Çamura batmış hiçbir halk, kötülükleri süpürecek bir ilâhi sel bekleyerek düze çıkmadı. Karar verdi, risk aldı, eyleme geçti.
Başbakanlık Müsteşarı Prof. Ömer Dinçer'in "intihal" yani bilimsel aşırma yaptığı gerekçesiyle YÖK tarafından cezaya çarptırılması önemli bir adımdır.
Yeter ki kirlenmeye karşı cesur bir yenilenme iradesini müjdeliyor olsun..
Çünkü bilimsel ahlâka tecavüz sayılan "intihal" suçu yalnız akademik hayatı bozup zehirlemiyor, toplumsal düzeni temellerine kadar çürütüyor.
Üniversitelerinde bilimsel hırsızlığın doğal karşılandığı bir ülkenin elbette tüm yaşam alanları soyulacaktır.
Şimdi bir eşikteyiz: Prof. Dinçer'i cezalandıran karar bir intikam operasyonu mudur, yoksa bilimsel etiği adalet ve eşitlik temelinde yeniden inşa etme kararlılığını eyleme geçirmek mi?
Ege Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Kayhan Kantarlı'nın birçok yazar ve medya kuruluşuna gönderdiği ilginç bir mektup var.
Prof. Kantarlı, YÖK'ün intihal suçuna yaptırım işletmekle gerçekleştirdiği "ilk"in "tek" kalmamasını istiyor. Aksi takdirde yapılan, bilim etiğini kurtarmak değil, bir kez daha katletmek olacaktır.
Prof. Kantarlı "TÜBİTAK tarafından bilim ödülü verilerek YÖK tarafından iki kez dekanlığa atanmış kişilerin intihal kitaplarından ve "organize bilimsel sahtecilik yaptıkları kanıtlandığı halde profesör yapılmış kişilerin dosyaları" ndan söz ediyor.
Bunların YÖK raflarında unutulduğunu söylüyor. YÖK'ün şimdi bunların unutulmadığını göstermesi gerekiyor.
Biz de ele geçirilen arınma fırsatının heba olmamasını diliyoruz.
Güngör Mengi - VATAN 01.11.2005
Kesinlikle çok güzel bir yazı,teşekkürler...
YanıtlaSil