi.Bundan sonra önemli olan, aşırmanın aşıranın yanına kar kalmaması. Hiçbir yaptırım uygulanmaz, hiçbir tepki gösterilmezse, intihal teşvik ediliyor d... DEVAMI>>

  • Prof. Dr. Rıdvan Karluk - Üniversitelerimizde İntihal (Bilimsel Hırsızlık) Olayları ve Bazı Gerçekler (Sakarya Gazetesi)

    Hürriyet Gazetesi'nde 12 Eylül 2007 tarihinde yayınlanan "intihal suçlamaları üniversiteleri böldü" başlıklı haber, üniversitelerimiz açısından çok önemli olup, üniversitelerimizdeki intihallerin (bilimsel hırsızlık) uluslararası arenaya taşındığına ilişkindir. Haberin Hürriyet Gazetesi'nde yay... DEVAMI>>

  • Metin Münir - Üniversitelerin sessizliği

    On dört Türk akademisyenin makale hırsızı olarak dünyanın en prestijli bilim dergisi Nature'de teşhir edilmesinin üniversiteler tarafından ölüm sessizliğiyle karşılanması bilim dünyamız adına utanç verici, küçültücü bir olaydır. Konuyu bilmeyenler için bir özet vermek istiyorum: arXiv adlı Amerikan ... DEVAMI>>

.


.